Lars and the Real Girl (2007)

Lars'a bak sen :-)) :-) 😁
Hem güldüm hem üzüldüm...
Lale devri çocuklarıyız diye diye kopamadığımız toksik ilişkilere gelsin 🤪
Gökyüzünün başka rengi de varmış , görebilmek lazım...🥰

Hem gülümsetip hem hüzünlendiren garip bi filmdi.. en güzel kısmıda böyle güzel anlayışlı ve hoşgörülü insanların olduğu bir kasaba olması.. yani sanırım birçok şey için insan artık böyle bi şeyi arıyor.. garip bir durum söz konusu olsada yadırgamadan yargılamadan anlamaya çalışmak ne güzel bir şey.. açıp izleyin sadece.. öylesine..

Gülümseyerek izlenen anımsarken bile gülümseten filmlerden

Hiç böyle bir şey beklemiyordum..Öylesine bir film açayım izleyim dedim ama ben bu kadar güzel duygular yaşayacağımı tahmin etmedim. Yüzümde film boyunca bir gülümseme vardı. Yeri geldi gözlerim doldu. Keşke biz insanlar şu filmdeki kadar güzel olabilseydik dedim. Filmle duygusal bir bağ kurdum. Çok güzeldin sen Lars ..

Oscar olmasa da 7 tane ödülü var. Bunlar arasında en iyi yardımcı kadın oyuncu rolü de var ki ben de tam olarak onu yazmak için gelmiştim. Emily Mortimer gerçekten de ödülü hak etmiş bence. Tabii Ryan Gosling de öyle. Konu güzel, kurgu güzel, oyunculuklar güzel ve hikaye sıcacık. Güzel geldi.^^

Filmin ilk 15-20 dakikası kapatmakla kapatmamak arasındaydım. Biraz ara verip tekrar başladım, iyi ki bırakmamışım. Farklı ve bir o kadar da içtendi. Ryan Gosling i şimdiye kadar izlediklerim arasında oyunculuk olarak en beğendiğim filmlerinden biri.

Mükemmel bir konu. Bianca'ya ağlayacaktım neredeyse :D Lars karakteri çok canlı. Hareketleri, o sinirlenmeleri falan tam oturuyor. Bütün kasabanın Lars'a bu şekilde yardım etme tatlılığına da diyecek söz bulamıyorum. Sıcak, duygusal bir film. ^^

Filmin türüne fantastik eklemeyi unutmuşlar çünkü böyle mükemmel hikaye böyle mükemmel oyunculuk ancak gerçek anlamda fantastik olabilir.o kadar harikaydıki baştan sona bir saniye bile dikkatim dağılmadan izledim. filmin konusunu okuduğumda çok dandikmiş dedim ama unutamayacağım filmlere eklendi bile en son bu kadar harika ne izledim diye kendime sorunca nedense aklıma the fall geldi aynı o tatlılıkta aynı o hüzündeydi...vee Ryan Gosling o kadar muhteşem oynadı ki bi an bu daha önce izlediğim adam mı dedim inanılmazdı

Yıllardır ihmal edilmiş,gözardı edilmiş bir adamın hikayesi aslında Lars ın ki.Ailesi tarafından hep göz ardı edilmiş,sorunlarının patlak vermesi bu sebepten.Kimse ilgilenmemiş ancak eve plastikten bir bebek alıp onu sevgilim diye tanıştırınca herkes sorunun farkına varıyor.Lars ın zorla yalnızlığa itilmesi Lars ın suçu muydu acaba?Derken plastik bebeğimiz Bianca kasaba halkı tarafından benimseniyor,gerçek insan muamelesi yapılıyor.Her şey Lars için.Bu süreçte abisiyle olan ilişkisinde yol kat etmeye başlıyor,Lars aileye hiç olmadığı kadar dahil oluyor ve el birliğiyle Lars a çözüm aranmaya başlanıyor.Ve Lars içine dahil olduğu gerçek dünya sayesinde yeniden hissetmeye başlıyor.Lars artık insan olduğunun farkına varmaya başlıyor.

Show spoiler

Farklı ve orijinal bir senaryo kesinlikle.Ryan Gosling in izlediğim en iyi oyunculuğu diyebilirim.Özellikle kilise çıkışı iş arkadaşını gördüğünde çiçeği atıp kaçtığı sahneyi unutamıycam :).

Lars ( ryan gosling ) içe dönük,insani ilişkileri sorunlu bir kasaba gencidir.Durumuna çözüm olsun diye internetten plastik bir sevgili sipariş eder kendine.
“Yapma Bebek” eli ayağı düzgün ,ağzı var dili yok bir güzel hanım kızdır.Adı bile vardır: Bianca..Bu yapma bebeği herkese SEVGİLİ’si olarak tanıtmaya başlar.Kasaba halkı da hareketsiz yapma bebeği sahipleniverir.Bianca ablamızın bir rakibi de vardır. Lars’a tutkulu bir aşkla bağlanmıştır.Adı , Margo’dur.Güzel midir? Hayır..Gideri var mıdır? Eh..Bianca bacımızın aksine kendisi çok konuşkan kıpır kıpırdır.Kader ağlarını kıs kıs gülerek örmekte,Margo Lars’i kendine çevirmeye başlamaktadır.Ne olduysa o bowling sahnesinde oluverir,Eros’un oku Lars’ı kalbinden vuruverir…Lars bir kenarı Margo,bir kenarı Bianca olan aşk üçgeninde kendini hipotenüs olarak buluverir.Gelgitler yaşar ve sonunda kendi zekasının çok fevkinde bir çözüm üretir.Bianca’yı bilinç altında öldürmeye karar verir.Bianca sözüm ona amansız bir hastalığa yakalanır ve çok geçmeden “Yapma Bebek Cenneti”ne göçüverir.Bianca ablamızı harbiden toprağa da gömerler.
Oyunculuklar harika,konu sıra dışı ve ilginç..hem de sürekleyici..
İnsanı zaman zaman duygulandırıp gülümseten, sımsıcak naif bir film..
Bence Bianca ‘ya üzüldüm.Erkek milletinin yatacak yeri yok doğrusu.Ben buradan Lars Beyefendiye sesleniyorum: Bulmuşun dırdırı olmayan,sessiz,sedasız,masrafsız ,eteğine sağlam bir kızI ne diye kıymetini bilmezsin..Nankör adam ..