La fille sur le pont (Girl on the Bridge) (1999)

La fille sur le pont (1999)Girl on the Bridge

Rating 9.0 / 10
Your Rating
Tags Deep, Cult
Director(s)
Language
Turkish
Country
France
Runtime
90 minutes
115
3
238
162
Synopsis Trailer Who liked it?
Rainbow profile photo
Rainbow
Bu filmin yeri bende hep ayrıdır ❤️
error_outline
zeyyn profile photo
zeyyn
Birbirlerinin değerini ancak kaybedince anlayan iki ruh eşi...
error_outline
Selenora profile photo
Selenora
Replikler kitap güzelliğindeydi. Tozlu raftan alınmış bir film.. Ayrı bir esintisi ve ruhu vardı.
error_outline
melihkaya profile photo
melihkaya
Müziklerinde Burhan öçal ve Hüseyin, Günay türkmenler adlı türk sanatçıların imzası vardır.
error_outline
busranl profile photo
busranl
ne guzel bi filmsin sen :)
error_outline
KARAGEYIK profile photo
KARAGEYIK
Yaklaşık 12-13 sonra sene tekrar izledim. İyiki izlemişim. Sonu biraz yüzümü ekşitmeme sebep olsa da şiir gibi, masalsı bir film. Muhakak izlenmeli...
error_outline
Sefa profile photo
Sefa
Giriş müziğiyle türkiyeyle alakalı birşeyler olur diye düşündüm olduda ve asın bayrakları :) neyse filme gelirsek çok güzeldi. Kısaca bir madalyonun iki parçası. İzle - izlettir.
error_outline
Bhrpst profile photo
Bhrpst
Asın bayrakları! :)
error_outline
siborgmujgan profile photo
siborgmujgan
ben bu filme yorum yapmam
error_outline
yahsiii07 profile photo
yahsiii07
Gizli kalmış hazinelerden birisi daha.. (en azından benim için böyle) Aşk filmleri kategorisinde en’lere girdi bile.. Ölümün kıyısında köprünün ağzında tesadüfi olarak aşka tutunmak. Bir elmanın iki yarısı gibi birbirini bularak bütün hissetmeleri. Birbirlerinden uzaktayken bile konuşmaları..
Geçenlerde sosyal medyada bir tartışmaya denk geldim, sevgiliyi cinsellik olmadan da sevebilmek adı altında.. Sanki bu film bu tartışmalara cevap verir nitelikteydi. Birbirine dokunmadan sevişebilen iki insanın hikayesi. Aşkı ve sevgiyi en ufak bir cinsel temas olmadan, bir öpüşmeye gerek bırakmadan anlatabilen şahane bir film.

Aşk, şans, inanmak ve güvenmek üzerine güzel mesajlar veriyor. Şu sıralar şansını sorgulayanlara, ne aradığını bilemeyenlere ilaç gibi gelebilir. Şans gerçekten var mıdır? Yoksa insanlar Şanslarını kendileri mi yaratırlar sorularına çok güzel cevaplar veriyor. Mesaj veriyor dedikte.. Hayatını hiç düşünmeden birine teslim edebilmektir aşk. (şıpsevdi sakızlarının üzerindeki aşkın tanım gibi oldu bu da :Dd )

Ayrıca film harika müziklere ve repliklere sahip.

"Saatlerce tüm fotoğraflarına baktığına değil, tek bir fotoğrafına saatlerce baktığın kişiye aşıksındır." cümlesi ile beni benden alan filmdir.

(((- böyle devam edemeyiz.
- neye devam edemeyiz?
- beraber olmamaya...)))

"kötü yollar yoktur, kötü rastlantılar vardır"

Şans demişken; ben köprüye kadar gidip geliyorum bi :DD:dD
error_outline
b.u.r.c.u profile photo
b.u.r.c.u
Açılış sahnesinde Vanessa'nın yaptığı konuşmanın her cümlesi çok etkileyici ve derindi.Sonrasında da film aynı güzellikte devam etti.Güzel ve anlamlı replikleriyle,içselliğiyle,yaşattığı hüzünle çok sevdiğim filmler arasına girdi.Onlar birbirinden ayrıyken dünyayla başedemeyen iki loser ama bir aradayken şanslı iki winner, iki ruh eşi..Vanessa'nın en güzel hali bu hali olsa gerek.Filmin müzikleri de çok güzeldi.Açılış ve kapanış müziğiyse bizden;) izlenmesi gereken bir klasik.
error_outline
sinemasal profile photo
sinemasal
izle izlettir kampanyamın en güncel filmi oldu kendileri
error_outline
Sezgii profile photo
Sezgii
Türk ezgilerini duymak filmi güzelleştirdi.Kızın her gördüğü erkeği beğenmesi çok absürt değil mi ya? Fransız filmlerinde sürekli böyle bir temaya rastlıyorum. Genel itibariyle repliklerini çok beğendim, bıçak oyunu zaten filmin olmazsa olmazı durumunda, her an o bıçak kızın karnına saplanacakmış gibi hissediyorsunuz. ^^
error_outline
oguzhank8 profile photo
oguzhank8
Durup dururken aklıma geldi film ve yorumu koymak istedim..
Köprüdek Kız izlediğim replik olarak en etkileyici filmlerden biri, özel bi konuya , örgüye , şahane mekanlara sahip nadide filmilerden biri amaa... Amadan öncesinin pek değeri yoktur hayatta, ...ama Fransız yapımı. Fransızlara sempatimin olduğunu sanıyordum ama bu yıl izlediğim filmler Fransızların aklının fikrinin iki bacak arasına çalıştığını düşünmeme sebep oldu. Repliklere geldiğimizde film baştan sona muazzam repliklerden oluşmaktaydı ancak şu iki replik benim için çok ders verici nitelikte, etkileyici oldu; ''Yanlış yol yoktur yanlış yoldaş vardır.'' Bu replikte öyle bi insana hala inancının olduğuna inandırmıştı hem Adele hem bana. 2. replik ise; ''Kaybetmeyi öğren yoksa kazanmayı çok ciddiye alırsın.'' bunu duyduğumda sanki bana söylemiş gibiydi ki sadece benim değil bu ülkede en yüksekten en aşağı herkesin dikkate alması gereken bir cümledir. Filme devam edecek olursak baştan sona siyah beyaz çekilmiş ve bence ayrı bir hava katmış, Film orta okul civarında karşıma çıkan ve dilimden uzun zaman düşmeyen Quienn Sera şarkısı ile etkileyici bir giriş yaptı ve etkileyici bir intahar sahnesiyle başladı yardımına gelen adamın mükemmel dili, kelimeleri filme sımsıkı bağladı başta cinsellikten girdiği için mesleğide öyle bir şey düşündürüyor ancak ölüme giden insanın ölmekten korkmayacağı bahanesiyle mükemmel bir şekilde bağlanıyor ve ekrana kitliyor.Fİlmde İstanbul ve Ezan figürlerinin yer alması , Türkiyeden sahneler bulunması daha cezbedici hale getiriyor, gümrük görevlisinin tam bir Türk gümrük görevlisi olması Türkçe konuşması bizim için filmi dahada çekici hale getiriyor. Kısacası bir fransız yerine dünyada geriye kalan 193 ülkeden biri çekseydi dalında en harika film olabilirdi, yinede 15 yıl önce , siyah beyaz çekilen bir film kendini izletiyorsa başarılıdır.
error_outline