Baş karakterin iç dünyasını, yaşadıklarına karşı kendince geliştirdiği çocuksu ama o iç yakan çıkarımlarını, sentezlerini ve geçirdiği değişimi kavramak adına önce kitabının okunmasını tavsiye ederim, film ile bütünleştirildiğinde bütün tabloyu görmek ayrı bir hoş oldu. Bu muazzam eser için teşekkürler Jerzy Kosiński !
İzlemesi çok zor bir film... Filmde insanlığın acımasızlığının sınırsızlığını görmek mümkün. Jerzy Kosinski nin kitabından uyarlanan film de çocuğun yaşadıklarının yazarın hayatından alıntılar olduğu güçlü varsayımı filmdeki insanı dehşete düşüren sahneleri daha da etkileyici kılıyor.Kült olmaya aday bir film...
Hiçbir şey beni mutsuz edemez diyen dünyanın en mutlu insanını bile şoke edip mutsuz edebilecek etkileyici sahnelere sahip bir film. Etkileyici sahneler eşliğinde bir çok ünlü oyuncuyu görmek şaşırttı beni. Er Ryan'ı Kurtarmak filmine yapılan gönderme de güzeldi.
Kucağındaki gelincik ile karlı ormanın içinde delice koşan bir çocukla başlıyor filmin ilk sahnesi. Görüntüler Tarkovsky filmlerini andıran sinematografik bir güce sahip. Çocukcağız öyle akıl almaz şeyler yaşıyor ki ancak kendini dünyanın ‘’en üst’’ aklına sahip olduğunu düşünen varlıkların tasarladığı bir sistemde olabilir tüm bunlar diye düşünebiliyor insan. Kırık ayaklı bir atı iyileştirmeye çalışan çocuk kalbinin savaş ve savaşı oluşturan bu toplumun bireyleri tarafından nasıl yaralandığına şahit oluyoruz tüm bir film boyunca. ‘’Medeniyet timsali Batı’nın’’ üzerinden daha yüzyıl geçmeyen yakın tarihindeki gerçeklerini, inanç ve değerlerini bir çocuğun ruhuna bürünen bu karanlıkla görebilirdik ancak. Bu çocuk, filmin sonunda ‘’göze göz, dişe diş’’ ne demek bunu öğrenen bir yetişkin oluveriyor. Çocukluktan yetişkinliğe uzanan bu süreçte yaşama uğraşının ne kadar ağır bastığına yapılan vurgu filmi daha da hayatın içinden yapıyor. Sürüsünden koparılıp tutsak edilen bir kuşa sürülen boyanın tüm dışlayıcılığı, bir çocukla bir kuşun tüm benzerliği, hurafelerin, açlıkların, kıskançlıkların, intikamın ve savaşın bütün yıkıcılığı; iyileştirmeden öldürmeye götüren bir süreç. Sanırım Boyalı Kuş’u en fazla böyle anlatabilirdim.
Bu muazzam eser için teşekkürler Jerzy Kosiński !
Sürüsünden koparılıp tutsak edilen bir kuşa sürülen boyanın tüm dışlayıcılığı, bir çocukla bir kuşun tüm benzerliği, hurafelerin, açlıkların, kıskançlıkların, intikamın ve savaşın bütün yıkıcılığı; iyileştirmeden öldürmeye götüren bir süreç. Sanırım Boyalı Kuş’u en fazla böyle anlatabilirdim.