Cinayet Süsü (2019)

Birkac komik sahne vardi, onun disinda hic eglenmedim, gulmedim.Bu tarzi sevmiyorum.Yapmacik geliyor bana.Herkesin Recep İvedik gibi konusmasi da cok iticiydi, küfürle komik olmaya calismak da..Bir tek Mahmut Tuncer'e cok güldüm, yine güldüm su an :)

çok sevdim, çok güldüm. klasik izleyici gözüyle bakınca Ölümlü Dünya dan sonra beklentim çok yüksekmiş izlerken onu anladım, o yüzden izlerken biraz modum düşer gibi oldu ama yok gayet eğlenceli bir film olmuş. o ruh halini bırakıp ikinci kez izlersem daha bile keyif alabilirim sanırım :)

Filmi genel olarak başarılı buldum. Fakat keşke Feyyaz Yiğit'in üzerine İvedikliği geçirmeselermiş. Devlete müthiş göndermeler var.

Drone ile ara sokaklara Gazapizm tarzı girişle Çukur'a gönderme vardı. Ayrıca cinayetlerdeki Rene Magritte tablosuna bayıldım.

Spoilerı göster

Öncelikle filmi beğendim. Lakin film başlarında beklentiyi çok yükseltirken, ortalara doğru çokta fazla beklentiye girme diyor. Feyyaz Yiğit yetenekli adam ama bu kadar ön plana çıkarmaya gerek yok. Bazı sahnelerinde Recep İvedik i görür gibi oldum☹️. Keşke aksiyon biraz daha olsaydı tadından yenmezdi. Yinede müzikler ve çizim eklentilerine bayıldım. Ali Atay tarzı hep yaşasın ?. Tavsiye ederim.

Klasik bir Ali Atay yapımı olsa da içlerinde ilk sıraya koyamadım. Ama çok iyiydi. Genel olarak tabi. Belirli sahneler oldukça şahaneydi. Bu ekibin bu tarzını benimseyenler icin saçma gelecektir. Ama durum komedisi üstelik bu işi absürt bi halde iyi yapan biri var karşımızda. Yabana atmayalım derim :) en son sahnede vugulanmak istenen konu içindeki sanat dokusu filmin her zerresine uğramış. Bence harika denecek kadar iyiydi.

zaman kaybı. 5/10

güzel sahneleri yok mu? var! ama yine de beğenmedim.

Sonu hoppala paşam diye bağlanmayan kaliteli ender filmlerden zaten senaryo bu kadar harikulade olmasa Uğur Yücel oynamazdı. Ali Atay yönetmenliğe devam

Ali Atayın Ölümlü Dünya ile yakaladığı müzik kullanımı, rockn roll tarz, cool tavır, çizgi roman eklemeleri gibi kendine has dokunuşları bu film içinde geçerli ve insana özel bir işi izlediğinin hazzını yaşatır cinstendi. Ölümlü Dünya'yı seven ve gerçekten yapılanı anlayıp gülenlerin olumsuz yorumlara kapılacağını yada filmden tüh be olmamış diyerek çıkacağını hiç zannetmiyorum. Komedinin laf komedisi yada abartı üzerinden yürüdüğü son dönem Türk sineması adına yaşasın durum komedisi diye haykırmak geliyor insanın içinden:) Filmin benim için 1 olumlu 1 olumsuz 1 de arada kalmış noktaları vardı. Olumlu kısmı Ölümlü Dünya'nın aksine müthiş anlam ve güzellik içeren bir sonunun bir mesajının olması ki çok güzel bağlanmış bir sondu. Olumsuz kısmı ise ilk perdedeki durumların uzunluğunda mı yoksa karakter çözümünün yavaş ilerlemesinden mi düşük bir tonda ilerlemesi ve komedisinin azlığı acabamıyı dedirtti. Arada kaldığım kısım ise beni rahatsız etmese de cinsellik üzerinden yürüyen komedi kısımlarının bazı zihinlere fazla veya farklı yorumlara neden olabilecek olması oldu. Filmin ortalarında filmin isminin deki nüans tebessüme neden oluyor ve işte bu ince dokunuşlar üst üste gelip kaliteyi doğuruyor. Kahkaha oranını kıyaslarsam eğer Ölümlü Dünya'ya göre bir tık düşüktü. Senaryo, oyunculuk, yönetmenlik üzerine söz söylemeye gerek olmadığını düşünüyorum. İzleyen yada izlemeyenler için aklıma geldiğince gülünecek yer kodlamaları yapmak istiyorum ki aklıma geldikçe hala kahkahalara boğuluyorum.

ilk çağrılan olma, sorular,iyi polis çok daha iyi polis,mesajlaşma sahnesi ve özellikle oradaki uğur yücel,konvoy,bomba,kod çözme,ığdır, özel harekat ve sorunları... gibi çoğaltılabilir

Spoilerı göster

bu ekibin tarzını beğenenler izlesin. sonra durduk yere filme kimse çamur atmasın. çok iyiydi. ölümlü dünyayı net geçmiştir diyebilirim.

Komedi filmine gidiyorsunuz ve sanatın içine düşüyorsunuz. Ölümlü Dünya bu filmin yanına bile yaklaşamaz ki o da oldukça kendini var etmiş ve konuşan bir filmdi ama Cinayet Süsü susmayan bir film. Sanatın bu kadar görmezden gelindiği bir ülkeye yaraşır eleştiriler barındırıyordu. Türkiye'nin entelektüel yozlaşmışlığına bir şeylerin farkına varın artık diyordu. Şeytan Aralığı sahnesinde salonun tepkisiz kalmasıyla kendini epey belli etti. Absürdün olmazsa olmazlarından, mihenk taşı olan "iletişimsizlik" üzerine fazla gidilmiş ve komik elde edilmiş. Özellikle İonesco, Sartre, Camus, Pinter saçması ile ayrı ayrı hicivler vermiş ve Sürrealizm, Modern Sanat, Barok, Gotik ve Klasisizm anları ile de taçlandırılmış. Çizgiroman vari ele alınan sahne Galip Erdal'ın acayip hikayeleri tadındaydı. Argo konuşmanın yeri ve zamanı ayarlanınca ne kadar anlamlı ve komik olduğunu çoğu saçma sapan filme bir argüman niteliğinde kanıtlıyor. Şahan, Ali Sunal, Şafak Sezer falan örnek alsın. Hayatta her şeye bir süs yüklüyoruz. İnsanlarda bıraktığımız izlenim ya da çok basit bir şey olabilir bu bir hastalık gibi. Kız arkadaşımla filmden sonra oturup konuştuk ve artık bazı hastalıkların kanıksandığını, adı anıldığında tepkisizleştiğimizi söyledi. Ben de buna cevaben evet bir şeylere dikkat çekmek için abartmamız, süslememiz gerektiğini söyledim. Basit bir gripte bile "anaaam ölüyom" dediğimizi unutmamamız gerek. "Gerçek" olana kendimiz bir anlam yükleyerek ona kendi açımızdan inandığımızda bu gene bir süsleme oluyor. En önemli soru "bu insanları kim öldürdü" sorusuydu ve oldukça geçerli bir sebeple cevabı da verildi. "Bu insanları ne öldürüyor?" İşte bu "saçma" kavramına Ölümlü Dünya'daki Camus'ün akmakta olan nehri gibi bir cevap bekliyoruz. Film hiç olmaması gereken yerde olan bir araya gelen bu alakasız insanların içine düştükleri durumu komik bir dille aktardıktan sonra açıklamasını yapıyor. Bu her filmde gerekli değil ancak Cinayet Süsü'nde gerçekten bir cevaba ihtiyacımız oluyor. İsim odaklı çalışma da oldukça başarılı. Eklektik anlamlar sunuyor ve zeki seyircide bile şu da olabilir ama o zaman bu da olabilir diye şekilleniyor ve karmaşa büyüyor. Gene bir başka abarttığımız durum geleneklerimiz. Geleneksel yapı düşüncesine dayalı olarak Altın Günü, Düğün Konvoyu vb durumlar görüyoruz tam da olması gerektiği yerde olan bu kültürel sahneler bize çok başka bir kapı daha açıyor. Geleneğin peşinden gitmek de ölümü anlamsızlaştıran bir şey oluyor ve anlamlandırmak için süsü koyması gerekenin başkası olduğunu gösteriyor. Rutininden kopamayan çeşitli kültürlerden insanların hayatta yalnız olduğunu boş bir bozkırda yürüdükleri sahnede "Araf" düşüncesi ile aktarıyor. Yani açıkçası senaryo muazzam. Hayat şahısı teşhis eder, onu anlamlandırır eğer siz kendi hayatınız için bir süsleme yapmazsanız.. Ali Atay, lütfen bu filmleri çekmeye devam et. Değerin bilinir mi bilmiyorum ama en azından bizlere bir Vergilius ol.

Ölümlü Dünya'yla baya yükselen beklentiyi karşılayamasa da Türk sinemasında kesinlikle şans verilmesi gereken yapımlardan

Ali Atay farkını belli etmiş yine filmde. Feyyaz Yiğitin sahnelerinde gözümden yaş geldi gülmekten. Diğer oyuncuların kalitesi de belli zaten. Güzel bir haftasonu aktivitesi tavsiye ederim.

Baya güldüm tavsiye ederim ?