öncelikle söylemek istediğim şeyler var. filmi netflix üzerinden über teknolojik bir televizyondan izlemedim. malum ortamlardan indirdiğim versiyonunda (93 dakika) anladığım kadarıyla hep sol seçenek seçilerek ilerlendi. yani filmin interaktif kısmına hiçbi şekilde etki etmedim. gerçi steam üzerinden telltales oyunları vasıtasıyla bu interaktif zımbırtının dibini sıyırmıştım çoktan. oyuncuya/izleyiciye yalandan alternatif seçenekler sunup kandırmaya çalışarak en sonunda yine en başta yazılmış olan senaryoya çıkarma mevzusuna aşinayım. fakat sanıyorum benim abidik gubidik seçimler yapamayışım, hikayeyi bulandıramayıp tekrar tekrar aynı sahneleri neredeyse izlemeyişim şunu hissettirdi; sıradan bir black mirror bölümünü seyretmek. bu şekilde değerlendirdiğimde gayet beğendiğim bir yapım. ne eksik ne fazla. dizide de her sezon içine bir iki kallavi bölüm koyup gerisini yürü ya kulum şeklinde tasarladıkları için gayet yeni sezonun yavan bölümlerinden birini izlediğimi hissettim. okuduğuma göre 5 farklı son bulunmakta. ben bir seçim yapmadan kaçını gördüm bilemiyorum. saymadım. herhangi bir meraka da kapılmadım tüm sonları görmek adına.
Tüm farklı seçimleri yaparak izledim. Bazı seçimleri yaptığınızda hikaye hemen sonlanıyor ve sizi geri döndürerek diğer seçimi yapmaya mecbur bırakıyor. Bazı küçük seçimler de yapıyorsunuz dinlenecek müzik gibi ki bunların hikayeye bir etkisi yok. Hikayeyi etkileyen seçimlerde de sona kadar ulaşmayı hedefliyorsanız, yukarıda belirttiğim gibi geri dönerek aslında yazarın istediğini yapıyorsunuz. Yani siz baş karakteri yönettiğinizi sanırken aslında yazar sizi yönetiyor.
yani bi şekilde babayı hep öldürmek zorundasınız ve hangi seçimleri yaparsanız yapın aynı sonuca gidiyorsunuz
. Bu açıdan tam black mirror kafası. Ancak hikayeyi zayıf buldum. Bi de tüm alternatifleri tek seferde denemek bi süre sonra ciddi anlamda sıkıcı bir hal alıyor. Anca 7 puan diyebilirim.
benim için hayal kırıklığıydı. interaktif uygulamaları bilmeyen ya da farkında olmayan eleştirmenlerin sosyal mecralarda "bu bir ilk" gibi ilginç cümlelerinin gazına gelip beklentiyi yüksek tutmayın. herhangi bir sony interaktif oyunu, ps4 üzerinde çok daha büyük keyif sağlayacaktır. hatta abartıyorum, fifa'daki alex hunter hikayesinde bile seçimlerimiz daha çok etki ediyor hehe. ? bu bir ilk falan değil yani, yıllardır, bilumum oyunu sanat eseri yapmış, hayatımızda zaten olan bir şey. her neyse, yine de ilk kez deneyim yaşayacaklar büyük keyif alacaktır, ayrı.
İnteraktif seçimler aktif olmayınca 1.5 saat olması gereken film 3 saat mi sürdü 5 saat mi bilemedim. Sonuç olarak, i known everything but my brain is caney caney, cacık oldu aney... Lazım mıydı, bilmiyorum ama sağlıklı bir yorum yapamayacağım yani...
Oofff. Bütün alternatifleri iç içe izleyince gerçekliğim sulandı. Kimse de demedi şöyle böyle izleyin. Normal açıp izlemeyin. Nasıl bunaldım nasıl anlatamam. Gerçi izlendiği şekil izlesem bile seveceğimi sanmıyorum ya neyse. Bozdular mi ne bu diziyi de.
Blackmirror evreninden bir çok hikayeye referans vermesi oldukça heyecan vericiydi. Hikaye olarak çok daha etkileyici bölümler izledik, evet. Interaktif deneyim ise çok keyifliydi, beğendik :)
Hikaye gayet basit aslında. Sadece olay farklı sonlarla bitebileceğinde ve bu sonları kullanıcının aslında günlük hayatta da çok kez karşılaştığı seçimlerle belirlemesi. İlk interaktif film olmasından hoş görülebilir diye düşünüyorum ancak sanırım diğer opsiyonları da merak eden meraklı ve kararsız izleyiciler için bu yeni tarz, bir film için en az 3-4 saat izlenmesi demek. Eğer arkaya yaslanıp sadece izlediğine odaklanmak ve tadını çıkartmak isteyenlerin sevmeyeceği bir tür gibi. Olası sonları merak edenler bu şemaya bakabilir https://www.realitytitbit.com/static/uploads/2018/12/MI9G4jZ-355x1024.jpg
Bence öncelikle şunu düşünmek gerek bu yaptıkları zor bir şey ve fazladan uğraşılması gereken bir durum üstelik bazı kısımların hiç görülmeme ihtimali de mevcut. Çocukken bir kaç bu tarzda kitap okumuştum kitapları hatırlamasam da gerçekten çok keyif aldığımı hatırlıyorum. Fakat oyun daha büyük bütçeli ve kontrollü birşeye gelince işler daha zor. Örnek alınan oyun türü bile gerçek hayatta çok çok başarılı örneklere sahip değil. Benim yakıın dönemde aklımda kalan Telltales serileri var ki o da çok tekrara saran bir seri, öte yandan bence en başarılı örneği geçen yılın da en başarılı oyunları arasında bulunan Detroit: Become Human. ki onun da bence en büyük problemi kısa sürmesi. Ayrıca bu tarz oyunların en büyük sıkıntısı her seçimde farklı dünyalara yelken açmanız değil, ufak farklı deneyimlerle sizi yine aynı ve ya benzer sonlara çekmesi. Bana göre kritik olan nokta da burası yani bunu asıl farklı kılacak olan şey bu. Filmde de bu çok var sürekli başa sarıp diğerini seçmeliydin diyerek seni izlediğin şeyin bir nevi Tanrı'sı değiş aracı yapıyor. Geri filme dönecek olursak herşey bi yana bence güzeldi yani içerik çok dolu değil fakat izlerken keyif aldım. Konunun buna odaklı olması karakterin ne yaşadığını farkedememesi kontrol edildiğini düşünmesi de güzel bir etki katmış içinde olduğunuzu hissettirmek adına. Bu filmin de böyle türler öncülük edecek olmasından dolayı değerini olduğundan fazla görüyorum çünkü olan şeyleri güzelleştirmektense olmayan birşey yaratmak bence daha zordur. Yine de hem oyun hem edebiyat dünyasında bu türün inanılmaz başarılı örnekleri bulunmuyor. Ya da gerçekten başarılı olan sayısı oldukça az. Filmler için de durum aynı olacaktır. Umarım benzer güzel örneklerine de rastlarız zamanla. Hem yaşattığı farklı deneyim hem de ilk olmasından dolayı 7,8/10
Büyük bir beklentiyle açtığım ve farklı bir deneyim olacağı daha en başından belli bir filmdi. "İnteraktif film mi? O da neymiş?" diyerek büyük bir merakla üstüne çullandık adeta. Ama tatmin edici miydi, orası biraz muallak. Öncelikle filmimiz bizim tercihlerimize göre şekillenip farklı farklı finallere ulaşıyor. Ben bütün finalleri deneyimlemek adına çeşitli kombinasyonlar oluşturarak izledim. Tüm finalleri gördüm. Ve şunu belirtmek istiyorum ki hiçbir final beni tam olarak tatmin edemedi. Hep bir havada kalmışlık hissettim. Hangi finale ulaşırsanız ulaşın bence filmin senaryosu yetersiz kalmış. Farklı bir deneyim yaşatmak filmin en büyük amacı ve sadece bu ön olanda tutulurak içeriğe gereken önem verilmemiş. Bu da büyük bir beklentiyle izleyen kesimin gözünde filmi düşüren bir etken. Beni rahatsız eden bir husus da şu; film aslında tercihlerimiz doğrultusunda serbestçe ilerleyecekmiş gibi görünse de aslında hep filmin istediği doğrultada ilerliyoruz. Tercihler yaptığımızı sanarak mutlu olsak da film bizi hep istediği yöne çekiyor. İstediği yöne gitmemekte ısrar ettiğimde de film resmen eksik kaldı. Evet yanlış duymadınız ben farklı kombinasyonlar denerken aslında iki farklı hikayeyi birbirine karıştırdım ve çok anlamsız bir hal aldı. Sonradan normal seyirde devam ettiğim 2. ve 3. izleyişimde ise iki farklı hikayenin birbirine girdiğini farkettim. Yani siz filmin sizi götürmek istediği çerçevede ilerlemezseniz, filmle inatlaşırsanız ve tercihlerinizde ısrarcı olursanız film orta bölümlerde kafayı yiyebiliyor ve eksik kalmış bir hikaye ile sona gidiyorsunuz. Bundan daha da kötüsü filmde bazı seçenekler sunulmuş olsa da o seçenek doğrultusunda hikaye sürdürülmemiş. Bunu da şöyle açıklayayım; mesela 2 seçenek var ve film aslında tek bir yöne ilerlemek istiyor. Siz diğer seçeneği seçtiğinizde karşınıza ufak bir sahne çıkıyor ve yine film geri sarıp sizi istediği sahneyi seçmeye zorluyor. Bu aynı şunun gibi; "Hadi tamam o seçeneği seçtin her şeyi batırdın, ekstra kısa bir sahne verdik sana mutlu oldun, şimdi gel bizim istediğimiz yöne. Zaten başka seçeneğin yoktu. Filmi tamamen sen mi yöneticektin seni şapşik." diyor film size adeta. Tabi bunun üzerine siz de "İşte kuzu kuzu geldim dilediğinceeee kapandım dizlerine bu kez gururumuuuu ateşe verdimmm yaktım da geldimmm." diyerekten zil takıp toprağı tekmeleyen Tarkan gibi devam ediyorsunuz mecbur kılındığınız yönde. Bu da gerçekten heves kırıcı oluyor. Tüm bunları bir kenara atarsak ve filmin müzikleriyle, oyunculuklarıyla ilgilenirsek bu noktada Black Mirror kalitesini korumayı başarmışlar. Özellikle Will Poulter tarafından canlandırılan Colin karakteri filmde en sevdiğim karakterdi. Gerek tavrı gerekse sözleriyle insanı gerçekten etkileyen, oyuncunun başarılı performansıyla da akıllardan silinmeyecek bir etki bırakan, orjinal bir karakter. Özetle; yenilikçi bir adım atmak adına güzel bir film, içerik olaraksa Black Mirror kalitesinin birkaç adım gerisinde bir yapım. Fazla tatmin etmedi beni ama Colin karakterinin hatrına ve bu yenilikçi yaklaşımı sebebiyle izlemeye değer. En azından farklı bir deneyim yaşadım diyerek ve ileride ne tür filmlerle karşı karşıya olabileceğimizi düşünerek mutlu olabilirsiniz. Bu filmi ilk adım olarak görün ve herkes ilk adımlarda tökezleyebilir. Bu sebeple izlemenizi tavsiye ederim. Şimdiden iyi seyirler :)
late shift diye oyun var, o da böyle. İzlediğin dizi/film'de ki karakterin seçimlerine karar vermen başta eğlenceli geliyor, insanı içine çekiyor ve filmden bir parçaymış gibi hissettiriyor. Tabii ki her güzel başlayan şeyler gibi bunda da güzel olanı tükettikten sonra sıradanlaşmaya başlayınca sıkıcı gelmesi normal. Verdiğimiz kararların sonuca çabucak ulaştırıp bizi bazı noktalarda tek bir seçeneği seçmeye zorlaması bir yerden sonra sıkıcı geliyor. Neyse kısaca; Farklı sonuçları elde ettim mi? Ettim. Güzel mi? güzel, tavsiye ederim izleyin.
Başrollerden biri sensin ;-)
10/8
Lazım mıydı, bilmiyorum ama sağlıklı bir yorum yapamayacağım yani...
https://www.realitytitbit.com/static/uploads/2018/12/MI9G4jZ-355x1024.jpg
İzlediğin dizi/film'de ki karakterin seçimlerine karar vermen başta eğlenceli geliyor, insanı içine çekiyor ve filmden bir parçaymış gibi hissettiriyor. Tabii ki her güzel başlayan şeyler gibi bunda da güzel olanı tükettikten sonra sıradanlaşmaya başlayınca sıkıcı gelmesi normal. Verdiğimiz kararların sonuca çabucak ulaştırıp bizi bazı noktalarda tek bir seçeneği seçmeye zorlaması bir yerden sonra sıkıcı geliyor. Neyse kısaca;
Farklı sonuçları elde ettim mi? Ettim. Güzel mi? güzel, tavsiye ederim izleyin.