Emel Sayın'nın duru güzelliği ve müzikleri ile süslenmiş, yeşilçamın yıldızlarıyla dolu çok içten ve samimi harika bir yeşilçam filmi. Çok ama çok güzeldi. İzlerken insan tebessüm ettiği kadar hüzünleniyorda. Çok özlendiniz ustalar.
Çocukken çok kez izledim ama şimdi tekrar izlememin nedeni Emel Sayın'ın bir röportajında denk geldiğim bir konu oldu. Kemal Sunal hakkında konuşuyor. Sizinle de paylaşmak isterim.
O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. Oyuncu bir de. Mavi Boncuk filmini çekiyoruz. Bir gün setten çıktık eve gidiyoruz. Ben Laleli'de oturuyorum, Kemal benden önce çıktı. Herkes yevmiyesini almış. Taksiyle veya kendi arabasıyla giden gitti. Baktım Kemal yürüyerek gidiyor. 3 kilometre var gideceği yere. Her gün yürüyerek gidip geliyor. Merak ettim nereye gidiyor bu adam böyle diye. Uzun süre yürüdü. Sonra bir bankta yatan adamı kaldırdı. Bir şeyler konuştular sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım. Ardından biraz daha ilerde bir lokantaya girdi. Bir şey yemeden çıktı. Oraya da para verdiğini görmüştüm. Bıraktım takibi banktaki adama yaklaştım, 'Tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?' dedim. 'Adını bilmem sormam da, her gün para verir bana' dedi. Teşekkür ettim, az ilerideki lokantaya gittim. 'Az önce gelen beyin borcu mu var size?' dedim, tanımadılar beni. 'Kemal abi'nin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz. O da sağ olsun onların yemek masrafını öder' dedi. Ertesi gün Kemal'in yanına gittim. 'Sen ne güzel bir adamsın ya.' dedim. Ne olduğunu anlayamadı. Sarıldım ağladım. 'Ölme sen benden önce' dedim. Dinletemedim.
O zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. Oyuncu bir de. Mavi Boncuk filmini çekiyoruz. Bir gün setten çıktık eve gidiyoruz. Ben Laleli'de oturuyorum, Kemal benden önce çıktı. Herkes yevmiyesini almış. Taksiyle veya kendi arabasıyla giden gitti. Baktım Kemal yürüyerek gidiyor. 3 kilometre var gideceği yere. Her gün yürüyerek gidip geliyor. Merak ettim nereye gidiyor bu adam böyle diye. Uzun süre yürüdü. Sonra bir bankta yatan adamı kaldırdı. Bir şeyler konuştular sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım. Ardından biraz daha ilerde bir lokantaya girdi. Bir şey yemeden çıktı. Oraya da para verdiğini görmüştüm. Bıraktım takibi banktaki adama yaklaştım, 'Tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?' dedim. 'Adını bilmem sormam da, her gün para verir bana' dedi. Teşekkür ettim, az ilerideki lokantaya gittim. 'Az önce gelen beyin borcu mu var size?' dedim, tanımadılar beni. 'Kemal abi'nin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz. O da sağ olsun onların yemek masrafını öder' dedi. Ertesi gün Kemal'in yanına gittim. 'Sen ne güzel bir adamsın ya.' dedim. Ne olduğunu anlayamadı. Sarıldım ağladım. 'Ölme sen benden önce' dedim. Dinletemedim.