Der Untergang (2004)Downfall

Hitlerle ilgili en iyi filmlerden.8.1

Bruno Ganz'un muhteşem Hitler performansı. Harika bir yapım. Muazzam bir başyapıt. Hitler'in son zamanlarını anlatıyor. Harikaydı. Hitler'in yaşadıklarını liderliğini ve ona olan subaylarının bağlılıklarını da anlatan muhteşem bir yapım. Daha anlatacak çok şey var. Mutlaka izlenmeli. 8/10

harika bir film.
başta başrol olmak üzere oyuncular ders veriyor sanki.
o sıkışmışlık, çaresizlik hissini çok iyi vermişler filmde. ayrıca insan filmi izlerken nazilerin hastalıklı kafa yapısını çok yakınında hissediyor. çok etkileyici bir film olmuş.

Batılı demokrasilerin Doğunun örgütlü sıkı yönetilen güçleri karşısındaki çöküşü. Savaşa bambaşka bir pencereden bakıyor ve sizi o pencereye sürüklüyor. Belgesel tadında ilerliyor ağır bir yapısı olsa da humanist bir film olduğu için övgüyü hak ediyor kesinlikle. Psikolojik yapısı ve yıkımın devletler üstünde değil insanlar üstünde bıraktığı etkinin gücünü görmenizi sağlıyor. Ari ırk söylemleri ne kadar inanılmasa da kendi onurları uğruna bu çöküşü yaşamamak için gerçeklerden kaçıp teslim olmamak adına ödenen bedellerle asilliklerini ortaya koyuyorlar. Tabi buna inanmak zorunda değiliz. Yer yer oyun oynayan ufak bir çocuk gözünden görüyoruz Hitler'i bu detay çok etkiledi beni. Ben de inancına sonuna kadar bağlı olup mızıkçılık yapan arkadaşlarını cezalandıran bir çocuk olarak gördüm onu. İnsanlar ölmesin diye mücadele veren doktorun hikayesi de yürek sızlatıcı. İyileştirmek uğruna canını ortaya koyan bir adama büyük haksızlık değil midir gözünün önünde binlerce insanın kendi canına kıyması. Nerede mücadele saygısı? Ya çocuğun yaşadığı yıkım? Oynanan oyun uğruna kendi değerlerine ihanet etmesi. Geldiği kan, doğduğu toprak benzeşmesi. Çok etkilendim tarafsız bir Alman yapımı eser izlediğim için. Kendi caniliklerini yalansız ortaya koyup bir de yüzsüzce bunu bu şekilde kabul etmeyip onurlu bir davranış olarak görmek. Kesinlikle dürüstlük onurdan daha üstün bir erdem. Auf wiedersehen Hitler!

Öncelikle Bruno Ganz'a alkışla başlamayı bir borç bilirim bu film için. Film döneme alışılmışın dışında bakmayı vaadediyor. Bir bitişin kabullenemeyişi ve o psikolojiyi çarpıcı bir şekilde aktarmış. Benim için tek sorun uzun oluşu oldu. Körü körüne bağlılık, çıkmazlık, ideolojiler... gibi kavramlar hakkında düşünmeye itiyor insanı.

Bugün size farklı bir açıdan bakmayı öğretecek kaliteli bir yapımı anlatacağım. Orjinal ismiyle "Der Untergang" yani "Çöküş". Adolf Hitler'in çöküşü, Nasyonal Sosyalizmin çöküşü ve beraberinde götürdükleri tonla şey. "Bu filmin diğerlerinden ne farkı var sanki? Aynı konuyu milyon kere izledik." dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle ki; hepimizin bildiği olaylar bu filmle ilk defa Yahudilerin veya Alman düşmanlarının bakış açısıyla değil de Almanların bakış açısıyla anlatılmış. Evet Hitler milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu, onlarca devlete ve özellikle de Yahudilere büyük zararlar verdi. Peki ya Almanlar? Sizce hiç zarar görmediler mi? Aslında gördüler. Hem de hiç azımsanamayacak kadar büyük bir zarar gördüler. Kendi kendilerini sürükledikleri bir cehennemde yıllarca yaşamaya mahkum edildiler. Bunu anladıklarında ise çok geç oldu. Filmi izledikten sonra çok daha iyi anlayacaksınız söylediklerimi. Bu yeni bakış açısıyla aslında hiç de farkında olmadan milyonlarca insan nasıl uyutulmuş nasıl rüyalar görmüşler siz de tanık olacaksınız. İzlerken bana o kadar çok şey düşündürdü ki hepsini tek tek anlatmam inanın mümkün değil. Ama şöyle söyleyeyim; kendimizden de bir şeyler bulacağınız bir film. Ne yazık ki öyle. Filmin konusunu etkileyici kılan şeylerden biri de gerçekten yaşanmış bir dönemi ele almasının yanı sıra bunu yaparken kullandıkları üslup. Abartıdan uzak ve son derece yalın bir anlatıma sahip filmimizde oyunculuklar da bir o kadar sade ve güzeldi. Özellikle Hitler'i canlandıran Bruno Ganz için buraya ne kadar övgü dizsem az gelir. Sanırım Adolf Hitler'i bundan daha başarılı bir şekilde canlandırmak mümkün değil. Özetle buram buram kalite kokan bir yapım. Size film hakkında çok daha ayrıntılı, çok daha uzun bir yorum yapabilirdim belki ama şartlar el vermiyor diyelim. Bu ülke henüz bu ortama kavuşmadı. Belki daha sonra bakarız. İzlemeden ölmeyin diyerek noktalayalım. Şimdiden iyi seyirler. :)

Bilindik bir konuya çok farklı bir pencereden yaklaşılmış beklentim yüksek değildi fimden yana ama büyük bir yanılgı oldu savaşın soğukluğu insanın çaresizliği ve bir liderin çöküşü üzerine derinden yaralayan ve etkileyen bir film oldu benim için..

Beklediğimin çok üstünde çok iyi bir film olmuş... Etkisinden kurtulmak biraz zaman alacak...

2. Dünya Savaşı konulu ancak Amerika tarafını değil Almanya tarafını anlatan bir film

HİTLER BELGESELİ Hitler in ölmeden önceki son günlerini anlatan bu belgesel türü film bizlere aslında çok şey söyleyebiliyor; bir insanın her tür negatif duruma rağmen dayanma gücü, lidere bağlılığın tüm olumsuzlukları körmüşçesine kapatması, korkunun realizmi yok etmesi...akıl tutulması. Düşük olmayan kalite ancak çıkılamayan belgesel sınırları.

iyi bir dönem filmi, Biraz fazla uzun, pis kaka hitler filmlerinden biri. Temposu sıkıntılı, Biraz izleyiciyi yoruyor fakat Bruno Ganz için bile izlenir... O ne performans arkadaş...

Başta filme dair söyleyeceğim ilk şey Bruno Ganz'ın insan üstü performansı olucak. Hitler ancak bu kadar Hitler gibi oynanabilirdi. Daha önce belgesellerde falan duymuş olduğum seleniş, hitap ve konuşma sesleri daha doğrusu tarzını da harika benzetmiş. Filme gelecek olursak Nazi Almanya'sını ve pek tabi Hitler'in son günlerini çok güzel yansıtmış. Avrupa sinemasının da en başarılı örneklerinden biri olarak görüyorum. Tarihe ilgi duyan herkesin mutlaka izlemesi gereken bir film.

2005 yılında, Türkiye'de Çöküş adıyla gösterime giren filmin "Bir millet Çöküş'ünü bekliyor" şeklindeki afişini gördüğümde benim için çok fazla anlam ifade etmemişti. Ancak filmi izledikten sonra ne demek istediklerini anladım ve hala o afiş aklımdan çıkmıyor. Bruno Ganz'ın inanılmaz oyunculuğu dudak uçuklatıyor bu filmde. Savaşın anlamsızlığını anlatan mükemmel bir başyapıt. Mutlaka izleyin.. Ayrıca film bittikten sonra Hitler'in özel sekreteri Traudl Junge'nin 2001 yılında yapılan bir röportajda, pişmanlık dolu gözleriyle söylediği şu cümle insanın tüylerini diken diken ediyor; "Genç olmak, doğru ve yanlışı ayıramamak için bir bahane değildir."