Hayat Mücadelesi (1934)Our Daily Bread
Puan
Yeterli oy sayısına ulaşılamadı
Senin Puanın
Oyuncular
Yönetmen
Dil
İngilizce
Ülke
ABD
Süre
80 dakika
kallehari
error_outline
Film, 1929 buhranından sonra işsiz kalan John'un eşinin amcası tarafından güney Amerika'da bulunan ipotek altındaki arsada şansını denemesiyle başlıyor. Çiftçiliğe dair hiçbir şey bilmeyen John, burada çeşitli mesleklerdeki insanların yaşamaya devam etmek için altın aramaya çabalayacak kadar çaresiz oldukları zamanları neredeyse bir komün kurma ''fırsatına'' dönüştürür. Takasın ve imecenin olduğu bu ''şirinler köyünde'' cenaze levazımatçısı bile vardır. Film boyunca el ele vermenin ve birlik olmanın güzellemesi vurgulansa da, bunca insanın niçin işsiz kaldığı ve şans eseri gerçekleşen bu komün olmasaydı ne olurdu soruları tamamen yanıtsız kalıyor, toplandıkları ilk gece kampın yapısı tartışılırken ''sonsuz demokrasi'' talebi üzerine bizi buraya bu sözler getirdi'den başka herhangi bir eleştiri yokken, kampın devamlılığı tamamen kişisel fedakarlık üzerine kurulu olmaya başlıyor ve en nihayetinde ekibin motivasyonu John Sims'in liderliği üzerine kuruluyor. John Sims, kalabalığı sözüm ona örgütlerken, Amerikalı ''atalarından'' söz açıyor ve atalarının zor zamanlarda ne feragatlerle buralara geldiğinden dem vuruyor, bunu yaparken de düşmanları kafa derisi yüzen kızılderililerin de yokluklarının onlara güç ve azim vermesi gerektiğine değiniyor. Sanki Kızılderilileri oraya Britanya yerleştirmiş de, yüzyıllardır o topraklar Amerikalılara aitmiş gibi! Bunların dışında emeklerinden başka verecekleri bir şey yokken kazanacakları mısır hasadı ve ortak yaşama giden yolda gelecekleri için elzem olan su kanalının yapım sahnesi oldukça güzeldi. Bu ''manifest destiny'' algısı ve amerikan mantalitesi değişmedikçe krizlerden sonra geçinmeye çalışırken dahi liderlere bağlı kalınan daha çok buhran yaşar insanlık. Gene sinirlendim.