İspanyol büyük yönetmen Luis Bunuelin 1930 yapımı bu filmi, 1928 yapımı Bir Endülüs Köpeği ile devam eden sürreal sinema örneğini eksiksiz bir şekilde tamamlar.
Sıradışı 60 dklık bu filminde o zamana kadar çekilmesi çılgınca ve aykırı olan sahneleri ard arda filmine yerleştirmiştir. Film hem o zamana kadar yapılmış hem de en az birkaç 10 yıllık dönemde çekilecek filmler için de türü ve sinemasal anlatımı bakımından bir kilometre taşı teşkil etmiştir. Sinema sanatı için şüphesiz büyük ve en devrimci filmlerden bir tanesidir. İnsanın ayağına çelme takan, yine insanın yarattığı toplum düzeni…Bunuel, hemen her filminde çılgınca bir yıkıcı arzuyu yansıtıyor bize. İnsanın kendisi için yarattığı ama insanı insan olmaktan çıkaran her türlü toplumsal baskıya böylesi bir başkaldırıyı başka hiçbir yönetmende görmedim. Sartre’nin sözünü çağrıştırdı bana film: “Demek cehennem bu. Hiç aklıma getirmezdim böyle olacağını… Acı, ateş, kızgın ızgara hepsi sizsiniz demek… Ne gülünç şey! Kızgın ızgaranın ne gereği var: Cehennem başkalarıdır.”
Bir türlü kavuşamadıkları için burjuva toplumuna savaş açmış iki aşığın öyküsünün anlatıldığı filmde sert bir toplum eleştirisi yapılır. Zaten çağının çok ilerisinde alışılmadık çarpıcı yenilikler ve erotik sahneler de içeren film ilk gösteriminde tepki çekmiş, tutucu protestocular sinema salonuna saldırmışlardı. Hatta filmin gösterildiği Studio 28 adlı sinema salonuna bomba da atılmıştı. Bunun üzerine film yasaklanmış ve 50 yıl boyunca sadece özel gösterimlerde izlenebilmişti
Sıradışı 60 dklık bu filminde o zamana kadar çekilmesi çılgınca ve aykırı olan sahneleri ard arda filmine yerleştirmiştir. Film hem o zamana kadar yapılmış hem de en az birkaç 10 yıllık dönemde çekilecek filmler için de türü ve sinemasal anlatımı bakımından bir kilometre taşı teşkil etmiştir. Sinema sanatı için şüphesiz büyük ve en devrimci filmlerden bir tanesidir. İnsanın ayağına çelme takan, yine insanın yarattığı toplum düzeni…Bunuel, hemen her filminde çılgınca bir yıkıcı arzuyu yansıtıyor bize. İnsanın kendisi için yarattığı ama insanı insan olmaktan çıkaran her türlü toplumsal baskıya böylesi bir başkaldırıyı başka hiçbir yönetmende görmedim. Sartre’nin sözünü çağrıştırdı bana film: “Demek cehennem bu. Hiç aklıma getirmezdim böyle olacağını… Acı, ateş, kızgın ızgara hepsi sizsiniz demek… Ne gülünç şey! Kızgın ızgaranın ne gereği var: Cehennem başkalarıdır.”