Menderes Samancılar mükemmel bir oyuncu mu, yoksa rol tam anlamıyla kendi mizacının rolü mü bir türlü anlayamiyorum. Ölümcül hastalığa yakalanan bir inşaat işçisi tam olarak böyle olurmuş gibime geliyor, ne bir eksik ne bir fazla. Çok üzdü, çok hırpaladı film. Tüm salon full burun çektik. Adamcağız hastalığına mı üzülecek, ailesini beş parasız geride bırakacağına mı, yoksa kendini, sağlığını adadığı işinden hak ettiği parayı alamamasına mı...Kendileri para içinde yüzerken, kan ter içinde tüm gün çalışan emekçilere sırt çeviren, onları kanlarının son damlasına kadar sömüren akbabalara nefretim bu filmle kat be kat arttı. Ellerinden her gün tonla para geçerken, şu garibanlardan üç kuruşu esirgeyenler umarım üç kuruşa muhtaç kalırlar.
4 kadın yönetmen, 20 dklık 4 farklı korku hikayesi. Oldukça ilginçti hikayeler. Görüntü ve seslere diyecek yoktu ama hikayelerde bütünlük konusunda sıkıntı vardı. İyi ya da kötü diyemiyorum. Sadece şimdiye kadar izlediklerimden çok farklıydı. 80 dk gibi kısa süresiyle izlenebilir bence.
Otizmden dolayı belki de hiçbir zaman konuşamayacağı, kimseyi anlayamayacağı düşünülen Owen'ın ilham veren hikayesini herkes izlemeli. Acıklı bir hikaye değil tabii bu, daha çok umut aşılıyor, insanın yüzünde sıcacık bir gülümseme bırakıyor.
Mine.Ce liked this.
Genel itibariyle sevdiğimi söyleyebilirim de, oyunculukların gerçek hayattan uzak olduğunu düşünüyorum. Sanki orada bir oyuncu seçmeleri var ve istenen sahne canlandırılıyor. En küçük dramda bile gözleri dolan ben, bu defa tamamen kurgu olduğunun farkında olarak pek duygulanamadım. Gerçekten üzücü bir olay karşısında hiç bu kadar metin olmamıştım. Halis muhlis bizden konuların bu kadar Avrupai işlenmeye başlaması, filmlerimizin içini boşalttı maalesef. Bu filmde de tam olarak öyle olmuş.
Ağır bir filmdi. Zaten Marx'ın düşünce yapısını her yönüyle anlamak çok zor. Sosyalizm, materyalizm, komünizm gibi pek çok kavram duyuyorsunuz ve hepsini anlamaya çalışmak sağlam kafa gerektiriyor. Genel hatlariyla desteklenen görüşleri anliyorsunuz ama devamli yeni bir fikirle kafaniz yeniden allak bullak oluyor. Biraz daha arastirma yapip, adamakıllı tekrar izlemeyi düşünüyorum.
Belgeselde Lynch'in daha çok sanatsal yaşamına değinilmiş.Başarılı bir yönetmen olmasının yanında, karizmatik bir ressam imiş kendisi. Bu yönünü daha önce bilmiyordum. Resimle bu denli ciddi uğraştığını yeni öğreniyorum. Yarattığı eserler pek çok kişiye hitap etmeyecek soyut eserler olduğundan, filmleri kadar ön plana çıkamamış anladığım kadarıyla. Demem o ki, karizmatik yönetmenimizin sanatsal gelişimini izlemek isteyenler kaçırmasın.
Matt Dillon ve Kelly Lynch uyumuna bayıldım. Çoğu suç filmine göre aksiyonu düşüktü ama aralarındaki diyaloglar, her daim kafası güzel halleri, bazen en sinsi planları akıl edip, bazen nasıl bu kadar aptal olabiliyorlar dedirten dengesizlikleri izlemeye değerdi doğrusu.
Tuho liked this.
O müzik yok mu o müzik. .. Tüm övgüyü kendisinin hak ettiğini düşünüyorum. Gözlerimi kapatıp 80 dakika dinlesem belki yine aynı yumruk yemiş hissiyle ayrılırdım filmden. Bu demek değil ki film hiçbir şeye benzemiyor. Filmi de çok sevdim. Görüntüler ve hikaye ayrıca güzeldi. Ama müzik. .. Ne bileyim onun yeri bambaşkaydı.
Orjinal bir aşk hikayesi imiş kendileri. Rüya meselesinin hali hazırda tuhaflığı, bu ikilinin aşkı yanında pek dikkat çekmedi. Bir erkek bir kadın varmış da, birbirinden bağımsız aynı rüyayı görüyorlarmış falan, bunlar giderek normalleşiyor. İkili arasındaki diyaloglar ve sıradışı bu aşk, her defasında hayrete düşürdü beni.Kısacası, aşkın tanımının bir kez daha değiştiğine şahit olacaksınız. Oldukça durağan ilerlediğini de eklemeliyim.
Absürt komedi... Ben çok eğlendim. Çoğunlukla da eksik akıllı karakterlerin diyalogları güldürdü beni. Daha iyilerini de izledim tabii ama bu filme bir şans vermek lazım.
İzlerken çok zorlandım. Olayların birbirine bağlanışı resmen beynimi sulandırdı.Yoğun Çin motifleri olmasa bırakıp gidecektim, o derece.Ama Çin müzikleri ve ülkeye ait her şey çok hoşuma gitti. Sırf bu sebepten kara listeye almıyorum.
Sonu dışında hoşuma gitti film. Birbirinden bağımsız insanların kesişen hayatlarını izlemeyi hep sevmişimdir. Birkaç zorlama sahne dışında güzeldi. Mülteci konusuna bakış açısı izlemeye değerdi.
Tek bir alandan koskoca Mısır darbesini anlamak... Gerçekten hem bilgilendirici hem de iyi vakit geçirdiğim bir film oldu. İyi vakitten kastım eglendirmesi değil tabii (oldukça üzücü sahnelere şahit oluyorsunuz), gözümü kırpmadan izlememle alakalı tamamen. Mısır Askeri Darbesi uzak olduğum bir konuydu, şimdi düşük düzeyde de olsa aydınlandım diyebilirim.
Aslında isminden filmle ilgili bir fikir sahibi olmalıydım ama yine de bu derece entrika beklemiyordum. Beklediğimden hızlı ve tuhaf gelişti her şey. Entrikanin dozunu abartılı bulsam da, dikkatimi çekmeyi başardı. Hanım kızımız pek başarılıydı.
AsliKt liked this.
Oldukça çarpıcı ve iç acıtıcı bir belgesel olmuş. Görüntülerden çok sözler acıtıyor. Öyle vurucu cümleler kurulmuş ki bu zenci meselesiyle ilgili, boğazım düğüm düğüm oldu. Samuel L. Jackson'ın sesi de cuk diye oturmuş. Tavsiye ederim.
Perfectstranger liked this.