Umutlar ülkesi (2004)Nouvelle-France

Fazla romantik olduğunu düşünüyorum. Dönemin zerre önemi yokmuş gibi hissettim. Yani 16. ya da 17. yüzyılda da olsa izlenirdi. Tamam bir iki Fransa'nın dış politikası ile uyumlu sahne vardı ama onları da Benjamin Franklin, Voltaire, Jean Jacques Rousseau gibi tarihi isimlerin üstüne yüklemişler. Umudun her açıdan değerini vurguluyor film. Kimisi için umut Fransa'nın kurtuluşu iken kimi için topraklarının kar etmesi, kimi için aşkının geri dönmesi, kimi için bağışlanmayı dilemek, kimi için sapkın davranışlarda bulunan ve cadı olarak görülen birinin cezasını çekmesi gibi gibi karşımıza çıkıyor. Bir film Fransa'nın tarihini anlatıyorsa onun diğer ülkelerdeki anlamları mutlaka cesaret, hürriyet, ırkçı yaklaşımlar gibi algılanır ama New France diyerek Yeni dünyanın keşfinden sonra Kanada bölgesindeki Quebec kolonisinin Umut vaat eden bir yer olması ile ifade edilmiş. Ama kötüler de, umutsuzluk da, cezalar da adalet de peşlerinden geliyor yani aslında pek de özgür olan bir yer değil. İnsan olarak tüm görevlerin gene sorumluluk olduğunu hatırlatıyor. Marie Loup'nun kızının ismini France koyarak da cici bir kelime oyunu yapmışlar ve buradan da umudun kızının güvenliğinin daim olması gibi çok duygusal bir anlam da çıkıyor. Ama İngiltere ve Fransa'nın savaşta olması, etnik kavramının önemsiz görülmesi. köylü ve cahil halkın bir köle zenci ile dalga geçmesi, burjuvaların bütün bir koloniyi sahtekarlık, gurur = aptallık ve yatağı kullanarak idare etmesi gibi durumlar vıcık bir aşk hikayesinin arkasında kayboluyor. Çok etkilenmek isterdim gerçekten kuvvetli bir finali vardı ama Fransız aşkı denen ve onlara özgü bir kültürden dolayı anlayamadığım bir kavram yüzünden pek keyif alamadım hatta zaman zaman sıkıldım gene de izlediğime pişman değilim, iyi bir deneyim oldu. İzleyecekler tarih filmi kafasında izlemesin dönemin pek bir önemi yok; savaş koşulları altında herkesin farklı inançları, umutları vardır ve herkesin mücadelesi başka şekillerde olur. Bunu anlatıyor film.