Bizim Büyük Çaresizligimiz (2011)Our Grand Despair

Yıllar sonra bir araya gelen dostun ortak hislerinin anlatıldığı orta halli bir film 5,5/10

Türk sineması adına büyük işler yapacağı açık olan fakat çok genç yaşta kaybettiğimiz Seyfi Teoman'ın harika filmi. Kitabını hala okumadım ama filmin yeri ayrıdır, Türk sinemasında naif karakterlere fazla alışık olmasak da bu tonda çoğu karakteri sevmişimdir. Bu yüzden, İlker Aksum'un enfes bir şekilde canlandırdığı "Ender" karakteri de bir Muhsin Bey, bir Haşmet İbriktaroğlu'dur gözümde.

Anlatamadıklarımız, nasıl dile getireceğimizi dâhi bilmediklerimiz, dışarıya atamadığımız içimizde kalan daha ne varsa işte bunların hepsi bizim çaresizliğimiz. Sussak olmaz, susmasak da gönül razı olmaz. İşte öyle bir şey bu Barış Bıçakçı imzalı eser. İzleyin ruhunuz dinlensin.

Karakterlerin birbirleriyle ilişkileri film ilerledikçe ve biraz geç anlaşılıyor. Ender ve çetinin dostluğunun kuvvetini filmin başlarında hissetmek isterdim. Bu ikilinin kıza bakış açılarının bu kadar olgun kavgasız gürültüsüz olması da çok rastlanır bir olay değildi. Filmde net bir duygu hakim değil tek düze ilerliyor ama genel olarak beğendiğim bir film oldu.

Suskunluğun filmi içte kalanların..

Seyfi Teoman' ın mükemmel ötesi bir filmi. İki samimi arkadaşın sade hayatına darbe vuran güzel bir kız hayatlarındaki her şeyi değiştirir.

Çok çok sevdiğim, izlerken mutlu olduğum film. Kitabını da okumuş ve yine çok çok sevmiş biri olarak ikisinin arasında ayrım yapamayacağım, zaten Barış Bıçakçı kitabı yazmış sonra da filmi böyle olur diye Seyfi Teoman(huzur içinde yatsın) la birlikte senaryoyu yazmış gibi bir durum söz konusu.

başlarda yapay dialogları ve daldan dala atlayan sahneleri nedeniyle hafiften gıcık etse de ve filmin içine girmemi zorlaştırsa da itiraf sahnesinden sonra daha doğal daha içten bir hale büründü ve sevimli hale geldi. elemanların naifliği ve "fareler ve insanlar"a yer ayırması filmin en sevdiğim detaylarıydı. sonuç olarak, başıma bir şey gelmeyecekse, izlemek keyif verse de pek başarılı bulmadım.

oyunculuklar bilmem neden accayip kötü geldi bana. kitabını okuduktan hemen sonra izlediğimden ve kitabındaki o sıcak ender ve çetin ilişkisini gördükten sonra mı oldu, kitabını okumadan izleseydim daha mı çok severdim bilmiyorum ama şimdi hiç sevmedim oyunculukları, ondan eminim. onun dışında, filmin genel havası güzeldi. biraz durgun ve hafif iç karartıcı atmosferi yine kitapla uyumlu değildi (kitap kıpır kıpır, bahardı bana göre) ama farkın öylesi olur, güzeldir

Ankarada geçiyor film :)

iki arkadaş arasında fazlasıyla kuvvetli dostluğu ele almış çok tatlı bir film . aynı kadına aşık olan ve böyle güzel aşklarını paylaşan başka iki adam bulamazsınız sanırım :)