Günes imparatorlugu (Empire of the Sun) (1987)

Günes imparatorlugu (1987)Empire of the Sun

Puan 8.5 / 10
Senin Puanın
Etiketler Kült, Tarih, Dram
Yönetmen
Dil
İngilizce
Ülke
ABD
Süre
153 dakika
101
1
256
143
Sefa profil fotoğrafı
Sefa
Christian Bale'in ilk filmi. Savaş zamanındaki kampta yaşayanların başından geçenleri anlatıyor. Bu yaşta böyle bir oyunculuk muazzam.
error_outline
1 yıldan fazla önce
Rainbow profil fotoğrafı
Rainbow
Christian Bale oynamamış yaşamış adeta. Geleceğinin parlak temellerini demek bu güzelim filmle atmış. Süresine aldırış etmeyin dolu dolu izleyeceğiniz dakikalar bunlar. Bir çocuğun gözlerinden savaşın acımasızlığı ve psikolojisini anlatan en anlamlı ve dokunaklı filmlerden birisi.
error_outline
neredeyse 3 yıl önce
.SimS. profil fotoğrafı
.SimS.
Oldukça etkileyici, oldukça güzel ve anlamlı bir yapımdı, zevk alarak, çoğu duyguyu hissederek her tarafın yerine empati yaparak izliyorsunuz. Bale sen dünyaya yetenek olarak gelmişsin resmen. Spielberg ise canımız ne denir ki kaçırmayın.
error_outline
yaklaşık 3 yıl önce
Eternity profil fotoğrafı
Eternity
Di Caprio, Bale gibi küçük yaşlarda inanılmaz oyunculuklara imza atmış isimlerin geldikleri noktaya şaşırmamalı. Bu filmde de Bale, yaşına rağmen sergilediği muazzam oyunculuk ile John Malkovich'i bile geride bırakmayı başarıyor. Bu arada iyi bir filmdir, bazı sahneleriyle ben Spielberg filmiyim diye bağırır.
error_outline
3 yıldan fazla önce
kaptankaptanim profil fotoğrafı
kaptankaptanim
Filmin başlangıcının tanrıya sesleniş ile başlaması ve kuşkuya düşüp ilahinin yarıda kalması aslında bize filmde söylenmek istenene bir girişti. Christian Bale'in de adının Hristiyan anlamına geldiği için seçildiğini düşünüyorum. Tutucu Amerikan sinemasının iyi örneklerinden diyebilirim. İyi anlamda ilk kez böyle bir örnek hoşuma gitti. Spielberg'in çocukları özeldir, farklıdır; bu kez de savaşı oyun gibi gören bir çocuğun, bir İngiliz diplomat çocuğunun sömürge devleti olan Şangay'da yaşayan ve oldukça milliyetçi yetiştirilen bir çocuğun tanrıyı yok ettikten sonra başına gelenleri seyrediyoruz. Belki biz tanrının hayal ürünüyüzdür ya da tanrı bizim. Bunu söyleyen çocuğun bir ilgi alanı var uçaklar. Uçaklar gökyüzünde uçabiliyorsa tanrı da gökyüzünde yaşıyorsa o da uçabiliyor demektir öyleyse neden onu göremiyoruz düşüncesi ile yola çıkarak ateist olup uçakları ilahlaştıran bir çocuk. Bazılarının savaşı kutsallaştırmasına bunu din uğruna yapmasına bir eleştiriydi . İlahi bir mucize beklemek yerine bir ideale bağlı olmanın hayat kurtaracağı eleştirisi de oldukça güçlüydü. Her iki yandan da diyalektik görülüyor. Oportunist insan örneği ile Basie ve pragmatist insan örneği ile Jim karşılaştırılıyor. Kuomintang ile Çin komünistleri arasında geçen çatışmalara, Pearl Harbor'a yer yer tanık olduğumuz filmde İngilizler'in rahata alışkanlıkları eleştiriliyor ancak Amerika yüceltilmiyordu. Sadece bazı karakterler tarafından yüceltme düşüncesi savunuluyordu. Yaşanılmadan gerçeğe inanılamayacağı düşüncesi ağır basıyordu. Ben oluyorum, sen oluyorsun, onlar oluyor. Her şey olacağına varır sözü aslında her şey gerçek ve bir zaman bitecek ama nasıl yaşandığı hiçbir zaman bilinemeyecek derken umudun bir kelebek kadar ömrü olduğunu ve bir zaman tükeneceğini söylüyordu film. Güneş simgesi her gün batan yerini Aya bırakan ve hemen ardından tekrar doğan bir döngü ile hayatı ve umudu aktarıyordu. İyi şeyler biter kötü şeyler yaşanır sonra iyi şeyler beklenir kötü şeylerden korkulur. Sonra hep iyi şeyler olsun istenir ama Güneş bize bunu zaten başından öğretiyor. Her şey olacağına varır. Umut bazen yemek bulmak ile bazen savaşın bitmesini istemek ile bazen kurtuluş beklemek ile bazen de saplantılı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Film gerçek bir yerden gerçek üstü bir duruma doğru evriliş gösteriyor. Jim'in zamanla yaşanılanları yansıma olarak görmeye başlaması her idealistin yaşadığı bir durum ve idealist olan insanlar büyük kayıplar verdikten ve bu kayıpların farkına vardıktan sonra idealist olmayı seçiyorlar. Yeni dünya kafasında olanlar ise lümpen yaşamaya devam ediyorlar. Jim'in yaşadığı dünyanın değişmesi ile birlikte sadece insan kavradığı gerçeklik ile yaşamını sürdürebilir, yansıma olduğuna sadece kendi inanırsa olaylar da öyle seyreder düşüncesi veriliyordu. Çünkü neye inanırsak ona dönüşürüz. Esrarengiz Ada romanında gerçekleşen olayların yaşanması ile birlikte bunu daha iyi görüyoruz. Basie, Tanrı ya da Ülkü bir mucize değildir. İnsan ancak idealist olursa ve kendi kurtuluşunu gerçekleştirmek için kendi yozlaşmış, dar düşüncelerini idrak edemeyen kişiliğini yok ederek bunu yaparsa kendini gerçekleştirmiş olur. Boş ideallere inananlar ise sonunda hep yıkıma uğrar. Ne tatlı bir filmsin sen.
error_outline
neredeyse 6 yıl önce
theNarrator profil fotoğrafı
theNarrator
Bale gerçek bir efsane.
error_outline
neredeyse 7 yıl önce
mrtks89 profil fotoğrafı
mrtks89
Christian Bale'ın büyüyünce ''Christian Bale'' olacağını gösteren çook sevdiğim bir yapımdır. İzlemeden ölmeyin
error_outline
7 yıldan fazla önce
KuledekiAdam profil fotoğrafı
KuledekiAdam
Daha ilk sahnesinde Cristian Bale'i görmem ile beni içine çekmiş bir film. Performansını hayretle izledim doğrusu. Propagandayı seven Spielberg'e ragmen izlenecek bir film.
error_outline
9 yıldan fazla önce
eskon profil fotoğrafı
eskon
sadece christian bale'in çocukluğunu görmek için izlenebilir. afişi ve ismi kadar etkili bir yapım değil
error_outline
9 yıldan fazla önce
umrant profil fotoğrafı
umrant
Küçük C.Bale in Steven Spielberg tarafından keşfedildiği filmdir.İnanın o yaşta bile oscarlık oynuyor.İzlemeden eksik kalınacak bir yapım.Sıkılmadan izlenir...
error_outline
9 yıldan fazla önce