Crash (2004)

Filmden çıkardığım sonuçlar:
-Beyazsanız ve sokakta yürüyorsanız karşıdan gelen siyah birine bakmayın yoksa arabanızı çalar.
-Irkçılık kötüdür, ırkçı polisler daha kötüdür ama ırkçı polislerin polislik yapmasına izin vermek gerekir çünkü rütbenizin düşürülmemesi daha kötüdür.
-Irkçı olmadığınızı düşünen bir beyazsanız arada bir arabanıza bir siyah bir kişiyi öldürebilirsiniz çünkü siz ırkçı değilsiniz başka sebeplerden öldürmüşsüzdür.
-Irkçı olmak çok kötüdür ama yine de arada bir ırkçı takılabilirsiniz çünkü siz karşınızdaki farklı ırktan olan kişiden kendinizi daha üstün görüyorsunuzdur sorun yoktur.
-Ve annenizi dinlemeyip kardeşinizi bulmazsanız kardeşiniz ölür.

Her birimiz şu dünyaya bir o kadar uyuyoruz bir yandan dao kadar aykırıyız bir nevi ironinin en büyüğü; ve ne kadar ayrıyız desekte bir tek tesadüf udak bir dokunuş kadar kadar birbirimizn hayatındayız.

Farklı diyerek nitelendirebileceğim bir yapım. Birçok değişik hikaye anlatıp bu hikayeleri ortak bir noktada kesiştirmek ya da kendi ifadeleri ile çarpıştırmak yapımı farklı kılıyor. Aslında bu kadar çok rastlantı içeren yapımları pek sevmem ama bu yapım olayları bir mantık çerçevesine ve gerçekçiliğe iyi uydurarak anlatabilmiş. Zaten bir şekilde bu hikayelerin birleşeceğini bilerek izlediğiniz için ya da yapım size direk bunu izleteceğim dediği için rastlantılar zorlama gelmiyor. Bazı etkileyici sahneleri de vardı. Ancak birçok farklı hikaye izlemek de filmin takibini zorlaştırıyor ve bazı hikayelerde tutarsızlıklara neden oluyor. Bu da kahramanlar bir anda karakter değiştiriyormuş hissi yaratıyor. Bunlar dışında benim takıldığım noktalar olmadı .Genel anlamda güzeldi. Farklı bir şeyler arıyorsanız tercih edebilirsiniz. 7/10

Birbirinden farklı bir çok hayatın ufak tefek dokunuşlarla birbirlerine nasıl bağlandığını gösteren içerisinde , ırkçılık , ön yargı vr bir çok unsur bulunduran muazzam bir film.

Bu kadar insanla kısa bir süreyi birbirine mükemmel bağlam ...Ah bu önyagılar,imtiyazlar...Kader döngüsü güzel işlenmiş ,,Oldukça başarılı..

Sürprizlerle dolu bir film. Kınadığınız insanlar kahramana dönüşürken, acıdıklarınız sempatiyi hak etmeyen tipler çıkabiliyor. Kısacası insanlar hakkında yargıya varmanın aslında ne kadar kolay ama yanlış olduğu mesajını filmi izleyenlere deneyimlendirerek veriyor. İyi kötü kavramları tanımlarını yitiriyor. Etnik kökenleri belirleyen çizgiler silikleşiyor, geriye "insan" olgusu kalıyor. Bütün karakterler bir şekilde bağlantılı ve bu ufak çaplı beyin yanmasına yol açıyor, izle-unut filmi kesinlikle değil o yüzden. Film bittikten sonra da düşünmeye devam edeceksiniz. Kesinlikle zamanınız boşa gitmeyecek.

Seyrettiğimde baya sinirlerim bozulmuştu, ırkçılığın ne kadar iğrenç bir şey olduğunu çarpıcı bir şekilde anlatan bir film, mutlaka seyredilmesi gerekenlerden...

YA ÇOK SEVERSİNİZ YA HİÇ SEVMEZSİNİZ O cinsten. Ben sevmeyenlerdenim. Karmaşa ve tevafuk ayrıntılı olarak izah edilemiyor.

Hayatın hızını yakalamaya çalışırken birbirimizle çarpışmaya mahkumuz...

İranlı bir aile... dışlanmış zenciler... yanlış anlaşılmış bir Meksikalı... umut arayan çinliler... ezilmiş bir Uzakdoğulu... klişeler etrafında dönen bir ''ırk ayrımcılığına hayır'' filmi.. başta güzel görünebilir; büyük laflar etmesi hoşunuza gidebilir ama o kadar da iyi değil. müziği ve girişi güzel o ayrı ;)

Oscarı sonuna kadar hak eden, ön yargıların sebep olduğu eylemlerin yansımalarıyla yüzleşen insanların hikayelerini, zaman zaman gözlerim dolarak izlediğim bir film. Kesinlikle daha fazla izleyiciyi hak ediyor.

Filmin ana teması 'We are all connected' yani birbirimize bağlıyız.. Eylemlerimizin hayatlarımızı nasıl biçimlendirdiğini bu sırada hayatımızın akışının ne derece değiştiğini dramatik bir biçimde önümüze seren bir film.7

2004'ün oscarlık filmi ama emin olun o ödülü hak etmiyor ama film gene fena değil