Driving Miss Daisy (1989)

Driving Miss Daisy (1989)

Rating 7.5 / 10
Your Rating
Director(s)
Language
English
Country
USA
Runtime
99 minutes
51
2
157
81
Synopsis Trailer Who liked it?
rusyena profile photo
rusyena
“Green Book” filmini hatırlattı... sıcacık, duygusal bir aile filmi...
error_outline
eminuk profile photo
eminuk
Tatlı bir arkadaşlık, bu arkadaşlığın içinde yatan güzel mesajlar... Çok iddialı bulduğumu söyleyemeyeceğim ama izlemeye değer.
error_outline
kaptankaptanim profile photo
kaptankaptanim
Hep eğlenceli film izlemek gerekmiyor. Duygusallık da insana özgü bir durum. 1950'lerle başlayan ve 70'lerle sonuçlanan tatlı bir film. Bir an için bile sıkılmadım ve kafamı başka bir yana çevirmedim. Bazı yaşlı insanlar vardır huysuzdurlar ve bu huysuzluk sanki sadece yaşlanmalarından kaynaklıymış gibi düşünülür oysa onların da bir hayatı olduğu düşünülmelidir. Yalnızlık kimi zaman insanı mutlu eden bir durumdur ancak neden bundan mutlu olduğumuzu düşündüğümüzde gereksiz bir pişmanlık hissi uyandırır. Gereksizdir çünkü sadece ağlatan film etkileyicidir düşüncesinin yanlış olması gibi bu düşünce de insana kendi yaptığı şeyler yüzünden ya da yaşamının doğru gitmemiş olduğu düşüncesi ile kendini suçlu hissetmesine bir örnektir. Kimi zaman yaşlanınca kimi zaman da toplum tarafından dışlanınca bu bir kompleks olarak insanın karşısına çıkar. Zenciler ile ilgili iş bulmak için kendini marifetliymiş gibi gösterme zorunluluğu ya da sabıkasız olduğunu kanıtlama zorunluluğu yaşatır. (Kimi zaman derilerini yüzdürüp toplumda silinip gittikleri de görülmüştür) Önceki yaşamında fakir ancak sonradan zengin olan ve dul olarak hayatına devam etmek zorunda kalan bir "yahudi" kadın da insanlara karşı nazik davranmanın yolunu zenginliğinden utandığını belli etmeye çalışarak, kendi kendine yetebildiğini göstererek ve bunu yaparken de bakın ben yalnızım ancak bu benim için zorluk değil ben başımın çaresine bakabiliyorum demekte arar. Aslında zenginliği onu kurtaran şey değilmiş gibi o zengin yahudi görünümden sıyrılmak ister. Ve sadece iki kompleks sahibi insan bunu karşısındakine fark ettirebilir. Bu yönüyle filmi etkileyici buldum. Her şey çözülse bile insanlar bazı durumlarda birbirlerine ihtiyacı olduğunu anlayıp yalnızlıktan utandıklarını düşünüp bunu çözmüş gibi hissetseler de hayatın bazı gerçekleri vardır. Yaşam ve ölüm çatışması bunu en iyi şekilde veriyor filmde. Ölen biri için o şanslıydı pesimist bir düşüncedir ancak dostunuz olduğunu düşündüğünüz biri için iyi bir dilek de olabilir. Ya da kendi vicdanınızı rahatlatma yolunuz; bu nasıl biri olduğunuza göre değişir. Bunu da izlerken 50'lerde başlayan bir ailenin yani bir soyun 70'li yıllara geldiğinde nasıl silinip gittiğini göstererek yapıyor film. Burada silinmek kelimesini spoiler manasında kullanmadım endişe etmeyiniz lütfen; daha çok gelişen ve değişen dünyaya ayak uyduramayan insanları kastettim. Film de bunu yapmış çünkü. Filmi izlerken gözden kaçırılmaması gereken bir nokta var; Karakterlerden biri öğretmen diğeri öğrenci ancak öğretmen bunu kabul etmek istemese de rollerin değişip öğrencinin de öğretmenine bir şeyler öğretebilecek oluşu. Film aile içi ilişkilere de değiniyor. İnsan, ailesi kendi ile ilgilenmeyince ister istemez başkalarına ilgi duyar; bu sevgililer için de birbirlerini aldatan karı koca için de, herhangi bir yerdeki insan için de geçerlidir. Aileleri ile zamanım yok bahanesinin ardına saklanarak zaman geçirmeyen insanın ailesi de bir süre sonra kendine gerçekten değer veren insanlarla ilişkilerini ilerletir. Bir süre sonra da birbirleri için silinir giderler. Ama bunu yapan evlatlar mıdır yoksa bu ebeveynlerin kendi suçu mudur? Bunun cevabı da filmde gizli tabi ki. İnsanın ailesi çok değerli bu kavram o kadar derin ki.. bir aile sadece bir aile olduğu gibi kimi zaman bir ilkokul sınıfı, kimi zaman aynı ten rengine sahip insanlar manasına geliyor. Irkçılık ve nefret etkisiyle katliamların çoğaldığı ve ölüm tehlikesi altında olan bir dünyadaki yaşam gerçeği insanların birbirlerini korumalarını gerektirmiştir ve yazıktır ki bu zor anlarda olan dayanışma aile bağlarını güçlendirmiştir. Ne demiş "büyükler"
I Have a Dream..
error_outline
msctm profile photo
msctm
zamanın hızlı geçtiğinin farkına varanlar izleyip de efkarlanmasın
error_outline
bukowski profile photo
bukowski
morgan freeman'ın sırtlayıp götürdüğü bir film.
error_outline
eskon profile photo
eskon
filmin akıcılığı pek başarılı olmasa da atmosferi harika. ayrıca zenci bir adamla Yahudi bir kadının, amerikanın ırksal yaklaşımının en yüksek olduğu dönemde, yaptıkları yolculuk anlatılıyor. yumuşak bir faşizm eleştirisi diyebiliriz rahatlıkla
error_outline
ensarbasakin profile photo
ensarbasakin
güzel bir pazar günü izlenebilecek bir film
error_outline