Okja (2017)

Her şeye para gözüyle bakanların ve gıda sektörünün acımasızlığından, genetiği değiştirilmiş canlılara kadar birçok konuyu ve eleştirileri olan çocuk-hayvan dostluğu temelinde tatlı-sert bi film. Yüzümüze vurulduğunda bile tüyler diken diken oldu. Kim bilir daha neler oluyordur. Etkileyici bir yapım. 8/10

Son yarım saatine kadar ite ite izledim fakat son yarım saat için izlenir bir yapım ❤️

Sürükleyici bir senaryo,Mükemmel bir film.8.3

Farklı ve duyarlı bir konu olmasına rağmen işleniş olarak vasat bir yapım

Öyle dertli dertli bakma, gören olmaz, gören olmaz...
Kalbinden söyler ama, duyan olmaz, duyan olmaz...
:-(

” Eğer mezbahaların camdan duvarları olsaydı herkes vejetaryen olurdu”
Paul McCartney

Filme notum = 10/10

Hayvan sever ve doğaya, yaşam hakkına saygı duyan biri olarak film bana çok samimi geldi, tabi bir yandan eksikliklerimi düşünmek boğazımda yumru oluşturdu. Keşke bu duyarlılık, güçlü sevgimiz çok daha kuvvetli olsa... Epey güzel bir filmdi.

Böyle bir teşkilatta bulunmak isterdim hayvan koruyucu olarak.

Spoilerı göster

Bong Joon Ho şu ana kadar izlediğim hiçbir filminde hayal kırıklığı yaşatmadı, gerçekten çok başarılı biri.

Bong Joon- Ho kendi stilini yaratmayı başarmış yönetmenlerden. Bu yüzden de dünya sinemasında kendini ispatlamıştır. Ve bize Okja ile tadına doyulmaz bir seyirlik armağan etmiş ✨ Düşündüren, sarsan, duygulandıran ve aynı zamanda da sevgi pıtırcığı bir film.

Mija, elmalı turtam... Sen bizi ağlatmak mı istiyorsun?
Düşünecek çok şey veren bir film aslında eminim birçok eleştirmen çocuk kategorisine sokup filmi geçiştirecekler... Hayvanlara olan tutumun eskiden bundan daha kötü olduğunu çok az kişi biliyordur ama şimdi hem sosyal medya olanakları hem de duyarlı insanların fazlalaşması sebebiyle gündemimizde yer alıyor. Çok güzel filmdi gerçekten..

En sevdiğim şey bir teşkilatlanmış hayvan koruyucularıydı... Okja'yı kaçırdıkalrı sahne çok etkileyiciydi

Spoilerı göster

sevgili mija,
keşke hayata karşı senin ve okja kadar güçlü olabilsek...

hayatımın bi başka dönüm noktası

Okja > Parazit yorumlarını duyunca izlemeye karar verdim.Karşılaştırma yapmak yanlış olur, film bana göre gayet başarılıydı.Yönetmenimiz gittikçe daha az konuşmayla daha çok şey anlatmayı öğreniyor gibi :) Tek hoşuma gitmeyen filmin sonundaki chanele teşekkür cümlesi oldu.Böyle bir filme olacak iş mi?

Okja > Parazit yorumlarını duyunca izlemeye karar verdim.Karşılaştırma yapmak yanlış olur, film bana göre gayet başarılıydı.Yönetmenimiz gittikçe daha az konuşmayla daha çok şey anlatmayı öğreniyor gibi :) Tek hoşuma gitmeyen böyle bir filmi thank you chanel diye bitirmeleri olmuş.

Filmin senaryosunu farklı bulmayanlar örnek gösterebilirlerse sevinirim. Yiğidi öldür hakkını ver. Senaryo gayet orjinaldi. Filmin mesaj kaygısı vermek üzere çekildiği konusunda da eleştiriler mevcuttu. Mesaj vermesi neden rahatsız ediyor onu anlamadım. Verdiği mesaj hoşunuza gitmeyebilir ki filmi yanlış yorumlayanlar çoğunlukta gördüğüm kadarıyla. Film size vejetaryen olun baskısı yapmıyor. Film size hayvanların uğradığı şiddet konusunda gözünüze parmak sokuyor. Biz etobur bir ırkız. Et yemeden sağlıklı bir yaşam neredeyse mümkün bile değil ama bu uğurda hele ki dünya nüfusu bu kadar artmış ete olan talep bu kadar zirveye ulaşmışken et yiyeceğiz diye de hayvanlara eziyet ederek öldürmek katliamdan başka birşey değil. Kendi kültürümüzde özellikle kurban bayramlarında ne manzaralar çıkıyor ortaya. Senin o eziyet ettiğin hayvan kurbanlıktan çıkıyor zaten. Öbür tarafta senden şikayetçi olacak o hayvan. Hiç kesme daha iyi. Ama kesiyorsan da bunu hakkıyla en az derecede canını acıtacak şekilde yap. Ha ülkemidze daha kedilere köpeklere sevgi minimum düzeydeyken kurbanlık hayvana saygı göstermeyi beklemek ütopik birşey farkındayım. Neyse filme dönersek dediğim gibi zaten filmdeki örgüt de misyonlarını eziyet gören hayvanları kurtarmak olarak açıklıyor. Orayı bir netleştirelim. Görsel efektler çok başarılıydı. Jake Gyllenhaal sevdiğim bir oyuncu ama ikidir böyle bir rolde görüyorum ve saydırıyorum kendisine. Ben oyuncu olsam böyle bir rolü kabul etmezdim sanırım. Filmin mesajını tam olarak alırsanız film çok başarılı ama filmi yanlış yorumlarsanız beğenmeme olasılığınız var.

yazıldığı kadar çok şey bulamadım filmde kötü değil çok iyide değil bence vaktiniz varsa izleyin not: hayvanları seviyorum kanat bonfileyi falanda.

spoiler içerir----------------> senaryo normalin üzerine çıkamasa da sahneler, hikayesi ve kurgusu kendine bağlıyor. Sıkılmadan kendini izlettirdi ve giderek artan merak yaratmayı başardı. Gelelim çıkarımlarıma. okja..duygusal travma ile vejetaryen olma isteği uyandırabilen bir film. ama ben kanmadım. öncelikle okja nın tanıtımını yapmamız lazım. Zeki bir yaşam formu. Sadece kendisine söyleneni öğrenilmiş davranış kalıplarıyla uygulamıyor. Düşünüyor ve insansı çıkarımlar yapıyor. Kar-zarar ilişkisi kuruyor. Örneğin; mijayı kurtarmak için atladığı sahne ve son sahnede yavruyu ağzında saklaması gibi. Ayrıca okjanın gözüne yapılan zoom lu çekimler ile bu durum pekiştiriliyor. gözü ve diş yapısının insana benzerliği dikkatimi çekti. genetiği değiştirilmiş ya. Kesin insan genomu da mevcuttur. Neyse, tür zeki olduğu kadar duygusal da. Mija yı kurtarması bunu da gösteriyor. Mija ile arasındaki uyumu sezebiliyoruz. Ayrıca travma sonrası sahnede sağı solu dağıtmadan önce yemeğin kokusunu alamadı hatta mija yı da görmeden savurdu. Fakat mija nın kolunu ısırdığı sahnede kokusunu aldığı için durdu, sakinleşti. Bu sahnede güvende olduğunu hissettiği anlaşıldı. Ki sopa ile vurulmaya çalışılırken mija nın koruması da etkili oldu. Son sahnede ise başına gelecekleri anlayan domuzların yavruyu okjaya atması güven, mecburiyet ve çaresizliği yaşadıklarını aynı anda gösteriyordu. Hepsinin isyan eden bağırışları da okja ile aynı olduklarının kanıtı niteliğinde idi. Hepsi zeki ve duygusal. Okja yı tanıyıp anladığımda kendimden farklı göremedim. mija ve okjanın saflık dereceleri ise aynı. Okjayı normal domuz gibi düşünemem. Veya büyükbaş yada küçükbaş gibi değerlendiremem. Bu hayvanlarda insansı düşünce ve duygular bulunmadığından. Yani vejetaryen olma isteğim filmin sonlarına doğru yavaş yavaş yok oldu. Onun yerini insanların yamyam oldukları düşüncesi aldı. İnsansı bir varlığı yemek için sıraya giren insansı varlıklar… İzleyicide bu düşüncenin oluşması için özellikle bırakılmış ayrıntılar olduğunu düşünüyorum. Okjanın en iyi süper domuz seçilmesinin doğal ortamda yetişmesine bağlanması ise farklı bir gönderme idi. Genel olarak film izleyicinin gözüne girmeyi başarıyor. Anlatmak istediklerini anlatmada başarılı olmuş. Tilda swinton un ikiz karakter olarak karşımıza çıkması, ikisinin de benzer niteliklere sahip olduğunun anlatılması ise bu tip insanların tipi değişse de zihniyetinin değişmeyeceğini vurgulayan bir ironi. “Tipini bile değiştirmedik izleyici” ,“anla artık” diye gözümüze sokuyor. İzlerken düşündüren hatta izledikten sonra da kolay kolay unutamayacağım bir yapım.