Annie Hall (1977)

Annie Hall (1977)

Rating 7.2 / 10
Your Rating
Director(s)
Language
English
Country
USA
Runtime
93 minutes
162
9
464
139
Synopsis Trailer Who liked it?
Philosophy profile photo
Philosophy
Birbirine benzer ya da birbirinden farklı çiftler, ne bir arada ne de ayrı yapabiliyorken, filmin sonundaki bahsi geçen fıkra aslında ikili ilişkilerin durumunu çok güzel özetlemiş.
error_outline
kabasakal profile photo
kabasakal
Kadın erkek ilişkilerini toplum-birey ilişkilerine yaslayan freudian dokunuşlarla... Ne diyorum ben ya, "Alvy" bu yazıklarıımı okuyor olsa çileden çıkardı sanırım. Woody'i anlamak için biraz da woody olmak gerekiyor galiba. Hayatımın garip bir döneminde denk geldiğim garip bir film. Derin saptamalar yapmak mümkün fakkat diğer yorumlarda bunu hakkıyla yapmış arkadaşlar var. Dolayısıyla kısa kesiyorum, kesinlikle tekrar izleyeceğim, çok keyifli bir filmdi diyorum.
error_outline
kaptankaptanim profile photo
kaptankaptanim
İnsanın kendine yaşattığı bir zulümdür aslında Annie Hall. Entelektüel bireyler bile iki tane yumurta uğruna çok sığ insanlarla birlikte olabiliyor. sığ insanların hiçbir şey hakkında fikri yok ve bu nedenle tartışmalara kavgalara rastlamazlar ilişkilerde ancak sürekli tartışan kavga eden bir çift ilişkisini geliştirmeye yöneliktir. Bunun için de güçlüler daima zayıfları ezer, bunu savunmaz, insan kendinden nefret eder. Hayat berbat ya da insan sefildir. Pek çok yorumun aksine kadın erkek ilişkilerini eleştirmez. Kadının daima zayıf kimlik olduğunu söyler bunun olduğu köpekbalığına benzetilen sadece kol gövde götürerek ilerleyen vahşi dünya bir an evvel son bulmalıdır. Çünkü o dünya ki uğruna saçma şeyler yapacağımız sahte amaçlar sunar bizlere. Aynı filmi izlemek için defalarca kez saatlerce kuyrukta beklemek gibi. Ve bunu da her defasında haklı bir gerekçeye bağlarız. Dünyanın talihsizliklerini antisemitizm sosu ile tatlandırırız. Yalan söyleriz o an düşündüklerimiz ve konuştuklarımızın gidişatı aynı değildir, istikrarsız bireylerizdir. Evren genişliyor ve evren genişliyorsa sona doğru gidiyoruz sözü ile insanın doymayan öğrenme ve bilgi merakına güçlü yergilerde bulunur. Çocukluktan başlayan bu hayat denen mesele; çocuğun hayat görüşü doğrultusunda bir politik görüşe dönüşür ve bu da şahıslarımızın kimliklerini belirler. Alvy'nin derdi ruhsal çekişmelerle iç içe yaşayan insanların artık hayattan zevk alamama durumudur aslında. Bu nedenle seksten keyif alamaz, paranoyalar belirir, anksiyete ile birlikte gelişen güvensizlik başlar ya da intihara meyil oluşur. Sığ insanların ya da neden yaşadığını bilmeyen eblehlerin, siyasi konularda fikri bile olmayan lümpenlerin absürd ve trajikomik durumlarıdır onun için komik olan ve bu nedenle de komedyen olmuştur zaten. Birlikte olduğumuz insanları kendimize benzetmeye çalışırız gene de bu da bunun ironisidir. Onlara psikanaliz uygular sanarız ama aslında tutarsız analizler yaparız. Sofistike, entelektüel kalıplara sokmaya çalışırız ama onların hamuru tutmayacaktır hiçbir zaman. Kendi kibrimizi onların kurtarıcısı olduğumuz yalanını kendimize söyleyerek bu gerçekten kaçar ve onları sürekli eleştirir eleştirir ve daha da çok eleştiririz. En kötüsü de diğer insanların hayatlarının kurgularının kendimizinkiyle aynı olacağına inanırız. İki yıl önce başıma şu gelmişti sen de benimle aynı yaştasın demek ki senin de başına aynı şey gelecek düşüncesi düştüğümüz en büyük gaflettir. Oysa kendimiz bir bok değilizdir aslında kendi üzerimizdeki aşağılık kompleksini başkalarını ezerek gidermeye çalışırız. Bunu yaparken pek çok idealist düşünceyi yerle yeksan eder. Sosyalizmi ve Rus literatürünü küçümser. Kendinden başka herkesi hor görür bunu yanındaki gereğinden fazla yakışıklı ve vücutlu arkadaşında görürüz aslında o Max'in egolarının bir yansımasıdır kendini mükemmel hisseden bireydir günümüzde. Filmde herhangi bir kalıba sığmayı reddeden Alvy(Max)'nin kendini sürekli kalıplara sokarak hapsettiğini görürüz. Kaçırılan filmi izleyememek, hiçbir şekilde ot kullanmamak, herkesin yıkandığı yerde yıkanmamak gibi. Bu gereğinden fazla fazlalıklardır aslında bizleri yoran. Filmde kendini göremeyenler hala kendileriyle yüzleşmeyen, kaçan, kabul edemeyen kişilerdir bence. Özdeşleşme kuran kusurlarını, zaaflarını, hayatın berbat bir yer olduğu ve insanın sefil olmaya şükretmesi gerektiği rezalet düşüncesini kabul eden herkes de kendini gerçekleştirmeye çok yakın ya da zaten bu durumu aşmış kişilerdir. Görünen her şeye inanmamak, görünmeyeni de tahmin etmeye çalışmamak gerekir. Çünkü kendiyle yüzleşemeyenler aynaya bakamayıp Woody Allen'ın kameraya baktığı gibi kendini kahraman zannederek sadece yabancılaşma yaşarlar.
error_outline
Celestine profile photo
Celestine
Sevmedim, bana hitap eden bir film değil
error_outline
tugberto profile photo
tugberto
Woody Allen yine şaşırtmadı ve yorucu bir film yapmayı başardı. Ama Diane Keaton'ın gençliğini görmek güzel oldu.
error_outline
TolgaKARA profile photo
TolgaKARA
Sizi bilmem ama Woody Allen filmleri kesinlikle bana hitap etmiyor.
error_outline
eminuk profile photo
eminuk
Woody Allen'ın ilişkilerle ilgili çözümlemeleri harika, bir de esprili anlatımı var ki yeme de yanında yat. Her kadının kendinden bir şey bulabileceğini düşünüyorum.
error_outline
eskon profile photo
eskon
klasik allen filmlerinin tüm özelliklerini gösteren bu yapımın tek farkı, Oscar almış olmasıdır. allen filmlerinden önemli bir farkı olmamakla beraber daha başarılı allen filmleri mevcuttur.
error_outline
GoodDaySunShine profile photo
GoodDaySunShine
Izlenmeli bir Allen filmi
error_outline