Gerçek hayattan alınmış mükemmel bir film.Köpeklerde çoğu cinsin aşırı sadık ve dost canlısı olduğunu biliyorum ancak Hachı tam bir görev adamı.Heykelin dikilmesi hiç şaşırtmadı beni.
En sevdiğim hayvanın köpek olmasından mıdır nedir bilemedim ama benim için bambaşka bir yeri olan muhteşem bir film. Ayrıca gerçek bir hikaye. Adeta sevginin gücünü bizlere gösteriyor. Çok güzeldi.
Kalbimin parçalandığını hissettim. İlk kez bir filmde hiç durmadan ağladım. İnsanlığın, sadakatin, vefanın öldüğü bir dünyada Cennetten kopup dünyaya inen bir köpek.. Filmin eleştirileri çok güçlüydü. Dostluğu paraya değişen insanlar, birbirlerine aşık olmalarına rağmen ayrı yaşayanlar, aileleri ile zaman geçiremeyen insanlar bir yana dursun bir köpeğin dostluğu her şeyi değiştiriyor. İnsana gerçekte var olan ilkel benliğini ortaya çıkarıyor. Sevdiğimizi korumak için vahşileşiriz ya. Dünyanın döngüsü yaşam ve ölüm çatışmasına bir başkaldırıdır Hachiko. Varoloşun anlamsızlığına da yer yer değiniyor. Hachi'nin dışındaki her canlı insanoğlunun ölümünü kabullenirken aslında ölümü kabullenmiş oluyorlar. Ve ölümün kabullenildiği bir dünyada daha fazla yaşatma arzusunun anlamsızlığını görüyoruz. Budizm'in yeniden doğuşu filmde bir melek üzerinden işleniyor. Çok fazla iyi işlenmiş Amerikan klişesi sunuyor. Fazla dramatize edilmiş Japonya, Afrika ötekileştirmesi kıyaslaması arasındaki üstün taraf gibi ifadeler can sıkıcı olabiliyor ama Venedik Taciri göndermesiyle insanlığın öldüğünü desteklediği sahne tatlıydı. Sonra Meryem'in otuz yıl sonra yeniden doğuşu.. Ama en çok beni etkileyen ölümü kabullenip ondan korkan, kaçan, taşınan, sevdiğinden uzaklaşan insanların aksine ölümü kabullenmeyen yaşatmak isteyen vahşiliğin, ilkelliğin, mücadelenin, başkaldırının portresi idi.
Her ne kadar hikayeyi bilsem de duygulanmamak elde değil -ve filmi izlerken merak ettiğim bir köpeğe nasıl rol yaptırmışlar nasıl şirin mahsun mahsun bakıyodu ya helal olsun:)- son olarak: ''Bir köpeğin dostluğu bir dostun köpekliğinden iyidir''
Ne desem ,ne yazsam; ne bu köpeğin vefasını ne de sahibine olan sevgisini betimleyemez ...Boğazımın bu derece düğümleneceğini tahmin bile edemezdim ...Sen çok ama çok güzel bir varlıksın ,sahibini derinden kıskandım ,kucaklamayı çok isterdim seni ...Hani diyor ya sevgili TUNCEL KURTİZ '' SEVDİĞİNE SADIK KALAN ADAM KENDİNDEN VAZGEÇEBİLEN ADAMDIR...KÖPEĞİ KÖPEK YAPAN SADAKATİDİR YEĞEN ... ''
Sonraki tren gelene kadar seninle bekleyebilir miyim? Hayatımızda sevdiklerimiz ile özel bir bağ vardır.Bu bağ öyle kuvvetlidir ki hem yaşarken hemde ölürken kopmaz dayanır. Umutsuzluğa kapılsanda bir bekleyiş içerisinde olsanda bu bağ seni hayatta tutar.Çekilmiş, yapılmış ve bu hikayeyi en iyi anlatan yapım bu olmuş.. Hachi nin bu 12 yıllık macerasına izlerken dostluğuna çok iyi bir şekilde tanık oluyoruz..Sadık olmasına ve hiç bitmeyecek tükenmeyecek olan sevgisine..Senaryo İnsan ve hayvan arasındaki dostluğun ve kopmaz bağların nasıl olduğunu çok iyi şekilde anlatılmış ve çok sağlam bir yapım ortaya çıkmış.Oyunculara gelirsek Richard Gere ,Sarah Roemer ve diğer oyuncular mükemmel bir iş çıkarmışlar..Kısacası filmin çekimleri senaryosu o kadar mükemmel olmuş ki filmin eleştirilecek yanı kalmamış...Ve filmin sonundaki ufak çocuğun dediğini bizlerde anladık ve öğrendik; Onlardan değer vermeyi ve sadakati öğrendim, sevdiklerimi asla unutmamayı.Kesinlikle izlemenizi öneririm..
son olarak: ''Bir köpeğin dostluğu bir dostun köpekliğinden iyidir''