Tut şu bücürü (1995)Get Shorty

Bazı hikayeler için sanki gerçek hayattaki gibi dendiğini duyarız ve bu oyun yazarlarının, senaristlerin kendi hayatlarından esinlenerek yola çıkılmış bize kurgusal karakter diye yutturulan ama aslında gerçekliği zirve olan karakterlerin hikayeleridir. Film bunu ustaca işliyor. Çok etkilendiğimi söyleyemem ama yer yer kahkaha attım. Komiği çok güçlü olmasa da kendini tekrarlıyormuş gibi görünen yapısının arkasında aslında kurgunun tekrarlanması komiği belirginleştiriyor. Pulp Fiction'a olan palto sahnesi zekice tasarlanmış, tarihi karakterler senaryoya yedirilmiş ve Amerikan sinemasının karakteristik aktörleri aynı şekilde serpiştirilmiş. Yayo'nun hikayesinin sonlanmaması huzursuz etse de adaletli bir final tebessüm yaratıyor. Aslında sadece bir film izlemiyoruz. Gerçek hayatın kendisini izlerken filmleştirme fikrinin sürecini ve film içinde çekilen filmi de izliyoruz. Film gelişirken, olaylar değişirken senaryosu yazılan film de şekilleniyor hali ile. Bir de şunu düşünün. Ya Barry Sonnenfeld kuru temizlemeci ise?

Bu film hakkında nasıl daha önce yorum yazılmamış anlamıyorum. Mükemmel bir kadroya ve kurguya sahip.John Travolta'nın Vincent Vega karakterinden sıyrılamadığı çok rahat görebiliyoruz. Adam resmen yürüyen karizma. Ses tonu ve üslubu eşsiz. Tam bir "efendi" mafya üyesi. "Look into my eyes" repliği de efsaneler arasındadır. Hele hele Danny Devito"nun o delici bakışları da unutulmaz. Çok hareketli ve eğlenceli bir filmi. Benim için kült bir yapımdır.

En son sahnede Harvey Keiteli görmek filme daha çok saygı duymamı sağladı

Spoilerı göster