Khaneh siah ast (1963)The House Is Black
Puan
8.2 / 10
Senin Puanın
Oyuncular
Yönetmen
Dil
Farsça
Ülke
İran
Süre
20 dakika
– Bilmiyorum, annem ve babam yok.”
Kara veba. Lepra. Hansen hastalığı. Miskin hastalığı. İlletin diğer adları. Yanmış gibi duran eller, dudaklar, yanaklar. Ayaklar sanki mayına basmış, kollar yamuk, gözler farklı yönlere bakıyor, iniltiler sancılı. Bir çirkinlik gettosu. “– Bana dört tane güzel şey söyle.
– Ay, güneş, çiçekler, oyun.”
Sokaktan geçerken gördüğümüz, iyi bakmadığımız için unuttuğumuz, unuttuğumuz için de her gün yeniden tanıştığımız vicdanımıza kurulmuş bir tuzak.“– Bana üç çirkin şey söyle.
– Eller, ayaklar, baş.”
“Dünya, ıssız yaslı bir ev gibi görünüyordu gözüme ve ben bağrımda bir acı duyuyordum: Evin bütün odalarını yalın ayak dolaşmak zorundaydım sanki.” der başyapıtı Bûf-i Kûr’un bir yerinde Sâdık Hidâyet.. Zaten Sâdık Hidâyet kitapları biraz yalnızlıkla biter. Yazarın yalnızlığının bittiği yerde, bizimki başlar. Kapatılamayan o son sayfa ile gözlerimiz arasındaki mesafe, nihai postürümüzü belirler. Se katre hûn (Üç Damla Kan) Goceste Doj ile nihayete erdiğinde, kim Heştun’du kim Rûşenek, artık hatırlamaz oluruz. Madde ile manâ, ruh ile beden, gerçek ile hayâl karışmış ve doğru ile yanlış barışmıştır. Sansürlere, yasaklara, aforozlara göğüs geren, insanın ipliğini pazara çıkaran “Doğu’nun Kafka’sı”ndan sonra İran edebiyatı, şiirde ölçünün ve ritmin reddedilerek terk edildiği ‘yeni’ bir akımın ve onun temsilcilerinin ellerinde yeşerecektir: Khaneh siah ast , Sohrab Sepehri ile birlikte dönemi domine eden en önemli isim sayılan Forough Farrokhzad’ın çektiği ilk ve tek filmdir. İnsan olmanın bulanık, sisli yanlarını oyan ses, kamerasını Tebriz’e, orada bir bakımevine, o evde yoksulluğun, olanaksızlığın, hastalığın kalbine çevirecek, kendi sesinden şiirlerine ve İbrahim Gülistan’ın dış ses katkılarına rağmen ortaya kor karanlık, hiç umut içermeyen bir eser çıkaracaktır.
Grafik şiddetten çok daha sarsıcı.
“– İçinde ‘ev’ geçen bir cümle yaz.
– Ev karadır.”