Uyumsuz (2014)Divergent
Puan
6.9 / 10
Senin Puanın
Oyuncular
Yönetmen
Dil
İngilizce
Ülke
ABD
Süre
139 dakika
film postmodern felsefe dahilinde, bireyci anarşizme yakın. özellikle bireycilik düşüncesi ön planda işlenmiş, toplumculuk yerden yere vurulmuş. hunger games'in çakması denmiş ama bir kaç benzerlik dışında uzaktan yakından alakası yok, hunger games kurtuluşu örgütlenmede ararken divergent bireyselleşmede arıyor, hunger games kollektivizm iyidir ama yönetim kötüdür diyor, divergent kollektivizm de kötüdür diyor, hunger games toplumun çıkarı için bireyi feda eder divergent etmez, spoilerda detaylı değineceğim üzere (ki "uyumsuz" kelimesinin de tamamen bireye odaklı olduğunu unutmamak lazım).
--- spoiler ---
öncelikle elbette yorumlarım kişisel düşüncelerimdir, öyle olmaya da bilir. post apokaliptik bir atmosfer ile başlıyor film. yanlış hatırlamıyorsam yüz yıl süren savaşlardan geriye kalan, binaları yıkık bir şehrimiz var (chicago). şehrimiz dış dünyadan tamamiyle soyutlanmış durumda ve dış dünyadan gelecek tehditlere karşı yüksek gerilim hattı gibi şeylerle yusyuvarlak çevrilmiş. yani elimizde bir adet yalıtılmış toplum var.
bu toplum kendi içinde 5 ayrı gruba ayrılmış. abnegation, erudite, dauntless, amity, candor. bir de bunların hiç birine dahil olmayanlar var, factionless adı verilen.
reşit olana kadar evebeynlerinizin topluluğuna aitsiniz ve reşit olduktan sonra referans bir teste tabi olarak bir topluluk seçiyorsunuz ve hayat boyu ona bağlı kalmak zorundasınız. bu topluluk sizin ailenizden bile daha önemli olmalı. sizi insani değerlerinizden uzaklaştırmak için dayatılan bir kutsal, günlük hayatımızda vatan, bayrak, din, toprak vs gibi karşılıkları var. hiç bir topluluğa dahil olmak istemezseniz evsizlere karışır, birden fazla topluluğa dahil olabilecek potansiyeliniz varsa divergent olarak "tehlikeli ve imha edilmesi gereken" insanlar arasında yerinizi alırsınız.
bilgelik burada bariz bir şekilde aydınlanmacılık/modernizm kavramlarını karşılıyor. adem nasıl bilgelik ağacı meyvesi yedi diye cennetten kovuldu, aydınlanma çağından sonra dünya her geçen gün daha hızlı bir biçimde boktan bi yere dönmeye başladı, bilgelik ile anlatılmak istenen bu. insan doğasına karşı olmaları ve dauntless elemanlarını serumla kontrol etmeleri bana fena halde equilibrium filmini çağrıştırdı.
evsizlerin hiç bir topluluğa ait olmadıkları için kontrol edilmelerinin güç olduğundan ve sistem için tehdit oluşturduğundan bahsederler film içinde. evsizler için bir parantez açmak gerekirse, sürüden ayrılıp birey olabilmiş, kendine dayatılan gömleği giymemiş insanların karşılığıdır. bireyi kontrol etmek, toplumu kontrol etmekten daha zordur. sizi yönetenler sizin normal, ortalama bireyler olmanızı isterler. diğerlerinden farklı iseniz, onlar gibi değilseniz sistem için tehlike arz ediyorsunuzdur ve yok edilmeniz gerekir. filmde de "ne çok hızlı olmalısın ne de çok yavaş" diyerek bunu pekiştirmiştir. bilgelerin en temel dürtüsü, sistemin devamlılığı. her türlü katliamı sistemin devamlılığı için yapılabilir görürler. bu nedenle evsizlerden ve onlara yardım eden fedakarlardan nefret ederler.
fedakarlık kavramı ise insanlığı sevginin kurtaracağını anlatmak istiyor kısaca. mütevazi evleri, kıyafetleri ve yaşamları var. kendilerinden vazgeçmişler, paylaşımcılığı, eşitliği savunuyorlar ve farklı düşüncelere, renklere karşı hoşgörülüler. sol görüş diyecem de tam anlamıyla değil, bana biraz daha 60lı yılların hippielerini çağrıştırdı. biraz da jedi gibiler.
cesurluk grubunu tam idrak edemedim açıkçası. bir yandan "kimse özgür olduğunu zanneden birinden daha iyi köle olamaz" sözü aklıma geldi, bir yandan da kolluk kuvvetlerinin kafa yapısı. zaten bana yaşlandığımı hissettirdikleri için sevmemiştim, sonradan iyice kıl kaptım. fedakarlık hükumetinde özgürlüğün doruklarında yaşayan bu grup, bilgelik iktidara gelince hemencik köleleşebiliyor.
diğer iki topluluk hakkında pek bir şey anlatılmadığı için yorum yapamayacağım. keşke onlardan da detaylı şekilde bahsedilseydmiş. zaten çok oldu bittiye gelmiş film, senaryodaki boşluklar doldurularak en az iki film çıkardı bu filmden. sanki birbirine paralel 50 yol var da biz sadece birinden gidiyoruz gibi hissettirdi.
dostluk grubu köylüleri çağrıştırdı, elektriksel duvarlarla çevrili toplumun dışında onlar var sadece ve gıda ihtiyacını onlar karşılıyor. dürüstler de sistemin devamlılığı için var olmaktan başka bi halta yaramayan hukuk camiası olsa gerek.
bireyci anarşizme yakın deyip bireyciliği anlattım yukarda. anarşist kısmına gelecek olursak huzur içinde yaşayan toplumda hükumet fedakarlardaydı ve onlar pek yönetmiyordu sanki. iki ana elemanımızdan biri olan four, iki kere kendisine teklif edilen liderliği reddetti. üstüne bi de faşist hükumet devirme hareketi gelince bence anarşist boyut eklenmiş oluyor.
dediğim gibi özensiz olmuş, çok daha iyisi yapılabilir ama bütün eksilerine rağmen beğendim ben. ama en fazla bazı noktaları daha iyi anlamak için 2. kez izlerim, 3. zannetmiyorum.
--- spoiler ---