Akşam vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü ve öğlenlerle sabahlarda bir de geceleri hiç durmaksızın içmekteyiz bir mezar kazıyoruz havada rahat yatılıyor Bir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan hava karardığında Almanya'ya senin altın saçlarını yazıyor Margarete bunu yazıp evin önüne çıkıyor ve yıldızlar parlıyor köpeklerini çağırıyor ıslıkla sonra Yahudilerini çağırıyor ıslıkla toprakta bir mezar kazdırıyor bize buyruk veriyor haydi bakalım şimdi dansa
Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü ve sabahlarla öğlenlerde bir de akşamları hiç durmaksızın içmekteyiz Bir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan hava karardığında Almanya'ya senin altın saçlarını yazıyor Margarete senin kül olmuş saçlarını Sulamith bir mezar kazıyoruz havada rahat yatılıyor
Adam bağırıyor daha derin kazın toprağı siz ötekiler şarkılar söyleyip dans edin tutup palaskasındaki demiri savuruyor havada gözlerinin rengi mavi sizler daha derine sokun kürekleri ötekiler devam edin çalmaya ve dansa
Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü ve sabahlarla öğlenlerde bir de akşamları hiç durmaksızın içmekteyiz bir adam oturuyor evde senin altın saçların Margarete senin kül saçların Sulamith adam yılanlarla oynuyor
Sesleniyor daha tatlı çalın ölümü çünkü o Almanya'dan gelen bir ustadır sesleniyor daha boğuk çalın kemanları sonra sizler duman olup yükseliyorsunuz göğe sonra bir mezarınız oluyor bulutlarda rahat yatılıyor
Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü sonra öğlen vakitlerinde ölüm Almanya'dan gelen bir ustadır akşamları ve sabahları içmekteyiz hiç durmadan ölüm bir ustadır Almanya'dan gelen gözleri mavi bir kurşunla geliyor sana tam göğsünden vurarak bir adam oturuyor evde senin altın saçların Margarete köpeklerini salıyor üstümüze havada bir mezar armağan ediyor yılanlarla oynuyor ve dalın düşlere ölüm Almanya'dan gelen bir ustadır
senin altın saçların Margarete senin kül olmuş saçların Sulamith PAUL CELAN
çok okumuştum ama ilk defa gerçek görüntüleri bu kadar detaylı gördüm. hayal edebildiğimin çok ötesinde bir vahşet. ermeni kırımı, 2. dünya savaşı, doğu türkistan, bosna, ruanda, darfur... ve nefes aldığımız şu an da ortadoğu... insan evladı ısrarla aynı şeyi yapıyor küçücük çıkarlar uğruna.
Yapım yılı 1955 olan nazi belgeseli. Bu kadar doğal bir anlatım olamaz. Müziklerinin uyumsuz olması tek eleştirim; onu da eski bir belgesel olmasına veriyorum. Bazı görüntüler, gerçek olduğu için içimi parçaladı. Bir sürrealist olan Alain Resnais'nin bu kadar realist bir belgesel yapmasını takdir ettim. İzlenmeli.
ÖLÜM FÜGÜ
Akşam vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü
ve öğlenlerle sabahlarda bir de geceleri
hiç durmaksızın içmekteyiz
bir mezar kazıyoruz havada rahat yatılıyor
Bir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan
hava karardığında Almanya'ya senin altın saçlarını yazıyor Margarete
bunu yazıp evin önüne çıkıyor ve yıldızlar parlıyor
köpeklerini çağırıyor ıslıkla
sonra Yahudilerini çağırıyor ıslıkla toprakta bir mezar kazdırıyor
bize buyruk veriyor haydi bakalım şimdi dansa
Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü
ve sabahlarla öğlenlerde bir de akşamları
hiç durmaksızın içmekteyiz
Bir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan
hava karardığında Almanya'ya senin altın saçlarını yazıyor Margarete
senin kül olmuş saçlarını Sulamith bir mezar kazıyoruz
havada rahat yatılıyor
Adam bağırıyor daha derin kazın toprağı siz ötekiler
şarkılar söyleyip dans edin
tutup palaskasındaki demiri savuruyor havada gözlerinin
rengi mavi
sizler daha derine sokun kürekleri ötekiler devam edin
çalmaya ve dansa
Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü
ve sabahlarla öğlenlerde bir de akşamları
hiç durmaksızın içmekteyiz
bir adam oturuyor evde senin altın saçların Margarete
senin kül saçların Sulamith adam yılanlarla oynuyor
Sesleniyor daha tatlı çalın ölümü çünkü o Almanya'dan
gelen bir ustadır
sesleniyor daha boğuk çalın kemanları sonra sizler
duman olup yükseliyorsunuz göğe
sonra bir mezarınız oluyor bulutlarda rahat yatılıyor
Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü
sonra öğlen vakitlerinde ölüm Almanya'dan gelen bir ustadır
akşamları ve sabahları içmekteyiz hiç durmadan
ölüm bir ustadır Almanya'dan gelen gözleri mavi
bir kurşunla geliyor sana tam göğsünden vurarak
bir adam oturuyor evde senin altın saçların Margarete
köpeklerini salıyor üstümüze havada bir mezar
armağan ediyor
yılanlarla oynuyor ve dalın düşlere ölüm Almanya'dan
gelen bir ustadır
senin altın saçların Margarete
senin kül olmuş saçların Sulamith
PAUL CELAN