Attila Marcel (2013)

Fransız sineması nedir, neden sevilir ♥ Bir film gerçekten nasıl hem masalsı hem de gerçekçi olabiliyor ya :) Bizi biz yapan şeyler çocukluk anılarımız, yerine göre yaramız, yerine göre yanlış kodlarımız...Paul' un Attila'yı keşfetmesi ile başlayan iç yolculuk hikayesi. Marifet Madam Proust 'un bitki çayındaymış meğer yaşamadan yaşlandığını fark edebilmek. Geçmişini, anılarını çözümlerken hafızasında yanlış kodladığı ' baba ' ile adeta yeniden doğması. Ama bırakın arkadaş kimi piyano çalar kimi ukulele kimisi ise hiç bir şey. Önemli olan bireyin kendi tercihleri değil midir :) Bu filmin aurasında kaybolmamak elde değil.

Tatlı bir Fransız filmi. Tabii muadillerinden farklı olarak acayip güzel mesajlar içeriyor. Pek çok duyguyu aynı anda yaşatması açısından da yeri farklı olacak benim için. Şu insanoğlu güzel olan her şeyi neden mahvetmek zorunda? Neden dünyayı, insanları rahat bırakamıyoruz?

böyle içe koyulacak bir film <3

İçinizi ısıtıcak,gülümsetecek,hüzünlendirecek...bu filmde herşeyden biraz var üstüne bide güzel müzikleri,ince mizahı var kısacası izleyin izlettirin

Yine balık burcunda özel bir film..Ruha iyi gelen bir fransız tatlısı.Verdiği manevi mesajlarla insanı bir yandan mutlu ediyor bir yandan da düşündürüyor.Müzikleri de çok tatlıydı.Özellikle kariyeri ailesi tarafından daha bebekken belirlenmiş küçük Paul'e annesi tarafından söylenen şarkının sözlerindeki incelik mükemmeldi>>Oğlum istediğini yapacak..hangi şarkıda dans edeceğine kutsal aile karar veremez..biraz sevgi,biraz bal..gökkuşağı için biraz güneş ışığı,şatoları için biraz kum ve resimleri için birkaç boya kalemi,hepsi bu..Ayrıca bir ağacın önünde oturup kesilmesini engellemek için tek başına mücadele eden kadının ağzından dökülen sözler harikaydı.. Çok beğendim, hüzünle gülücüğün birbirine karıştığı naif bir film..

Çok keyifle izlediğim, yüzümde gülücüklerle bitirdiğim filmlerden biri. Fransızlar çok abuk filmler de yapıyor evet ama bu gerçekten samimi bulduğum bir film oldu. Ters giden şeyler varsa hayatınızda canınız sıkkınsa hayata güzel bakabilmek için bir doz alınması uygundur. Faydasını görmeniz dileğiyle...

Bu son derece kendine özgü film,''içerdiği incelikli mizahla içine kolay girilemez bir zihin labirenti gibi gözüküyor.Ama izledikçe mizahı evrensel ve kalıcı kılmayı başarıyor.Müzikal bölümlerde çok sempatik.Kısacası kırılgan ama kişilikli bir film...''Paul'un komşusu bayan Proust'un ağacı kesmek isteyenlere: ''lanet olası tuvalet kapılarını okusanız yeter! lütfen burayı bulduğunuz gibi bırakın! tuvaletinize,gezegenden daha iyi bakıyorsunuz.''repliği bence filmdeki en güzel replikti.

Hic kimsenin kara listesinde olacak bir film degil. Hemen herkesin agzinda hos bir tat birakir. Atmosferi,goruntuleri,detaylari iyi.Ama benim icin aman aman bir film degildi. Yine de izlenir. Ha bu arada ukulele muzikleri etkiledi beni...

bir yanda gözlerimi yaşartmasına engel olamadığım garip hüznü; diğer yanda hiç bitmesin dedirten umutlu atmosferiyle kimyamı bozan ayarsız güzellikte film. ayrıca rastlantı da olsa geziye selam çakmasıyla ayrı bir yer edindi zihnimde.

''bir çift güzel ve üzgün göz.'' guillaume gouix'in filmin başından sonuna kadar yüzünden hiç eksilmeyen şirin şaşkınlık ifadesi ile bakan bir çift yemyeşil göz. ilk defa gördüm bu filmde ve hemencecik sevdiğim bir oyuncu oldu film onun sayesinde güzel biraz da, çok hoş, şirin bir film

Triplettes de Belleville'in yönetmeni. Biraz onun tadı, biraz Amélie. Çok keyifli.

harika müziklere sahip bir mutluluk filmi.

Tipik bir fransiz filmi. Keyifliydi. Ben sevdim. Tavsiye ederim.