Satın alınıp şiddet gören ve bunun neticesinde kaçışı başka yerlerde arayan bir kadının hikayesi olarak başlarken sonrasında bana kalırsa biraz da fazla uzayıp daha ilerilerine gidiyor konu. Ama onun dışında farklı bir kültürden farklı bir dönemi anlatışı ve seyir zevki olarak ortalama üstü bir film. Farklı tarzlar denemeyi sevenler için bir tercih olabliir 7/10
MehmetYurdakul liked this.
Holanda'da işinde daha iyi prestij yapmak için İtalyan otomobil firmasına İtalyan olduğunu söylerek giren Faslı abimizin İtalyan olarak ayarladığı kız arkadaşıyla bu yalanla birlikte hayatını sürdürme hikayesini konu alan bir komedi filmi. Bir iki yerde hafif eğlendirse de Hollanda yapımı olması ve Yolanthe Cabau'nun oyuncu kadrosunda olması dışında izleme listemde olmasının hiçbir anlamı olmayan bir film. 5/10
Büyük beklentiyle hatta yılın filmi olur mu diye düşünerek başlasam da filmin başlarında bu düşüncemden vazgeçtim Çok fazla diyaloğa boğan ve sadelikte akan bir film. O yüzden herkesin zevkine uymayabilir. Ama öte yandan konunun işlenişi ve acaba sorusunu canlı tutuşu da filmi izletiyor. Orta halli bir film bende bıraktığı iz 6,5/10
Emektar Arıcı'nın intikam hikayesi. Emektar demişken Statham da yaşlanmış. Ama hala aksiyon işinde oldukça başarılı. Film farklı bir şey vaad etmese de standart bir aksiyon filminden hele ki Statham aksiyonundan bekleyeceğiniz şeyleri karşılıyor. Ayrıca arıcı konsepti ve renk kullanımı da başarılıydı. Aksiyon arayanlara güzel seçenek 7/10
Sevmek en çok Sadri Alışık'a yakışıyor desem abartmış olmam sanırım. Kendine has tavırları oyunculuğu ve güzel replikleriyle arabasına koyduğu Cames Bond adıyla da her dakikası izlemeye değer bir Yeşilçam klasiği.
Beklentimin çok daha üstünde çıkan bir film oldu. Önce Havana'nın gece hayatı renkli dünyası ve kumar zenginliğiyle başlayıp daha sonra devrimin ilk hamleleri ve Küba darbesiyle finale doğru gidiyor film. Biraz da araya serpiştirilen romantizm filme farklı bir hava katıyor. Hem yönetmenin hem de senaryonun bence başarılı olduğu bir filmdi ve biraz uzun bir süresi var diye düşünsem de keyifle izletti bana kendisini. Unutulmaz bir film değil ama yılının güzel yapımlarından 8/10
Kısa hikayelerden oluşan İngiliz korku filmi. Tam korku da denemez aslında cinsel sapkınlığı temeline alan farklı hikayeler. Çok başarılı olduğunu söyleyemem ama farklı hikayeler barındırdığı için belki sizi birinde yakalayabilir 6/10
phoebe liked this.
Çizgi roman uyarlaması olan film bu özelliğini bence beyaz perdeye çok güzel aktarmış. Özellikle renklerin kullanımı çok başarılıydı filmde. Biraz absürt renkler ve absürt makyajlar filmin çizgi roman havasını daha iyi yansıtmış bence. Hem Al Pacino'nun hem de Madonna'nın varlığı filme büyük artı katıyor tabi. Ayrıca 63. oscar ödül töreninde de bulundurduğu yedi adaylık filmin çok yönlülüğünü gösteriyor diyebilirim. Artık göremeyeceğimiz 90larda kalan hafif animasyonvari gerçek filmlerin güzel havasını da barındırıyor 7,5/10
İki usta komedyenin şaheser niteliğindeki komedi filmi. Orta okul yaşlarımda da her saniyesinde kahkahalarla gülmüştüm üniversite çağımda da. Onca geçen zamana rağmen şimdi orjinal haliyle izlediğimde yine ilk izlediğim keyfi aldım filmden. Efektlere boğulmuş yeni filmlerin yanında bence mekan ve kostüm tasarımı olarak da muazzam bir iş çıkarmış film. Ayrıca arka planda siyahi kültürü ve ırkçılığa yaptığı komediyle harmanlanmış dokunuşlar da oldukça başarılıydı. Övülmedik neresi var bilmiyorum ama Wyclef Jean müzikleri de çok başarılıydı. Üç dört defa Shazam'a başvurdum filmi izlerken. Hem Martin Lawrence hem de Eddie Murphy sevmemin de büyük artısı olmasına rağmen bence komedi arayan herkesin dönüp bakması gereken bir film.
90 (63.) oscar adayları serimin en iyi özgün senaryo adaylarından izlediğim Metropolitan, bir grup New York gencinin sosyeteye dahil oluşlarını ve aslında daha farklı kademeden birisinin de tesadüfi aralarına katılışıyla başlıyor. Biraz fazla diyalog barındırsa da gençlerin hem yeni fikirleri kabullenişi, ufaktan siyasi görüşlerinin oluşması ve duygusal deneyimlerine dokunmasıyla sıkıcı bir sohnet olarak ilerlemiyor. En azından ben bayılarak izlemesem de sıkmadan takip ettiriyor. Arka planda gelişen ufak romantizm film ilerledikçe tüm filmi ele geçiriyor diyebilirim. Hiçbir alanda aşırılığa kaçmayan ama insanda hoş bir his bırakıyor film. 7/10
Başarılı aksiyon, güzel sahneler ve daha iyi teknolojinin gelişmesiyle yakalanmış anlar vardı serinin geri kalanına göre. Ed Skrein de kötü iş çıkarmamış ama Transporter Statham'dır. O kafamdaki olguyu film boyu kıramadım. Başka bir isimle ya da başka bir şekilde Frank olarak değil de ne bileyim onun yerine geçen adam gibi bir temayla çıksaydı en azından daha da başarılı görünebilirdi. Yine de serinin kalanından bağımsız bakınca iyi bir aksiyon filmi. Ama ben bakamadım tabi 6,5/10
İkinci filmdeki aksiyon odağından yine ilk filmdeki yolun ağırlıklı olduğu bir aksiyona dönüş yapılmış. Bu hali bana kalırsa daha iyi. Ayrıca Avrupa’da olması görsel olarak ayrı bir hava katsa da Fransa katkısından mıdır sokaklarda sadece Renault görmek biraz fazla gözüme battı :D ama genel olarak ikinci filmden daha başarılı bulduğum serideki kaliteyi koruyan başarılı bir aksiyon filmiydi 8/10
İlk filme göre konu olarak daha zayıf ama aksiyon olarak daha başarılı bir devam filmiydi. İki üç yerde zamanın da etkisiyle patlama uçma efektleri çok gözüme batsa da genel olarak başarılı bir devam filmi olmuş 7/10
ertanaltin, IlayD liked this.