Dalgakıran (La jetée) (1962)

Dalgakıran (1962)La jetée

Puan 9.1 / 10
Senin Puanın
Yönetmen
Dil
Fransızca
Ülke
Fransa
Süre
28 dakika
63
0
113
70
Özet Fragman Beğenenler
serkan2335 profil fotoğrafı
serkan2335
İlginç ve Farklı konulara el atan Marker'ın en iyilerinden.7.4
error_outline
Rainbow profil fotoğrafı
Rainbow
Her biri birbirinden güzel fotoğraf kareleriyle oluşturulmuş bir hikaye. Farklı tatta bir film olmuş.
error_outline
franzbiberkopf profil fotoğrafı
franzbiberkopf
Normalde yorum yazmayı sevmiyorum ama bu filmin yeri ayrı olduğu için yazdım bir şeyler. 1900'lerin başında edebiyat eleştirmenleri iki tür eleştiri kuralı koyarlar birincisi yapıtı yapan kişinin hayatı, yapıtın kuramsal kısmı, alt yapısı, geçmişi nelerden etkilendiği vs. ikincisi ise sadece haz üzerine kurulmuştur o yapıt hakkında tek bir bilgi bile olmayacak şekilde izler ya da okursun. Bu film ikinciye giriyor. Biz sanat yaparken sanatı dile gelmeyen duyguları ve hisleri dile getirmeye çalışırız bu yüzden sinema da kendi malzemelerini kullanarak sinema sanatını yapmaya çalışır, şimdi sinemanın malzemesi hareketli görüntü ama bu film bir istisnadır. Amacımız burada dile gelmeyen şeyi dile getirmeye çalışmaktır. Başka bir hususta Bergsoncu zaman kavramı üzerinedir bu film ve bence kesinlikle izleyin Alain Resnais'in filmleri bergsoncu zaman kavramı üzerine durmaktadır. Şimdi biz doğduğumuz da dil evrenine giriyoruz ya bu dil evreni sayesinde imajları belleğimize yüklüyoruz ama bu imajlar bizim belleğimize hareket blokları halinde işleniyor. Bellek sadece bizim işimize yarayacak imajları üstte tutuyor ve bunu bize fark ettirmeden yapıyor. Bergson insanı hayvandan ayıran tek şeyin Elan Vital yani yaşamsal atılım oluğunu söylüyor, elan vital zekaya tekabül oluyor zeka; insanana yaşadığını, öleceğini, zevk, acı vs. duygularını da fark etmesini sağlıyor, şöyle örnek vereyim "düşünüyorum öyleyse varım" değil de düşündüğünün farkına varmak. Bu elan vital sayesinde zeka hareket bloğunun dışına çıkıyor ve bize o an yaşadığımız anı daha fazla hissettiriyor ve bu hissetme geriye yani geçmişe sıçrarken daha iyi bir hatırlama sağlıyor. Buna Deleuze'cu bakmak lazım ama şimdi oraya girmeyelim. Bu belleğe giren imajları iki şekil de hatırlıyoruz biri istemli bellek, belleği zorlayarak o anıya giderek o anı tekrar yaşayarak. Diğeri istem dışı bellek bu Proust'ta karşımıza çıkan Madlen bisküvisi, kaldırım taşları ya da Bergman'ın yaban çileklerin deki çileklerin kokusuyla oluyor. Burada bellek sen istemeden o anı hareket bloğunu tam karşına getiriyor hem de senin isteğinden daha iyi bir şekilde,
son bir anımsama var ama orada bilinç kontrol dışında kalıyor orası da rüyalar bunlar daha çok Tarkovsky vari filmlerde çıkar karşımıza orada da bellek bir havuz gibidir her yer her yerdedir vs. bu filmde de iki tarz hatta yer yer üç bilinç tarzını görmekteyiz
adamın çocukluğunu anımsamaya çalışması, ağacın çizgilerinden zamanı hesaplaması vs. sahneleri gibi
şimdi tüm bunları toparlayacak olursak yönetmen iki şey için bunu yapıyor birincisi bellek asla ölmez ve bellek sayesinde var oluruz, ikincisi bence en önemli olan şey; ana akım sinemaya bir başkaldırı ki o dönem Yeni Roman ve Yeni Dalga çok etkili, bize işlenen imajları ala aşağı ettiler ya da etmeye çalıştılar. İmajlar ideolojiktir ve bu ideoloji de mevcut statükonun devamı için egemen topluma göre kullanılır. Ana akım bu imajları üretir ama böyle yönetmenler bu imajları imha etmeye çalışır. Umarım verimli olmuştur.
error_outline
Eternity profil fotoğrafı
Eternity
Tekrar tekrar seyrettiğim, izlediğim en etkileyici kısa filmlerdendir.
error_outline
negerekvaryahu profil fotoğrafı
negerekvaryahu
''sıradan anları hatıralardan ayıran bir şey yoktur. ne zaman ki, o anların açtığı yaralar sızlar, hatıra değeri kazanırlar.''
error_outline
yazcsefa profil fotoğrafı
yazcsefa
Fazla söze gerek yok enfes. Mutlaka izlenmesi gereken filmlerden biri.
error_outline
mervyazc profil fotoğrafı
mervyazc
Süresi kısa ama etkisi büyük bir yapım. Fotoğraflar ve dış sesle yakalanan mükemmel uyum, her şeyiyle filmi ayakta alkışladım.
error_outline
eminuk profil fotoğrafı
eminuk
Helal olsun gerçekten.Sadece fotoğraflarla Hollywood 'un milyon dolarlık filmlerini ezdi geçti. Hikaye falan akla gelmeyecek türden değildi ama görüntülerin kullanılışı süper bir fikir.
error_outline
KafkaLoz profil fotoğrafı
KafkaLoz
bu adam deli, kesinlikle. ya sen sadece fotoğraflardan film oluştur, üstüne anlatıcılığın ve alttan gelen sesler izleyiciyi ele geçirsin.. bu nasıl bir sinemadır.
error_outline
sabriayes profil fotoğrafı
sabriayes
twelve monkeys filminin senaryo babasıymış. filmden çok masal gibi, bilim kurgu masal :) ..ben çok begendim.
error_outline
hivron profil fotoğrafı
hivron
olayın geçtiği zamana ve filmin çekildiği döneme
bakıldığında ,olağanüstü bir kurgu , ayrıca siyah beyaz fotoğraflar eşliğindeki anlatım da onu daha gerçekçi kılmış.
error_outline