Ben de herkes gibi Kate için üzüldüm. Öyle bir adamla birlikte olsam kendimi nasıl hissederdim diye de bolca düşündüm. Mutlaka "Ne var bunda yeaa, kadın ölmüş, gitmiş. " diyenler olacaktır. Herkes ilk aşkın tesirini az çok bilir ama bunu gözlerinle görmek, hele ki 45 yıl sonra görmek acı verici bana göre. Film çok gerçekti. Durağanlığının ayrı bir hüznü vardı. Empati yapmam için beni zorlayan filmlere bayılıyorum. Bu da onlardan biriydi. Başarılı buldum ben.
45 yil boyunca baska bir kadini ozleyen ve dusleyen bir erkekle ayni yastiga bas koymak ve bu gercegin sarsici bir sekilde 45 yil sonra ortaya cikmasi, onca sene yapay bir hayat surmusum hissi verirdi heralde
Yorumlardan da anlaşılacağı gibi ağır işleyen bir film ama ben hiç bir anında sıkılmadım. enteresan 45 yıllık evlilik ve bundan daha uzun süre önceden adamın kalbinde kalan aşkı konu alan bir aille içi dramı.
bir de eğer adam görebilse şuan yaşı olsa da onu son gördüğü gençliğinde görecek olmasının tuhaflığı bellkide başta daha ilgiyle izlememi sağladı
Sanırım son zamanlarda çok fazla hareketli ve bol diyaloglu filmler izlediğim için bu film bana çok güzel geldi. Sakin ama sıkıcı olmayan, atmosferi şahane bir film olmuş. Geoff ve Kate'in yerine kaç yaşında olursanız olun kendinizi koyabiliyorsunuz. Ayrıca İngiltere kırsalı da pek güzeldi :)
Evdeki buzdolabının Beko marka olduğunu görüp, sevinip klasik Türk izleyicisi misyonumu da tamamladım :D
Yaşlı insanları severim, onların telaşsız hareketlerini, yüzlerindeki yaşanmışlıkların izlerini, huzurlu ve sakin evlerini, telaşsız konuşmalarını, eskilerden bahsederken ki o tatlı hüzünlü hallerini. O yüzden bu filmi de sevdim ben. Biraz durağan evet, yaşlı bir çiftin bir haftalarını perdeye taşımış yönetmen. O yüzden sıkılırım diyen varsa baştan düşünsün, yada belki filmi iki part olarak ara vererek izleyebilir. Müziklerini de sevdim bu arada. Ve oyunculuklar, özellikle Charlotte Rampling'in oyunculuğu tabi ki yorum istemeyen cinstendi.
Kadın kadındır yaşlansa bile aman banane demez, eskileri çok fazla deşmeyin siz siz olun, ölü bir sevgili bile olsa 45 yıl öncede bile kalsa kıskanırız biz. O hüzünlü ve övgü dolu konuşmadan hatta ağlamadan bile tatmin olmadı Kate, bir kere açıldı eski defterler kolay kapanmaz. Katya ile kendini kıyaslayıp durur artık, nitekim sarışın mıydı ve yaşı kaçtı sorularıyla bunu bir kez yaptı bile.Bide beni çok etkileyen bir sahneden bahsetmeden geçemiycem, Kate ve Geoff'un ilişkiye girmeye çalıştığı sahnede Kate'in Geoff'a gözlerini aç demesi. Diyorum ya kadın kadındır.
Çok ağır ilerleyen bir film,böyle bir filmden ve böyle değerli oyunculardan beklentim daha dolu dolu,yılların tecrübesi kokan repliklerdi.Onu eksik buldum,bu yüzden yer yer sıkıldım.45 yıllık evliliğin sıradan bir haftasına ait bir kesit sunulmuş.Tom Courtenay'ın telaşlı ve titrek konuşmaları,o şaşkın yaşlı başlı halleri çok tatlıydı.Bence filmin yıldızı oydu :) Charlotte'ın sakin ve naif hali,ve yüzünden duygu okumak güzeldi.Tam bir ingiliz adabı hakimdi ilişkilerine.Filmin genel havası insanın içini burksa da,geriye dönük sorgulamalar can acıtsa da 45 yıl evli kalmış bir çiftin arasındaki o saygı ve sevgiyi görmek için bile izlenebilir.Ağır da ilerlese güzel,hüzünlü bir film.
Filmleri genelde yarım bırakan biri değilimdir. Ama bu film o kadar ağır ilerliyor ki çok sıkıldım ve bıraktım. :/ Eğer bir gün bitirebilirsem yorumumu tamamlayacağım umarım :)
ama zor görünüyor.