Keyifli bir hikaye ve iyi oyunculuklarla da süslenmiş bir film. Özellikle Simon Helberg'i çok beğendim filmde ve olduğu her sahneden keyif aldım. Filmin güzel yanı bu tabi bir de kötü yanı var ki o da malesef paranın hiçbir şeyi umursamaksızın herşeyin kapısını açtığı gerçeği. Bu kadar yeteneksiz birisine bile büyük konserlerin kapısını açması ve belki de bu izlerken yüzümüzü gülümseten kadına açılan kapıların aslında belki de hiç kimse tarafından tanınmayacak olan gerçekten yetenekli kişilere kapanmış olması. İzlerken sıkılmayacağınıza eminim fakat kulaklarınız bazı yerlerde hasar görebilir :) 7/10
Film insanda buruk bir tebessüm bırakıyor mu, evet. Streep ve Grant'ın aşkı sıradışı ve etkileyici mi, evet. Hoş bir film, evet. Fakat sanırım filmin hikayesini sempatik bulamadım. Florence'in müziğe aşkı çok güzel, çok içten; tamam. Ama film boyunca zaman zaman şımarık bir burjuva kadınının kaprislerini, dış gerçekliğin farkında olamayacak derecedeki psikotik bir narsisizmi görüyor/izliyor hissine kapılmadım değil.. Muhteşem yeteneklerle imkansızlıktan ötürü merdiven altı sahnelerde dahi yer alamayan onca gerçek sanatçı varken, zengin bir kadının sırf müziği çok seviyor ve müzik dünyasına birçok bağışta bulunuyor diye (sonuçta bağış içten gelir, karşılık beklenmez) diye bu kadar kişiye rol yaptırması, kendini de ona alkış tutanları da küçük düşürmesi ve kendini alkışlatmak aşkına kapılması bana çok sevimli gelmedi gerçekçi olmak gerekirse. Sinema gerçekten bir büyü gibi, gerçek nasıl yansıtılırsa öyle görüyor insan ister istemez. Streep hafif çatlak çokça kaprisli "sempatik" bir kadın rolünü çok iyi oynamış, hakkını teslim etmek lazım. Fakat bu filmin gerçek olduğu düşünülürse ve gerçekçi bir bakış açısıyla bakmak gerekirse; bir sanatsever olarak hikayeyi o kadar da saf ve sevimli bulduğumu söyleyemeyeceğim. Birçok insan müziğe aşk ve tutkuyla bağlıdır, fakat kaç tanesi sahnedeki sanatçıya hayranlıkla bakmak ve müziği yaşamak yerine/dışında o sanatçıyı kıskanır ve yerinde olmak ister? Kaç müzik aşığı büyük ve gösterişli sahnelerde yüzlerce insan tarafından alkışlanmak arzusu duyar? Bu arzu gerçekten müzik aşkıyla mı ilgilidir? Bilemiyorum, belki de benim tatsız bakış açımdır bu. Birçok insanı hislendiren bir film olduğuna eminim. İzleyin, bir şey kaybetmezsiniz.
Gerçekten böyle biri yaşamış ve 20. yy'da yerini almış. Yıllar sonra hayatının bir bölümü film olmuş...Bu film bir aşk film; ister eşinin Florence'a aşkı deyin, ister Florence'ın müziğe aşkı deyin. Meryl Streep benim için sinemanın kraliçesidir. Bu filmle Oscarı yine alırsa çok insan mutlu olacaktır. Hugh Grant , muhteşem bir adam.Dans sahnesini unutmayacağım, eşine bakışlarında ona karşı duygularını hepimize geçirdi. Filmi izlerken çok mutlu oldum. İzleyin izlettirin...İyi seyirler
İnanılmaz bir film,o melodiler hala kulağımda.Kahkahalarla güldüm, yer yer hüzünlendim.Hugh Grant ve Meryl Streep'in oyunculuğuna bir kez daha hayran kaldım.Bu insanlara boşuna büyük oyuncu denmiyor gerçekten.Hugh Grant'ın aksanı yine şiir gibiydi. (Hugh, recite for me too)) Dansı da harikaydı,karizması her zamanki gibi yerli yerinde :) Gece kraliçesini dinlemek bu haliyle bile keyif verdi bana.Öncelikle klasik müzik hayranları bu filmi kaçırmasın ama bence kimse kaçırmasın.Bu cesarete ve hayat enerjisine sahip olmak yeteneğin kendisine sahip olmak kadar önemli..Böyle bir insanın gerçekten yaşamış olduğuna inanamıyorum, o müzik aşkına ve enerjiye hayran kaldım.Yine harikasın Meryl Streep.
O kadar eğlendim ki! Hiç bu kadar iyi vakit geçireceğimi düşünmemiştim. Müzikle besliyor, eğlendiriyor ve aynı zamanda duygulandırıyor. Özellikle bir sürü tanıdık müzik duymak, daha çok mutlu etti beni. Meryl Streep çok tatlı, Hugh Grant karizmatik ve hayat doluydu. İzlemelisiniz.
Muhteşem yeteneklerle imkansızlıktan ötürü merdiven altı sahnelerde dahi yer alamayan onca gerçek sanatçı varken, zengin bir kadının sırf müziği çok seviyor ve müzik dünyasına birçok bağışta bulunuyor diye (sonuçta bağış içten gelir, karşılık beklenmez) diye bu kadar kişiye rol yaptırması, kendini de ona alkış tutanları da küçük düşürmesi ve kendini alkışlatmak aşkına kapılması bana çok sevimli gelmedi gerçekçi olmak gerekirse.
Sinema gerçekten bir büyü gibi, gerçek nasıl yansıtılırsa öyle görüyor insan ister istemez. Streep hafif çatlak çokça kaprisli "sempatik" bir kadın rolünü çok iyi oynamış, hakkını teslim etmek lazım. Fakat bu filmin gerçek olduğu düşünülürse ve gerçekçi bir bakış açısıyla bakmak gerekirse; bir sanatsever olarak hikayeyi o kadar da saf ve sevimli bulduğumu söyleyemeyeceğim.
Birçok insan müziğe aşk ve tutkuyla bağlıdır, fakat kaç tanesi sahnedeki sanatçıya hayranlıkla bakmak ve müziği yaşamak yerine/dışında o sanatçıyı kıskanır ve yerinde olmak ister? Kaç müzik aşığı büyük ve gösterişli sahnelerde yüzlerce insan tarafından alkışlanmak arzusu duyar? Bu arzu gerçekten müzik aşkıyla mı ilgilidir? Bilemiyorum, belki de benim tatsız bakış açımdır bu. Birçok insanı hislendiren bir film olduğuna eminim. İzleyin, bir şey kaybetmezsiniz.