Kitabındaki sarkastik anlatımı da seviyorum fakat film kesinlikle başka boyuttadır. 1971 yılında, Kubrick dışında biri bu denli iyi çekebilir miydi? Pek sanmıyorum.
Ben ne izledim lan* diyeceksiniz filmin sonunda eminim , kıyafetsiz hanfendiler haricinde ki (oralar gerçekten mide bulandıracak kadar berbat sahnelerdi) sahneler psikolojik olarak ele alınmalı ve ayrıca bazı yorumlardada gördüğüm gibi kitabını okumakda gerekli çünkü bu Alex bu notaya nasıl geldi içindeki bu kötülükden haz etme dürtüsü nasıl başladı bunu bilmek gerekir ve olayların ironik bir şekilde eziyet ettiği kişilerden cezasını bulması ardı ardına çok fazlaydı bence . Bethowen ın 9. senfonisini bende severim artık onu ilişkilendirebileceğim garip bir fimim oldu aklımda :)
kitabı da filmi de çok rahatsız edici çok midemin almadığı türden o yüzden zerre beğenmedim ama olay bu zaten o yüzden isteneni harika bir şekilde başarmış yaar ve aynı zamanda film . benlik değiildi ama trtışmaya çok açık tabi.
“Yangın var!” diye bağırmak istiyorum. Kubrick’in kendisini kaybettiği film. Aşırı müstehcen olması sebebiyle ertelediğim ama izledikten sonra 10 kere daha izlemek istediğim film.
Baştan aşağı rahatsız edici. Dikenli bir koltukta izleseniz de farketmezsiniz nerede olduğunuzu. Mideniz ağzınıza gelebilir, gerim gerim gerilebilir ve belki sinirden ağlayabilirsiniz. Üstüne dokuzuncu senfoniyi duyduğunuz yerde çıldırabilir, kendinizi yüksek bir yerden atabilirsiniz.
En rahatsız olduğum yer, Alex’in bir kuş gibi beslendiği yerdi.
Son derece rahatsız edici bir yapım. Atmosferinden, müziklerinden, oyunculuklardan her sahnesinden her karesinden rahatsız oluyorsunuz. Kitabını okurken bu kadar rahatsız olmamıştım cunku bu denli gozumde canlandırmam mumkun değil. Tabi bu da yönetmenden kaynaklanıyor. Kubrick resmen rahatsız edici bir film yapmak istemiş ve başarmış. Her karede metaforik ve simgesel rahatsız edici bir şeyler mevcut. Hem bu kadar rahatsız edici hem de tuhaf bir şekilde izlenir bir yapım da Kubrick dışında baskasının elinden çıkamazdı zaten.
evet içinde güzel şeyler vardı ama pulp fiction misali fazla abartılmış buldum. ama pek de sıkıldığım söylenemez. bunun hatrına nötr geçip sadece izledim tuşuna basıyorum.
Bu kadar yüksek oy ve övgü alan filmi anlamadım. Bana anlamsız ve sıkıcı geldi. Belki psikolojik olduğu içindir, bilmiyorum ama sıkıldım ve yarısında uyudum. Sonuna doğru uyandım ama hala bir şey anlamadım.
Çok güzel bir filmdi. Hem oyunculuk hem de senaryo olarak. Hem insan psikolojisini hem de politikacı zihniyetini güzel ele almış. Filmde ayrıca bir çok rusça kelime kullanılıyor. Benim izlediğim altyazıda da olduğu gibi yazılmıştı.Zayıf bilgimle bazı şeyleri anlasam da hitapları ve yakıştırmaları daha iyi anlamak için anlamlarını da içeren altyazılarla izlemenizi tavsiye ederim. Dublajında nasıl bilmiyorum. Özetle de harika bir klasik. 9/10
Alex, yaşanılanlardan ders alır gibi olsa da yaptıklarının karşılığında ceza çekerken bile durumu kullanmasını bilmiş. Dini kullanarak pedere karşı bile iki yüzlü davranarak durumdan faydalanmış. İyi bir adama dönüşüyor izlenimi yaratsa da günah işleyebilme özgürlüğünü kullanma taraftarı. Ne iyi ne kötü diyebilirim. Denildiği gibi "İyilik seçilen bir şeydir. İnsan seçemediğinde insanlıktan çıkar."
o zaman neymis her gece süt icip Beethoven dinleyip sokaga cikiyormuşuz. :) bir de avrupa Marşının kardeslik adina sozleri arasindaki siddet.. zitliklardan vuruyorlar bizi.. bir de cinsel icdrikli demisler.. :) anarsizm nasil anlatilabilirdi bu filmden butun bunlari cikarirsan insan bunu dusunmuyor degil.
Kubrick’in kendisini kaybettiği film. Aşırı müstehcen olması sebebiyle ertelediğim ama izledikten sonra 10 kere daha izlemek istediğim film.
Baştan aşağı rahatsız edici. Dikenli bir koltukta izleseniz de farketmezsiniz nerede olduğunuzu. Mideniz ağzınıza gelebilir, gerim gerim gerilebilir ve belki sinirden ağlayabilirsiniz. Üstüne dokuzuncu senfoniyi duyduğunuz yerde çıldırabilir, kendinizi yüksek bir yerden atabilirsiniz.
En rahatsız olduğum yer, Alex’in bir kuş gibi beslendiği yerdi.