Okulda bir sinema klübü yürütme görevi verildi bana. Ortaokul öğrencileri, Adana, tüketim çocukları. Ne açsam sıkılıyorlar. Animasyon dahil. Sonra bir gün okulun interneti gidince flash belleğimde olan tek filmi açmak zorunda kaldım. O da serçelerin şarkısı idi. Çocuklar filme bayıldılar. Bunun gizemini üç yıldır çözemedim :D Ama öyle bir film sanırım..
Geçim sıkıntısının en çarpıcı yansımalarından birini izledim. Bir taraftan şehrin keşmekeşinde evine ekmek götürmeye çalış, bir taraftan saf,temiz insanları kullanmaya,kandırmaya çalışan sansarlarla uğraş...Gerçekten yaşanılan zorlukları sonuna kadar hissettim. Tabii ki daha büyük zorlukları da izledik ama bu filmdeki doğallık çoğunda yoktu. Kısacası izleyiciyi nasıl ağlatsak derdine düşmeyen, sıcacık bir film olmuş. Buna rağmen hiç gözyaşı dökmediğimi söyleyemem. Bonus: Ibrahim Tatlıses şarkıları.:)
Hayatın içinden bir hikâye olması güzel. Ailesi için yoksullukta geçimlerini sağlamaya çalışan bir babanın ve ailenin yaptıklarını anlatan duygu yüklü , muazzam bir yapım.
Bir süre sonra evin 6. bireyi olarak hissetmeye başlıyorsunuz. Aşırı doğal ve bizden bir aile ortamı.Tam bir yaşam mücadelesi örneği. İzlenilesi bir film tavsiye ederim.
İran sinemasının en sevdiğim yönü en basit konuyu bile sürükleyici bir şekilde anlatıyor olmasi sanırım. Bu filmde çok başarılı buldum. oyuncular çok gerçek ve bizim insanımıza çok benziyor karakterler. bazı kelimeler aynı. İbrahim Tatlıses dinlemeleride işin. cilasi :). çok beğendim tavsiye ederim. bide baba evin direğidir yaw..
sıradan bir hikaye olmasına rağmen çok etkileyici. oyunculuklar tabi ki yine harika! samimi ve aynı zamanda yüzde tebessüm bıraktıran bir film. sanırım yavaş yavaş iran sinemasına ilgim artıyor.
Hayatın içinden bir hikâye olması güzel. Ailesi için yoksullukta geçimlerini sağlamaya çalışan bir babanın ve ailenin yaptıklarını anlatan duygu yüklü , muazzam bir yapım.
İzlenilesi bir film tavsiye ederim.
geri planda kalıyor. daha çok ''hissiyat'' filmi.