Iron Man ile ilgili kendimce oradan buradan bir şeyler topladım. ilgilenen var ise buyursun gelsin. :)
Bu işin sonu AVENGERS END GAME' a uzanır benden demesi :D
Iron Man: Giriş
Iron Man, Stan Lee ve kardeşi Larry Lieber tarafından yaratılmış bir karakter olarak, çizgi roman dünyasındaki kariyerine 1963’te Tales of Suspense #39 ile başlar. İlk başlarda Anti-komünist bir kahramandır ve Vietnam’lı ajanlarla savaşır, ancak Lee daha sonra bu kararından pişmanlık duyacaktır...
Iron Man hikayeleri ilk başta ulusal savunma teması kullanarak bol bol Amerikan propagandası yapsa da, daha sonradan Tony Stark’ın kişisel travmalarıyla zenginleştirilir. Karaktere tam anlamıyla hakim olmak için, önce yaratıldığı döneme bakmak lazım tabi.
Soğuk Savaş denilince Stan Lee'in "Kapitalist Bir Silah Tüccarı" fikri.
Evet, Stan Lee aynen böyle düşünür. Amacı, çizgi romanlarda Soğuk Savaş senaryoları yazabilmektir. Aynı zamanda bu kendi açısından bir meydan okumadır; acaba Soğuk Savaş’ın doruğundayken Amerikan kapitalizmini sembolize edecek türden bir karakter yaratıp, okurların sevmesini sağlayabilecek midir?
Tony Stark o dönemde tiksinilen her şeyi barındırır; su katılmamış bir kapitalist, silah üreticisi, ordu destekçisi, sanayi uzmanı, ayrıca çok da zengin… Şimdi okurken bile hepimizin yüzünü buruşturacağı türden bir karakter. Ama Iron Man beklentilerin de üstünde bir popülerlik kazanır. Neden? Adamda şeytan tüyü var da ondan. Ama daha felsefi bir açıdan bakmam gerekirse, insan olduğumuz için sanırım. Sonuçta, tiksindiğimiz kavramların hepsini bu dünyaya kazandıran biziz ve çoğumuzun eline Tony Stark’ın elindeki güç verilse… düşünmek bile istemiyorum... (Sadece bana verilsin yeter, zaten kitle imha silahı gibi hissediyorum kendimi çoğu zaman) :D :D
Kalbi Kırık Süper Kahraman Devrine Son! Bunun Gerçek Anlamda KALBİ KIRIK! :D
Tony Stark, bir playboy olarak tasarlanmıştır, kadınlarla arası her zaman iyi olacaktır. Ancak Stan Lee bu noktada, karaktere sembolik anlamda çok başarılı olduğunu düşündüğüm bir özellik, daha doğrusu bir travma yükler. Ancak bu çoğu süper kahramanınki gibi sadece psikolojik değildir. Tony Stark’ın kalbi kırılır, ama sürekli okuyucunun gözünün önünde olacak bir şekilde. Kapitalist, bir insanın isteyebileceği her şeye sahip ve kalbi yok. Hayır, sadece romantik anlamda düşünmeyin. Bu yara, karaktere trajediden çok eksantrik bir kişilik kattığı için önemli.
Sürekli hayatla ölümün sınırında yaşayan kimse normal olamaz. Filmlerinden hatırlayın, Tony Stark’ın pek deli olduğu söylenemez. Ama, aklıselim olduğu da söylenemez. Olabilecek en doğru kelime eksantriktir ki; bu zaten her mucit yahut yaratıcı kişiye gerçek hayatta da eşantiyon gelen bir özelliktir. Başkalarının göremediklerini gören birinin, başkaları gibi davranması beklenemez. Bu noktada Stan Lee’nin ilham aldığı kişi, kendi döneminin çılgın milyarderi Howard Hughes’dur.* Tony Stark için “O deli değil, o tam bir Howard Hughes,” der.
Peki ya görünüşü? Tony Stark ve Pepper Potts’u çizen Don Heck’e karakteri herhangi birinden esinlenip esinlenmediği sorulduğunda, “Hayır, onu kendi hoşlanacağım türden ki; bu Alex Toth’la** aynı, Errol Flynn tipiyle yarattım,” demiştir. (Yukarıda görsel olarak yer almaktadır)
Kimdir Peki Bu Tony Stark?
Tam adı Anthony Edward Stark olup, Stark Industries’in kurucusu Howard Stark ile eşi Mary Stark’ın oğludur. Tam bir dahi çocuk vakasıdır. 15 yaşında MIT, yani Massachusetts Institute of Technology’ye girmiştir, alanı da fizik ve elektronik mühendisliğidir. Derken, annesi ve babası bir trafik kazasında ölüverir ve genç Tony, kendini şirketin başında bulur.
Tony’nin talihsizliği ailesinin ölümüyle kalmaz, bir bubi tuzağı yüzünden yaralanır. Bu da yetmemiş gibi, Vietnam’lı kumandan Wong-Chu tarafından yakalanır. Wong-Chu kimliğini öğrenir öğrenmez silah onu yapmaya zorlar. “Kalbine şarapnel yürüyen adamı bile çalıştırıyorlar!” şeklinde zalimliği içimize işlenen Wong-Chu’nun elinde tarumar olan Stark’ın yardımına, başka bir esir olan Ho Yinsen koşar. Ho Yinsen’in esir olduğuna bakmayın, kendisi Nobel ödüllü bir fizikçi olup Stark’ın ilk kahramanlarından biridir.
Evet, adamın esir düşüşü bile “Like A Boss” misali çocukluk kahramanıyla oluyor. Her neyse, Yinsen Tony’yi kurtarmak için şarapneli durduracak manyetik bir göğüs plakası yapar. Ayrıca iki fizikçi, “Silah yapıyoruz!” diye gizli gizli Stark’ın giyip de kaçabileceği ilk Iron Man zırhını inşa etmeye başlar. Ancak kaçış sırasında bazı terslikler olur, zırhı tam kontrol edemezler ve Yinsen, Tony kaçabilsin diye hayatını feda eder. Stark bunu karşılıksız bırakmayarak Vietnamlılardan intikam alır. Amerikan birliklerine geri dönerken, yolda ilerde kendisi için çok önemli olacak birine, yaralı savaş pilotu James Rhodes’a rastlayacaktır.
İlk Maceralar
Hikaye burada henüz yeni başlamaktadır; Stark eve döner dönmesine ama manyetik plakadan asla kurtulamayacağını öğrenir; şarapnel çıkacak gibi değildir, plaka giderse kalbine yürümeye devam ederek onu öldürecektir. Plakayı bir regülatör gibi takmaya devam etmeli ve her gün şarj etmelidir, bir gün bile edemezse sonuç ölümdür. Bu onun psikolojisini yukarıda yazdığım gibi geri dönülmez şekilde etkiler.
Stark bunu kabullenerek, Iron Man olmaya karar verir. Önce zırhı mükemmelleştirir. Iron Man’i kamuoyuna şahsi koruması olarak tanıtır ve şirketinin de maskotu yapar (Adam kapitalist yani). Buna mukabil Iron Man’in Stark Industries’e saldıranlarla çatışması garipsenmez. Tony alemden aleme koşarak zengin playboy imajı çizerken kimsenin aklına onun Iron Man olduğu gelmez.
Yan karakterler de yerini alınca, hikayeler hızını alacak ve Stark’ın düşmanları bir bir ortaya çıkacaktır; komünist Black Widow ve Crimson Dynamo, Titanium Man ve en büyük hasmı haline gelecek Mandarin.
Anlayacağınız üzere çizgi romanın ilk sayıları gayet Anti-komünist bir duruş sergiliyor. Ancak Vietnam Savaşı’na tepkiler yükseldikçe Marvel mesajı alır ve bu çizgi yumuşar. Stark politik görüşlerini sorgulamaya başlar ve ordu için imal ettiği yüksek teknoloji ürünü silahlar nedeniyle vicdan muhasebesine girişir. Zamanla kaynaklarını ağırlıklı olarak kendi zırhı ve S.H.I.E.L.D. için kullanmaya başlayacaktır. Ancak son derece kibirli ve “Tarihi kazananlar yazar!” kafasında biri olduğu için, çoğu zaman çevresindeki karakterlerle ahlaki yönden ters düşer.
Ve ilk ZIRHI...
Zırhı ilk olarak Jack Kirby tasarladı. Çıkış sayısında gri, robot gibi görünen hantal bir zırhtır, ancak sonra önce altın rengi versiyonuyla, sonra da kırmızı ve altın tonlarında revize edilir. İkinci zırhı çizen, Steve Ditko’dur. Zırhın yapıldığı malzemeler tabii ki çoğu süper kahraman kostümü gibi hayali olup, güç kalkanlarıyla zenginleştirilmiştir.
Her bir zırhın kendine ait silahları, artırılmış kuvveti, uçma sistemleri, bir çok komünikasyon ve sensör sistemleri vardır. Bunların dışında güneş enerjisi gibi birden fazla enerji kaynağıyla çalışırlar. Zırhların en temel özellikleri ayak altlarında ve el ayalarındaki “repulsor”lar, yani püskürtücü ışınlar, ve tabii ayaklardaki uçmayı sağlayan roket sistemidir. Bir başka tanınan özellik ise, göğsünden atılan “uni-beam”‘dir.
Dİğer Zırhları Hakkında
Bir sürü zırhı vardır. Bir paragrafla içinden çıkılabilecek bir konu değil, en ilginçlerini yazacağım o yüzden. Öncelikle anmazsam olmaz, ilk MK 1, yani az önce bahsettiğim hantal gri zırh. MK 2 ise revize edilmiş, kırmızı ve altın renkli ilk zırh. Bu revizyondaki ana amaç, zırhın daha az korkutucu ve sempatik görünmesiydi. Aynı zamanda, güç kalkanı kullanan ilk versiyondu ve Stark’ın evrak çantasına girebiliyordu. Silahları göğüsünden ateşlenen bir enerji ışını, balyoz ve parmaklardan çıkan testerelerdi. Çoğumuzun bildiği Iron Man zırhı ise MK 5 olarak geçiyor. Bundan sonra görünüşü pek değişmese de iç tasarımı sık sık yenileniyor. Mesela filmlerde gördüğümüz arc reactor, 4. zırhtan itibaren kullanılıyor. Ondan önceki zırhlar füzyonla çalışıyor.
Çizgi romanın savaş bakımından genel gidişatı şöyle; bir suçlu zırhın zayıf yönünü buluyor, ya da daha kötüsü zırhın kontrolünü ele geçiriyor. Tony de hatalarından ders çıkarıp sistemleri güncelleyerek bir sonraki versiyonu ortaya çıkarıyor. Ya da savaşacağı düşmana göre zırh yapıyor. Obadiah Stane ile çarpışmak için yaptığı MK 7 var mesela, Tony’yi sıcak, soğuk, elektrik, radyasyon gibi her türlü enerjiden koruyordu. Bir macerada Thor zivanadan çıktığında ise, durdurabilmek için Thorbuster’ı tasarlamıştı, güç kaynağı ise mistik bir Asgard kristaliydi.
En ünlülerden Extremis ise (2006) 30. model olup, bazı parçaları bu zırhı giydiğinde artık kısmen Cyborg olan Tony Stark’ın kemiklerinin içindeydi ve beyin gücüyle kontrol edilebiliyordu. Tony bu zırh sayesinde kansere bağışıklık kazanmıştı, hatta bu konuda Wolverine ile yarışabiliyordu, ancak geliştirilen güçlü bir virüs sonrası kullanım dışı kaldı.
Bundan sonraki Bleeding Edge Armor ise, kendini tamamen Stark’ın vücuduna gizleyebiliyordu. Daha pek çok zırh var söylediğim gibi, ayrıca Tony uzayda, denizaltında, yüksek yerçekiminde çalışacak , yahut kendini gizleme özelliğine sahip versiyonlar da geliştiriyor.
Rhodes’un giydiği zırha da değinmem gerekirse, War Machine (Variable Threat Response Battle Suit Mark I) ilk başta Stark tarafından Master of Silence için tasarlanmıştı. Lazer güdümlü silahlar, omuza takılı minigun ve roket atar, lazer kılıcı gibi silahları vardı. Mark II modeli James Rhodes için tasarlandı ve sonraki tüm varyasyonlarını Rhodes kullandı.
Özetleyecek Olursak:
Tahmin edebileceğiniz gibi, çizgi romanlar siyasi olaylar ve Amerikan halkının tepkileri göz önünde bulundurularak geliştirilir. Bu nedenle Tony Stark’ın Anti-komünist kahramandan başlayıp, çok uluslu şirket entrikalarına kadar giden uzun bir suç savaşı hayatı var. Düşmanları da ona göre zaten; eski ortağı kel iş adamı Obadiah Stane, buram buram imaj kokan Mandarin gibi.
Özellikle 80 ve 90’larda, Stark’ın hayatı kendi gibi zırh kullanan başka suçluları alaşağı etmekle veya kendi şirketinden çalınan teknolojileri kovalamakla geçer. Anlayacağınız Stark da kapitalizmin ikiyüzlülüğünden sık sık payını alır, ama oyunun kurallarını gayet iyi bilir. Düşman ve entrika skalası Amerika’ya yayılır. Hatta zırh tasarımlarıyla ilgili bir entrikayı deşifre etmek için, Iron Man’i medya önünde güya hizmetinden kovmuşluğu vardır çünkü Iron Man olarak yapacaklarının kendisine bağlanmasını istemez.
Ancak değişmeyen şey, sürekli kötüye giden sağlığıdır. Kadınlarla arası iyi demiştim, yani işini bitirinceye kadar. Eski sevgililerinden biri tarafından gerçekleştirilen bir saldırıda omurgası hasar alır ve tekerlekli sandalyeye mahkum olmamak için omurgasına bir çip yerleştirir. Sinir sistemi yetersizliği baş gösterdiğinde ise, kendisine ikinci bir deri yaratır.
Sağlık değince, Tony’nin alkolik olduğunu ve bununla mücadele ettiğini de unutmamak gerek. Hatta bir kere sarhoşken kullandığı zırhla neredeyse birini öldürür ve bu yüzden suçluluk duygusu yakasını bırakmaz. Alkolizm, karaktere verilmiş en güçlü kişisel kusurlardan biridir; pek çok hikayede işlendiğini görürüz.
Mesela bir noktada (hatta 2000’lerde), AI korkusu da hikayeye etki eder. Stark’ın zırhı kendi zekasını ve duygularını kazanır. İlk başta Tony bundan hoşlanır, çünkü gelişmiş bir kontrole sahiptir. Ancak zırh, gitgide agresifleşerek önce Tony’yi pasifize ederken kontrolü tamamen ele geçirmeye çalışır. Bu noktada Stark kalp krizi geçirir. Bu noktada zırh, programlandığı üzere yaratıcısını kurtarmak için kendini feda eder ve Tony’ye yeni ve yapay bir kalp verir. Bu olaylardan sonra, Stark bir süre çok eski bir zırh modelini kullanacaktır.
Stark’ın kapitalist ve düzenci kişiliği bazen Civil War gibi maceraları da beraberinde getirir; burada Stark Amerikan hükümeti için Superhuman Registration Act’i geliştirir. Buna göre süper güçleri olan herkes, kendini devlete bildirmek zorundadır. Genç süper kahramanlar için eğitim zorunluluğu da vardır. Ancak bu, kahramanlar arasında yol ayırımına sebep olur; Fantastic Four’dan Reed Richards bunu desteklerken, Captain America buna şiddetle karşı çıkar ve kayıt yaptırmayanları yakalaması istendiğinde hükümetle bağlarını koparır.
Stark’ın yönettiği kayıt yaptırmış kahramanlarla, Captain America’nın liderliği altında karşı taraftakiler savaşmaya başlar. Bir noktada Captain America, Iron Man’i yendiği halde daha fazla kişinin ölmemesi için teslim olur. Ancak hapisteyken suikaste uğrar. S.H.I.E.L.D.’in başına geçerek yeni bir Avengers takımı kurmuş olan Stark, onun ölümünden müthiş bir suçluluk duyar ve zaferinin buna asla değmediğini söyler. O kadar maceranın arasından buna özellikle değindim, çünkü Stark’ın kişiliğini ve motivasyonunu en iyi yansıtan hikayelerden biri olduğunu düşünüyorum.
Iron Man'in Güçleri?
“O zırh varken ne gücü?” dediğinizi duyar gibiyim ama iş o kadar basit değil, özellikle de zırhlar Stark’ın bedeniyle iç içe geçmeye başladıktan sonra. Savaşlar ağırlaştıkça Stark kendi bedenine bazı modifikasyonlar yapıyor ve en bilineni, yukarıda bahsettiğim Extremis süreci. Stark, yine teknolojiyle etkisini arttırdığı beyin gücüyle zırhları kontrol ederken, bazı suçlulardan kurtulması için kendi biyolojik yapısını da yeniden programlaması gerekiyor. Ancak yine de şu başlık daha doğru olacak;
Kişisel Yetenekleri
“Dahi. Milyoner. Playboy. Hayırsever.” Tamam tamam. Matematik, fizik, kimya ve bilgisayarlar konusunda tam bir uzman. Elektronik ve mekanik mühendisliği konusunda Reed Richards, Bruce Banner gibi isimler bile karşısında duramıyor. Türkiye’deki her FM öğrencisinin hayali anlayacağınız. Marvel evrenindeki en zeki karakterlerden biri, üstelik Bleeding Edge Armor gibi zırhlarla daha da geliştiriyor zekasını. O yüzden karşısına çıkan suçlular da ona göre.
Stark, tam karizmatik iş adamı diyebileceğimiz profilden ve burada Kaptan Amerika’dan dövüş eğitimi aldığını söylemem de yerinde olur. Bir yerden sonra dövmeyi de öğreniyor yani. Ayrıca, kapitalist filan ama tam bir şirket etiği insanı. Özellikle plaza ortamında büyük saygı görüyor ki hakkı, çünkü pek çok şirketi sıfırdan başlatıp milyoner kıvamına getirmiş. Sonuna kadar çalışanlarının arkasında duruyor, ama bir çalışanı ona ihanet edecek olursa yandı.
Ha! Unutmadan; bir dönem Savunma Bakanı olarak da görev yapmıştı.
Medya ve Sinema
Öncelikle, Iron Man Marvel’in en popüler karakterlerinden biri, o nedenle yer aldığı bütün animasyonlar ayrı bir yazının konusu olabilir. Türkiye’de ilk bilinenlerden biri, sanırım “Spider Man and His Amazing Friends” ve kendi adını taşıyan Spider Woman, Hawkeye, Scarlet Witch, War Machine ve Century ile birlikte çalıştığı Iron Man serisi. Bunun yanısıra Iron Man: Armored Adventures ve Fantastic Four, X-Men başlıcaları olmak üzere konuk olduğu pek çok animasyon bulmak mümkün.
Sinemada ise, 2008’de Iron Man adlı filmde Robert Downey Jr. tarafından canlandırıldı ki, cidden darısı her karakterin başına, aktörüyle bu kadar özdeşleşen süper kahraman bence azdır.
Toplamda 10 yıllık bir çalışmanın temelini atan bu karakter şimdilerde yalnız başına ölümle burun burunadır. Ve daha şimdiden END GAME vizyona girmeden Avengers maceralarındaki durumu hakkında bir çok teori ortaya atılmaktadır. Umarım zarar görmeden kurtulur ve Thanos ile yarım kalan işi tamamlar diyelim. Çünkü benim de en sevdiğim karakterdir kendisi :D