Son umut (2006)Children of Men

Konusu güzel olan işlenişi vaasat 10/5 boş vaktiniz varsa izlenir. Yoksa vakit öldürmeye değmez. Ayrıca filmde müslümanlar terörist gibi gösterilmiş klasik ön yargılı aptal ingiliz filmi

Güzel filmdi ama bana bi "Vaoovv" dedirtmedi. Konu çok iyi olduğu için senaryo çok daha iyi olabilirdi. Ama çekim açılarına, kamera hareketlerine falan bayıldım. Görüntü yönetmeni çok güzel bi iş ortaya koymuş bu anlamda. Bilim kurgu yönünden pek bişey yoktu filmde ama baya baya aksiyonu hissettim, özellikle ikinci kısımda. Zaten ikinci kısımı daha bi sevdim. Kısacası efsane olabilecekken idare ederin bi tık üstü olabilmiş bi film

"Müslümanları terörist olarak gösteriyolar, o yüzden beğenmedim" gibi biçok yoruma rastladım bu filmle ilgili. Sonuçta Işid diye bi gerçek var. Sürekli eleştirmek yerine çuvaldızı kendimize batırmanın zamanı gelmedi mi? Beğenmedim diyerek filme küsmek yerine gerçekleri görüp bu algı nasıl değişir onu düşünmek lazım.

Spoilerı göster

Umutsuzluğun içinde umut olan bir bebek. Harika mesajları ve oyunculukları olan, konusuyla sıradışı bir yapım. Çekimler ve atmosfer de bir o kadar etkileyici. Bir an olsun sıkılmıyorsunuz. Başarılı bir film. 7.5/10

Akış olarak hiç sıkmadan güzel bir şekilde işlenen bu film ilk çıktığında pek kıymeti bilinmemiş.
We Need Talk About Kevin filminden sonra bu filmi izledim. Çocuk yapmaktan vazgeçmişken tekrar düşünmeme neden oldu. Çoğu filmde umut çocuk karakterlerle verilmeye çalışılıyor. The Platform da öyle bitmişti.
18 yıldır dünyada çocuk doğmuyor. Tüm dünya kıyamet korkusuyla yerle bir olmuş. İnsanlar diğer ülkelere göre daha iyi olan ülke, İngiltere'ye akın ediyor. Mültecilere yapılanlar, dünyanın kıyamet korkusuyla ne hale getirileceği çok güzel yansıtılmış filmde.

Gerçek bir çatışma içinde gibi kamera sizle hareket ediyor hatta kameraya kan sıçrıyor ve böyle çekiliyor. Aslında o kan sahnesi yanlışlıkla olmuş ve yönetmen kes demiş ama çatışma sesiyle duyulmamış. sonradan o sahne o şekilde Kamera kanlı bi şekilde kalmış.
Yaralılar, ölenler, hayatın çok kolay kaybedilen bir çatışma bu kadar realist anlatılabilirdi. Oyunculuktan ziyade mekan, aksiyon ve çekim çok güzeldi. İkinci yarısındaki devamlılığı inanılmaz heyecana sürüklüyor. Hayatımda sonucunu bilip de bu kadar heyecanlandıran bir sahne hatırlamıyorum. Arabayı zar zor içeriden çıkarıp kadını kaçırması harikaydı.

Son sahneyi 5 saat toparlayıp baştan çekiyorlarmış. Şu zamana kadar izlediğim tek çekimle yapılan en iyi sahnelerdendi.

'çocukların sesleri olmadan dünya ne garip bir yer'
dünyadaki herkes bir gün öleceğini biliyor ve bunu düşünmeden yaşıyor değil?bu kısımda hiçbir sorun yok bildiğiniz üzere,peki dünyadaki herkes en fazla 100 yıl sonra bütün insanlığın tükeneceğini bilse -mesela artık bebekler doğmasa- bunu düşünmeden sorunsuzca yaşayabilir miydi?children of men,işte bu distopyanın beyazperdede vücut bulmuş halidir.
yönetmen koltuğunda oturan alfonso cuaron roma filminin dışında gravity,y tu mama tambien,harry potter filmleriyle de bilinir.ayrıca kendisi akademide en iyi yönetmen ödülünü alan ilk latin amerikalıdır.alfonso cuaronun beraber çalışmayı sevdiği görüntü yönetmeni emmanuel lubezki hakkında da konuşmak istiyorum biraz,çünkü filmin çoğu yerinde uyguladığı uzun çekimler(long take) izlerken de anlaşılacağı üzere büyük bir emek istiyor.gravity,y tu mama tambien filmlerinde alfonso cuaron ile beraber çalışan emmanuel lubezski birdman,the revenant,the tree of life filminlerinde de görüntü yönetmenliğine oturmuş ve bu koltukta olağanüstü işler başarmıştır.
children of men içinde birçok dini gönderme de barındırıyormuş.mesela theo ismi yunanca tanrı kelimesinden türemiş ve theo faronun anlamı 'tanrının feneri' demekmiş.theo ile kee'nin samanlıktaki konuşması aslında isa'nın yemlikteki doğumuna bir gönderme,yine kee'nin ben bakireyim esprisi meryem anaya bir gönderme imiş.bunlarla beraber theo karakterine film boyunca hayvanların eşlik etmesi theo'nun sorgulanan güvenine dair bir gönderme aslında ayrıca theo'nun savaşın ortasında kalmasına rağmen hiç silah taşımaması da önemli bir ayrıntı olarak görülebilir.
p.d james children of men kitabının yazarıdır ve filmin başlarında bir sahnede kucağında köpeğiyle görünür,ayrıca film ile kitap arasında şöyle bir fark vardır.filmde dünyanın sonu kadınların kısırlığı olarak gösterilirken kitapta erkeklerin kısırlığı olarak gösterilir.
film ile ilgili dikkatimi çeken şeylerden biri filmin sonunun yoruma bırakılması,daha sonradan alfonso cuaron şu açıklamalarda bulunmuş.''filmin sonuna hafif bir umut serpiştirdik. eğer olumlu bir insansanız filmden mutlu bir sonla ayrılabilirsiniz ama karamsarsanız tamamen umutların tükenmiş olduğu bir son sizi bekliyor''

Adamlar hayal gücünü kullanıp senaryo yapmışlar,kes kopyala yapıştır mantığı yok..Orjinal bir film bence !2027 yi görüyoruz filmde ama 2017 de aynı sahneler var ,kiM bilir dünya 2027 de ne halde olur ? (ALLAH KORUSUUUUN ! )

film gercekten cok iyiydi. oyunculuklar muzikler sahneler hepsi tek kelime ile muazzamdi

konu,oyunculuk, gerçekten çok iyiydi biraz durağan gibi ilerlese bile konusu tüm olumsuzlukları görmezden gelmeye yeter diye düşünüyorum çünkü malum günümüzde izlediğimiz 10 filmden 8'i birbirinin benzeri konuları işliyor o yüzden ben beğendim etkileyici buldum filmi

ana konu, oyuncular, müzik vs kötü değil ama film hep aynı monotonlukta ilerliyor. bazı yerlerde gerilim var, onlar da olmasa çöp zaten. clive owen ve julianne moore biraz kurtarmış filmi gibi. kanal d nin reytingci haftasonu filmlerine benziyor. karamsar hava, göçmenler konusu vs harici sinemaseverlerin farklı bulacağı pek bi şey yok.

Başlangıçtan finale dek kesintisiz bir hızda ilerliyor oldukça sürükleyiciydi. Günümüz koşullarına baktığımızda, derler ya "İki ucu b*klu değnek" diye, aynen de öyle. Siyasi açıdan neyi desteklersen destekle illa ki hepsinde bir eksi yön, (daha abartılı haliyle kirlilik) illa ki var... Belki de elimizde avucumuzda tek geleceğin çocuklar olduğunu tekrardan hatırlamalıyız, onların masumiyetine ihtiyacımız var özellikle şu anki durumlarda... Şu ana dek izlediğim filmlerde en etkilendiğim sahne olarak ilklerimde bulunacak

Çatışma esnasında bebeğin ağlamasıyla iki tarafında ateşi kesip bir anda susması, kalplerindeki yumuşamanın merhametin yüzlerine yansıması... Vurgu olarak hem elhamdülillah hem jesus christ seslenişleri... Ardından sanki uslanmaz bu insanoğlu dermiş gibi çatışmaya kalındığı yerden devam edilmesi..Muhteşemdi.

Spoilerı göster

Çok beğendiğim bir film oldu izlemenizi öneririm.

müslümanların terörist olmadıgı bi film varmı ???

Sevmekle sevmemek arasında kaldığım bi film. Bilimkurgu deseniz değil tekrar izlerimlik hiç değil. Çekimler güzel olabilir ama bir şeyler havada kalmış gibi .böyle sürükleyici bir film diye başladım ama sonlara ne zaman biteceklere dönüştü iş. Yine de siz bi izleyin , belki seversiniz :)

İzlemesi ve hazmetmesi zor bir film.Karanlık,karamsar ve gerçekleri tokat gibi yüzlere çarpıyor.Kamera üstündeki damlalara kadar düşünülmüş, çekim kalitesi üst düzey.Hikaye 2027de geçiyor ama dünyanın bugünkü ortamına o kadar yakın bir ortam var ki,haber bültenlerinden bir kesit izler gibi oldum çoğu sahnede malesef.Ülkelerin açgözlülüğü,savaşı,insanların mülteci haline dönüştürülmesi,insanlık dışı muamelelere maruz kalmaları ve malesef 'onlar bu kirli dünyayı değiştirecek' diyebileceğimiz gelecek nesillerin olmayışı..İzlerken bu görüntüler ne kadar tanıdık diyorsunuz.Filmdeki kısırlığı, düşünce ve empati kısırlığı ve barışçıl kadın enerjisinin yok edilmesi olarak düşünürsek,dünya ükeleri için büyük dersler içeren bir yapım.Ancak oldukça ağır bir distopya,enerjinizi düşürebilir,sinirlerinizin kaldırabileceği bir zamanda izlemenizi tavsiye ederim.

İnsanlığın bitme noktasına ulaştığı yer bu olsa gerek.. Film biraz yüzeysel kalsa da buram buram kaos ve devletlerin yine birbirlerini ezme yarışı v.s. bir çok şey sayabiliriz... Sanki böyle bir şey günümüzde çoktan yaşanmaya başladı da.. Denildiği gibi "Oyun bahçelerindeki sesler susunca umutsuzluk çöktü.”

2006 yılından bugünün kaosunu ve taşları gösteren bir film..insanlığın dünyanın içine tırtladığı geleceğe dair bırak tuli emeli geleceğin yokluğu varlığından iyidir dedirten bir film.yine ingiliz megalomanyası ve mülteci sorununu terörle bağdaştırmak içine tekbir nidaları katmak yine ezikler müslüman roman gibi beyne format atışları ,,,hayret nasıl olurda sömürgeci ingiliz vampirler kurtuluşu siyahi bir ırktan gösterdiler neyse sonu havada kalan bir film olmuş iki günde izleyebildim.başında uyudum o derece.