Laurence Anyways (2012)

Melvil Poupaud' u ayrıca takdir etmek gerek. Bakışları filme o kadar güzel derinlik katmış ki hem sevgisini hem nefretini hem de çaresizliğini - bocalanmasını - çırpınışlarını müthiş bir şekilde iliklerinizde hissediyorsunuz. Aslında bu film kendini arayan bir bireyin yolculuğu, değişim hikayesi. Ve burada verilen mücadele. Ve de bu sancılı değişime maruz kalan aşk. Öyle güçlü bir aşk ki herşey ama herşey değişse de birbirlerine karşı hissettikleri, değişmeyen tek şey. O halde akıllara şu soru geliyor. Aşk cinsiyete mi bağlıdır? Queer sinemanın bence en muazzam yapımlarından biri.

Dolan'ın Mommy den sonra en sevdiğim filmi oldu. Filmin akıcılığı yanı sıra, oyuncu seçimi, müzikler, diyaloglar şahaneydi. Trans bireylerle ilgili çok film izledim ama bu defa cinsel hayatlarının değil psikolojik savaşlarının ön planda olması beni daha mutlu etti. Empati de kendiliğinden geldi zaten. Sadece bu da değil, filmde işlenen aşk hikayesi izlemeye değerdi. Boylesine farkli bir ilişki Dolan'ın maharetli ellerinde çok güzel bir şeye dönüşmüş. O kadar tutkulu, o kadar imkansız ki, neredeyse kıskandırıyor. Uzun olması caydırıcı olmasın, homofobisi olmayan herkesin begeneceğini düşünüyorum.

Renkleri,müzikleri,kadrajları ve hikayesiyle Dolan bu sefer daha bir usta işi eser ortaya koymuş,önceki filmlerinden bir adım daha öteye gitmiş bana göre.Uzun film süreleri benim için hiçbir zaman sorun teşkil etmemiştir.Bu yüzden sürenin uzunluğuna değinmek bile istemiyorum.Veda Vakti filmiyle oyunculuğuna hayran olduğum Melvil Poupaud u Laurence rolüyle izliyoruz.Transseksüellik gibi hassas bir konuya yine kendi üslubuyla güzel cevaplar arıyor Dolan.Bana göre bu dünya üzerinde ki en büyük azaplardan birisi kendi bedeninin dışında doğmaktır.Yıllarca üzerinde sana çok ters ve boğucu gelen bir deri maskesiyle dolaşmak bunun yanında da içinde fırtınalar kopan bir ruh haliyle oradan oraya bir bedeni sürüklemek.Sen sen değilsin,bedenin ve ruhun senden başka bir yerlerde dolaşıyor ve sen uzaktan kendini izliyorsun,tiksinerek,nefret dolarak.Bu Şekilde 35 yılını geçirmiş bir erkek Laurence.Kimsenin bu şekilde dünyaya gelmesini dilemek bile istemem.Laurence cinsiyetini değiştirirken hayatını da kökünden değiştirerek,inandığı ve bildiği herkesi ardından bırakıyor ama sevdiği kadından da asla kopamıyor.Aşk imkansız değildir bu sizin aşka ne anlam yüklediğinize bağlı bir durumdur,aşkı imkansız hale getiren düşüncelerimiz ve başkalarının düşünceleridir.Fred düşüncelerini değiştiremediği sürece Laurence ı asla eskisi gibi göremeyecekti ve böyle de oldu.


Açılışından tutunda,sizi tam anlamıyla kendinizden geçiren bir çok görüntüyle birleşen çarpıcı müzikleri,birer fotoğraf karesinden alınmış gibi duran renkli film kesitleriyle sizi gerçekten doyuma ulaştırmayı başarıyor bu film.Dolan ı sevmemek için tek bir neden dahi bulamıyorum çünkü sen genç adam işini gerçekten çok iyi yapıyorsun.

onlarca, yüzlerce, binlerce defa izleyebilirim.

https://www.youtube.com/watch?v=Lx0SNALHZms

Spoilerı göster

Xavier Dolan'a aşık olma sebebim. Ömrümün geri kalanında tek bir film izleyebilecek olsam bu film olurdu!

Uzunluğu aldatmasın, her saniyesi dolu, her saniyesinde farklı bir anlam var. Ana karakterimizle mutlu olup onunla üzülüp onunla dışlanıyoruz bu filmde. O harika oyunculukla filmin içine hapsolmamak elde değil. Sadece bazı olaylar arasındaki keskin atlayış hoşuma gitmedi. Onun dışında başka söylenecek bir şey yok. Bir kere yetmez 2-3 kere izlenmesi gereken film

Cok guzel bir film..

Üç saate yakın olmasına rağmen tekrar tekrar izlenir ... her sahnesi ayrı bir görsel şölen sunuyor ...