Babam ve Oglum (2005)My Father and My Son

baba filminde marlon brando yerine keşke çetin tekindor oynasaydı.

Repliklerinin akıllara kazıldığı harika bir yerli yapım. Çok etkileyici. Duygu seli yaşatan bir film.

bir baş yapıt

Unutulmazlar arasına girmeye hak kazanmış bir Türk filmi. Mutlaka izleyin.

Dram ve ötesi. En azından dram bile olsa böyle filmler olsun. Afişler müzikler oyunculuklar en üst düzeyde. Kurgu şahane. Muhakkak göz dolduracak bir sahneye rastlarsınız. Normalde her sahne hüzünlü ama en azından bir tanesi sizi zorlar. Film çıkalı 10 yıl olmuş dram sevmediğim için izlememiştim ama bazen izlemek lazım. Bu da o bazenlerden.

AĞLATAN FİLM Bir değil bütün oyuncuları performans üstü performans göstermiş! İlk 10 dak içinde gösterilen sahneler, önce, buna mı ağlıyor insanlar diye düşündürtüyor. Ama sonra konu bir ilerliyor ki, 2. devre tut kendini tutabilirsen. Egeli tiplemeler müthiş.

Muhteşem bir film gerçekten. İzleyip de gözleri yaşaramyan insana az rastlanır sanırım. Gerçi şuan için 14 kişi beğenmemiş onlar ender insanlar olabilir :) Başlarda biraz sıkıcı ilerleyeceğini düşünmüştüm izlerken fakat sonra film birden patlıyor ve sizi de bu patlamayla parçalıyor dersem çok yanlış bir tanım olmaz sanırım.

Bu filme ne denirki..Başyapıttır

Çağan Irmaktan harika bir film oyuncular da tek kelimeyle süper izlenmesi gereken filmlerden :)

babamla izlemiştik bir kere de babamın gözlerinin dolduğunu görmüştüm

Yakın tarihimizdeki bir acı olay , 1980 darbesi .. Parçalanan aileler, binlerce gözaltı , idam edilen insanlar , cezaevi işkenceleri , fişlenen insanlar .. 100 film çekseler bu 1980 darbesi sonrası yaşananlardan 100 film daha cıkar .. Çağan Irmak süper bir filme imza atmış . Baba - oğul ilişkisi ülkemizde biraz daha farklıdır bu konuya da çok güzel değinmiş.. İnsanın içi cız ediyor filmde bazı sahnelerde . Hala izlemeyen arkadaşları görünce üzülüyorum. Çekilen en iyi türk filmlerinden biri.

Güzel ülkemde yapılmış başarılı olarak adlandırabileceğim nadir filmlerdendir. Ağzı yüzü yamultacak derecede gözyaşı, bir süre kendine gelemeyip boş ve anlamsız gözlerle dünyaya bakma gibi etkileri bulunmaktadır. Yalnız izlenmesi tavsiyedir

on numara

tek kelimeyle süper...gözyaşlarınıza hakim olamazsınız

1980 darbesinde annesini kaybeden küçük Deniz (babası o dönemde bir çok erkek çocuğa verilen ismi koymuş) yedi yıl sonra hiç görmediği dedesinin Ege’deki çiftliğine doğru bir yolculuğa çıkar. Deniz’in dedesini hiç görmemesinin nedeni dedesiyle babasının yıllardır küs oluşudur. Hüseyin Efendi (Çetin Tekindor)okumaya diye gönderdiği oğlunun politik olaylara karıştığını öğrenince onu evlatlıktan silmiştir çünkü.Sadık’ın her şeye rağmen baba evine geri dönüşünün nedeni Deniz’den ayrılmak zorunda oluşudur; küçük oğlunu babasına emanet edecektir. Kelimenin tam anlamıyla Deniz bu çiftlikte hafif tatlı kaçık bir ailenin ortasında bulur kendini. Evin yanaşmaları,küs teyze(Şerif Sezer), traktör kullanan ve telsizle konuşan müthiş bir babaanne(Hümeyra), bileğinden boğazına kadar bilezikle dolaşan gelin Hanife (Binnur Kaya) ve saf bir amca (Yetkin Dikinciler).Düşünsenize hepsi bağırarak ve hep bir ağızdan konuşuyor. Sadık Uğruna savaştığı bir Türkiye’ye ve terk ettiği sevgilisiyle ve kendiyle kasabada yüzleşirken; çocuk, dedesinin ve babasının arasındaki tüm buzları eritecektir