Sistemsel eleştiriyi aile samimiyetinde anlatan film.Dogmaları tek kalemde red ediyor. "Gerçek" , radikal doğruları ise hiç çarpıtmadan yüzümüze vuruyor. Cast seçimini kusursuz yapmışlar.Viggo Mortensen'in o şair ve aykırı yönü filmin sancağı olmuş diyebilirim. Çocuklar da muhteşem iş çıkarmış. Telaffuzu zor, komplike sıralı cümleleri bir filozof edasında içtenlikle okumuşlar. Gerçekten harikaydı. Konu ve kurgu ise sıradandı. Yani oyunculuk iyi olmasa yüzüne bakılacak bir film değil. Ama dediğim gibi cast muhteşem olmuş. Kesinlikle izlenilmesi lazım.
spoiler sayılabilir--------> sosyal hayat eleştirisinin tavan yaptığı film de evlatları için en iyisini istemiş bir baba görüyorum. bu kadar başarılı olabilecek miyim sorusu beynimin bir köşesinden öbür köşesine çarptı durdu. diğer yandan ben cash ın bu tutumunun olumsuz yanları da gözümüze sokulmuş. ki bu yanı george mackay ın canlandırdığı bodevan karakteri ile göstermiş. filmdeki en ağır yük onun omuzlarında olmasına rağmen ustalıkla atlatmış. bodevan ın marketteki 3 kız, ilk öptüğü kız ile toplu halde kuzenlerle olan sahnelerde bu yaşam tarzının eksikliği iyi yansıtılmış. ayrıca kuzenleriyle olan sahnelerde seyirciye yetiştirme tarzı olarak 2 farklı doğru gösterilmiş ve film birini seçmemiş. bu kararı izleyiciye bırakmış ki anlatımında tarafsız olması hoşuma gitti. içeriğinde fikir ve din açısından da anlatımlar mevcut. yorumum ise filmin dini de bir fikir olarak gördüğü. eşinin cenaze törenindeki konuşması ve riske girip vasiyetine uyarak yakması da filmin bu konuda taraf tuttuğunu düşündürdü. dinin, fikir olduğunu ve fikirlerin de istendiğinde değiştirilebileceğini savundu. bu da gömülen bir toplumda neden yaktıklarını açıkladı. bunu da izleyiciye bırakmalıydı. ekranı duygusallık kaplasın diye koymuşlar yaktıkları sahneyi. koymasalardı söz söyleme hakkımız olurdu diye düşünüyorum. mantıksız gelen çocukları kayınpederine emanet edip giderken otobüsü alması. koca otobüs içinde bir adam. açıkçası otobüsü alması gözüme battı. neden aldığını gördük tabi. almasa gizli yere nasıl sığdıklarını bilmediğimiz çocuklar çıkıp sevgi seli yaratamazdı. başlarda duygulardan arındırılmış bir yapı gösterilse de adeta duyguların eğitim ile değil iç güdüsel olduğunu vurgularcasına olaylar zinciri paylaşılmış. filmi izlerken zaman nasıl geçti anlamadım ama geçen zamanın hakkını verdiğini düşünüyorum.
Senaryosu, oyunculukların doğallığı ve filmin kurgusu beni direk içine aldı . Sıradışı bir baba ve anne ve onların çocuklarını yetiştirm tarzı belki cok gerçekci deil belki modern insana ters ama benimde böyle cocuklarım olsun diye dedim icimden. Filmdeki birçok şey size sacma gelebilir ama izlerkez huzur bulup bolbol duygulanacagınız bir yapım olmuş. Viggo Mortensen oyunculugu o kadar iyiydi ki bir an aragorn oldugunu bile unuttum ki biz onu hep aragorn olarak bilicez.
Bu filmden o kadar etkilendim ki, klasik ağlatma sahneleri olmamasına rağmen çoğu sahnede gözyaşlarımı tutamadım.Çocuklara yaşamı doğal haliyle algılamayı,olduğu gibi kabul etmeyi öğretmiş bir baba var ve bunu hiçbir şeyi dramatize etmeden;onlara utanç,kızgınlık,korku duygularını yaşatmadan yapıyor.Bunun sonucunda bozulmamış birer yetişkin haline dönüşmeleri çok olası.Yaşadığımız hayatta bunu başarmanın imkanı var mı diye düşünmenizi sağlıyor..2 küçük sarıkafaya da bayıldım :) Hiç vakit geçirmeden izlenmeli.
Ya bu filme ne denilir bilmiyorum. Bayıldım. Biraz ön yargılıydım filmi izlemeden önce ama bu kadar iyi olduğunu bilseydim hiç bekletmezdim. Harika, hemen izleyin, izletin.
Beklentim bu kadar yüksek değildi başlarken açıkçası bir filmin benim önyargımı yıkmasına hiç bu kadar sevinmemiştim. Kapitalist sistem eleştirlsi, yaşam tarzına bunun yansıması o kadar güzel aktarılmış ki neredeyse özendirecek derecede -hakikaten de özenerek kıskanarak izledim itiraf etmek gerekirse- fakat bu sistem öylesine kurulu ki bir şekilde er yada geç dahil olmak zorunda kalabiliyoruz ve bu muhteşem film harika bir sistem eleştirisi örneği. mutlaka izleyin.
İzlemeden sempati duymakta haklıymışım. Beklentimin bu kadar yüksek olması başta korkutsa da, filmin seyri beni rahatlattı, başlangıcı bitişinin de guzel olacaginin teminatı oldu açıkçası. Filmde sunulan hayat ağzımızı sulandırsa da (doğal ürünler, sabah sporları, ateş başında müzik, ailecek kitap okuma vb. ) sonrasında görüyoruz ki hayat çok daha farklı. Hayat dik bir kayadan, vahşi ormandan daha tehlikeli. Bu sebeple böyle ütopik bir yaşam tarzından gerçek bir hikaye çıkmış. Her şeyi güllük gülistanlık gösterseydi ne kadar eğlenceli bir fikir olursa olsun, gercekcilikten uzaklaştığı için bu kadar etkileyici olmayacaktı . Filmin en önemli başarısı konudan ziyade yardımcı öğelerin süper uyumu. Yardımcı oyuncular, kıyafetler, müzikler ve doğa ayrılmaz bir bütündü. Bu arada Viggo Mortensen cenazede giydiği tuhaf gömleği 1991 yapımı Indian Runner filminde de giymiş. Herkese tavsiye edebileceğim bir film daha bulduğum için mutluyum. Teşekkürler Matt Rossi.
Dil ile eleştirmek öyle kolay ki,önemli olan eyleme dökebilmek onu.Yanıbaşımızda bir sene geçince üstünden eskidi diye yenilemek isteyeceğimiz cep telefonları var mesela,yüzde 50 indirim var diye aslında yüzde yüzde 100 kârla satılan giysiler yok mu gardroplarımızda? Heh işte bu bir eleştiri,ama boş bir eleştiri.Filmde bu noktada çok iyi zaten,aldığımız eğitim ne kadar eğitim,haz aldığımız şeyler ne kadar insan doğasına uygun.Bab, belki eleştirdiği ve kaygı duyduğu için kapitalist yaşamdan uzak durdu ve .Belki hata bile yaptı eleştirisini ortaya koyarken,çünkü dünya çürümeye devam ederken mutlaka senin olduğun yerede ulaşıyor bir şekilde.Bu yüzde belki hata yaptı Ama kabul edelim "güzel bir hata"ydı. Boş geveziliklerden daha anlamlı bir hata.Çünkü o bir eylem. 0 0
film dünya düzeninin içinde kendi özgür düzenimizi kurabileceğimize yönelik bir umutlandırma filizleri vermek amaçlıyor sanki. müzikler ve doğal görsellik zaten insanı e bizde gidelim, çadırım nerdeydi dedirtiyor. üstüne üstelik başucuna alınır bir film. izlemeye değer, oyunculukları görmeye değer
Hayat düzenini sorgulayan güzel bir film. Çok değerli görülen şeylerin aslnda mantıksız olduğunu vurguladığı bir kaç güzel yer var. Oyunculuklar da çok başarılı. Mortensen'e söylenecek laf yok zaten ama çocuklar da çok iyiydi. 8/10
içeriğinde fikir ve din açısından da anlatımlar mevcut. yorumum ise filmin dini de bir fikir olarak gördüğü. eşinin cenaze törenindeki konuşması ve riske girip vasiyetine uyarak yakması da filmin bu konuda taraf tuttuğunu düşündürdü. dinin, fikir olduğunu ve fikirlerin de istendiğinde değiştirilebileceğini savundu. bu da gömülen bir toplumda neden yaktıklarını açıkladı. bunu da izleyiciye bırakmalıydı. ekranı duygusallık kaplasın diye koymuşlar yaktıkları sahneyi. koymasalardı söz söyleme hakkımız olurdu diye düşünüyorum. mantıksız gelen çocukları kayınpederine emanet edip giderken otobüsü alması. koca otobüs içinde bir adam. açıkçası otobüsü alması gözüme battı. neden aldığını gördük tabi. almasa gizli yere nasıl sığdıklarını bilmediğimiz çocuklar çıkıp sevgi seli yaratamazdı.
başlarda duygulardan arındırılmış bir yapı gösterilse de adeta duyguların eğitim ile değil iç güdüsel olduğunu vurgularcasına olaylar zinciri paylaşılmış. filmi izlerken zaman nasıl geçti anlamadım ama geçen zamanın hakkını verdiğini düşünüyorum.
Heh işte bu bir eleştiri,ama boş bir eleştiri.Filmde bu noktada çok iyi zaten,aldığımız eğitim ne kadar eğitim,haz aldığımız şeyler ne kadar insan doğasına uygun.Bab, belki eleştirdiği ve kaygı duyduğu için kapitalist yaşamdan uzak durdu ve .Belki hata bile yaptı eleştirisini ortaya koyarken,çünkü dünya çürümeye devam ederken mutlaka senin olduğun yerede ulaşıyor bir şekilde.Bu yüzde belki hata yaptı Ama kabul edelim "güzel bir hata"ydı. Boş geveziliklerden daha anlamlı bir hata.Çünkü o bir eylem.
0
0