Film etkileyiciydi. AC evreninin bu kadar geniş kullanılması beni şaşırttı. Ara karakterlerden birinin Liberation'la olan bağlantısı(spoiler vermek istemedim) Gene film içi Assassin's Creed II: Discovery ve Çizgi romanlara olan göndermeler çok ufak bir dokunuş olsa da çok tatlıydı. Ezio'nun dönemin içinde başka bir yerlerde olduğunu bilmek ve oyunlardaki ana karakterlerden bazılarını görmek ve anlam veremediğimiz sahnelerin ucunun açık bırakılması da beni çok etkiledi. Ayrıca karakter yapılarının başlangıç ve bitiminde aynı olmayışı, kast olarak iyi bir kast kullanışı, görsel efektler ve kamera açıları da çok iyiydi. Oyunu oynayanların sanki yeni bir oyun izliyormuş efekti veren sahneler, seri ile ilk kez tanışan seyircinin anlamadığını düşünürken aldığınız zevk ve durumun komikliği çok hoştu. En basitinden dayak yedikten sonra yerde kıvranan enemyler örnek olarak verilebilir ki bu daha çok geniş tutulabilir. Ben Ubisoft'un tamamen mimlendiğini ve protesto edildiğini düşünerek filmin bu saçma puanları aldığını düşünüyorum. Ya da bu puanları verenler çok tırt firmalar ve dikkate alınmaması gerek. Alttan alttan filmin sonunda seri kolay kolay bitmeyecek. Tapınakçıların ardındaki gücün sadece bir lider ile sınırlı olmadığı ve bu inanışın kolunun nereleri uzadığı ile ilgili bambaşka nedenler arayacağınızın da garantisini veriyorum (spoiler veremeyeceğim için gene izleyenlerin anlayabileceği kadar konuştum.) Filmin sonunda da elbetteki bunun bir film serisi olduğunun ve devamının geleceği bariz. Bunu 48 IQ'ya sahip bir sincap bile rahatlıkla anlayabilir. Yani bunu kurgusal olarak da karakterlerin gelişimi ve hikayelerinin gizem kısmının yavaş yavaş ortaya çıkışının eksik kalan kısımlarının tamamlanacağı düşüncesinin aklınıza gelmesiyle de anlayabiliyor olmanız gerekir. Çünkü eksik kalan kısımların ne zaman çözümleneceği düşüncesi aklınıza gelmiyorsa oyunu da oynamayın filmi de izlemeyin bence. Eksik kalan derken kartal görüşünün eksikliği gibi teknik şeylerden bahsediyorum. Ama bu da Callum'un bunu henüz keşfetmediği ve sonraki filmlerde yavaş yavaş Suikastçı inancından olanların sahip oldukları nadir özelliklerin keşfedileceği düşünülmeli. Eldeki malzemeyi ben de olsam ilk filmde bitirmezdim. Sırf kartal görüşü detayından bile filmin devam edeceğini düşünmek mümkün. Ana soru şu olabilir. Acaba oyunlardaki gibi ana karakterler ölecek ve onunla aynı hisleri paylaştığımız karakterler sürekli değişecek mi? Bunun cevabını da sabrederek alacağız. Son olarak oyunculuklar için söylenebilecek tek şey de yaşadıkları çok belliydi. Yani tüm oyun serisini bitirmemiş olan Fassbender'ın bile Abstergo zulmü altında olan diğer deneklerden bir farkı yoktu. Jeremy Irons'un zaman zaman gereksiz reji duruşları can sıkıyordu ama bunun yönetmenden kaynaklandığını düşünüyorum. Yani montajda öncesini kesmiş olsa o noktaya gelen yürüme kısmı atılmış olurdu. Brendan Gleeson'ın oğlu Brian Gleeson babası kadar etkileyiciydi. Ve gerçekten ikili birbirlerinin gençliği ve olgunluğu olarak çok başarılı bir şekilde aktarılmıştı. Ben sadece bir tarihi karakteri tam olarak veremediklerini düşünüyorum o da oyunun içinde de bazı kıyafetler atıyorum kapüşon üzerine şapka giyiyordu ya hani o tarz bir gerçek dışılık söz konusuydu. Daha önce görmediğimiz ispanyol zırhları ve miğferleri gözüme çok battı. Döneme yakışmadığını düşündüğüm moğol stili saç toplamalar ve askerlerin çoğunun ispanyola benzemeyişi de biraz can sıkıyordu ama dediğim gibi bu gerçek evreni kullanarak yaratılmış yeni bir evren. Yani gerçek için de yaratılmış yeni bir gerçeklik. Film inandırdı mı evet, fazla söz gerek yok öyleyse. İkinci filmi büyük bir zevkle bekliyorum. Seri avrupa ülkelerine ya amerikaya doğru yönelecek çok belli. Bunun nedeni de Assassin's Creed II: Discovery'de geçen detaylar ve oyunun ana karakterinin, diğer karakterler ile birlikteliğinin dahice kullanılışı diyebilirim. Gidin izleyin eğer gerçekten damarlarınızda yaşarsanız oyun oynamışsınız gibi çok eğlenecek ve oyunun süresi yetersiz gelmiş gibi doyamayacaksınız.
Malesef oyun serisini oynamayanların kolay kolay anlayamayacağı , oynayanlarında o harika kurgudan sonra çok basit ve yetersiz bulacağı bir film olmuş.
Oyunları hakkında fikirlerimden sıyrılarak yorum yapıyorum ki, arınmış bir gözle izlerseniz film gayet başarılı ilk yarısının durağan geçmesi dışında hikaye daha derin işlenebilirdi. Fragmanı izlemeyen özeti hakkında bilgisi olmayan ve oyunlarını oynamamış sinema severler ilk yarı için ne anlatmaya çalışıyor bu film sorusunu kendilerine sorabilirler. Ben keyif aldığımı söyleyebilirim ;)
Pek bilgisayar oyunu sevmeyen biri ve bu oyunu bilmeyen biri olarak bu tarz filmleri sevdiğim için yorumumu buna göre yapıyorum:) Fİlmi çok beğendim, heyecanla aksiyonu düşmeden merakla izledim. Geçmişle kurulan bağlantı öğeleri özellikle beni etkiledi. ben çok beğendim fakat sinemada izlenmezse aynı tadı vermeyeceği kanatindeyim. Animus projesi hakikaten geçmişten süregelen bir savaşın izlerin takip edildiği anlamına gelebilir mi bilemiyorum ama üzerinde düşündürdüğü bir gerçek:)
Fragmanı müthiş, oyununu keyifle oynardım, fassbendera bitiyorum zaten, filmi ilk gün izleyip gelip buraya yorum yapacağım tekrar. Ama gavur sitelerde okuduğum yorumlar, ve fragmanını 33434. kere izleyişim sonrasında en sevdiğim serilerden biri olacakmış gibi geliyor. lütfen iyi olsun ya <3
Son olarak seri ile ilgilenenlerin kesinlikle okumasını önerdiğim bir film analizi.
https://zamaninotesi.wordpress.com/2016/12/24/assassins-creed-film-analizi/