Everything Beautiful Is Far Away (2017)

Her cümlesi ayrı dolu, ayrı kıymetli. Yaşamak/hayatta kalmak ikilemi, yalnızlık korkusu, tanışıklık, insanın o "görkemli, mucizevi, taze su dolu" kristal gölü arayışı... Susan'ın konuşmasıyla başlıyor film: Sana doğruyu söyleyemem.Sana yalan da söyleyemem. Tek yapabileceğim, anıları hatırlamak, hatırladığım şekliyle. Lernert şehirleri gürültülü ve kalabalık bulurdu. Çölde basit bir hayat sürmek isterdi. Ancak çöl zorlu bir yer halini alabilir. Bu yüzden, hayatını kolaylaştırmak için beni icat etti. Her yere birlikte yürüdük ve ona göz kulak oldum. Ama kumlar bedenime zarar verdi. Başta sağ dizim kilitlendi, sonra da kalça eklemim. Artık yürüyemiyordum. Sonra bedenim paramparça oldu. Lernert akü bulamayınca ana korteksim kapandı. Gücüm bitmeden önce, Lernert beni onaracağına söz verdi. Bu 982 gün önceydi.

çölün hissettirdiği çaresizliğe rağmen gerilmeden, yorulmadan, sakin sakin izleyip keyif aldığım film