Joen Coen,güzel bir sunumla tiyatroyu ekrana getirmiş. Oyuncuların, görselliğin ve yapım ekibinin de büyük bir emeği var. Sahne, dekor kullanımı ve özellikle ışık kullanımıyla, siyah beyaz sinematografisiyle görüntü yönetmeni çok güzel bir iş çıkarmış.
İlk önce günümüz 2021 uyarlamasını izledim. Hikâye aynı olsa da günümüz uyarlamasıyla ister istemez kıyasa düşünce 1947 yapımı duygu geçişleriyle epey hızlı ilerliyor ve daha basit işlenmiş. Bu durum Guillermo del Toro'nun yapımında tam tersi yavaş tempoda ilerlese de günümüz şartlarına göre güzel bir kurguyla sunmuş.
Yavaş bir temposu olsada filmin havası bir noktadan sonra doyurmaya başlıyor. Artıları gibi eksileri de olsa yansıttığı dönemle iyi harmanlanmış. En iyisi midir bilemedim ama güzel bir seyir zevki sunmuş.
Film bitince bir tren yolculuğuna çıkma isteği uyandırmıyor değil. Hissettirdikleri... Bir tren yolculuğunda gidilecek yer ya da varış noktası aslında en başından bellidir. (Yarı yolda inilmediği sürece tabii. Gerçi yarı yolda bir varış noktası sayılır. Tartışmak lazım.) Ama insan, bir yere ya da hedeflenen noktaya ulaşmak için kendine nedenler, sebepler ararken baştan bilmediği ve tek başına o sıkışık yolculuğa çıktığında yolda güzel nedenler, sebepler yakalıyor galiba. Arayış ve yol filmlerini seviyorsanız şans verebilirsiniz.
Yönetmene olan ön yargıdan dolayı pek beklentileri karşılamayan bir Marvel filmi olarak görüldüğünü düşünüyorum. Sıkıntı biraz hikâyenin hızlı ve yüzeysel kalmış olması. Ama yeni karakterleri tanımak adına başlangıç filmi olarak iyi buldum ve izledim. Devamını merak ediyorum.
MehmetYurdakul liked this.
Magazini bol entrikalı gerçekte yaşanmış sonu bilindik "sana demiştim, bak işte dediğim oldu." hikâyelerinden biri.
Baştan söylüyorum ama film herkese hitap etmeyebilir. Hayatın ve günün içinde insanın dikkatini çekmeyen ya da kaçan ayrıntıları, anları masalsı bir anlatımla sunmuş. Aslında bunun da dışında bir şeyler..
Anne Frank'ın arkadaşı Hanneli Goslar'ın gözünden, Anne'yı ve toplama kamplarında süreci izliyoruz.
Film, Dusan Kovacevic tarafından yazılmış, aynı isimdeki tiyatro oyunundan uyarlanmış. Hatta oyun Sırbistan'da başrol oyunculardan birisi ölene kadar 12 yıl aralıksız sahnelenmiş. İlk önce tiyatro oyununu okudum. Daha sonra İstanbul Dt'nin şu sıralar turne kapsamında sahnelediği tiyatro oyununu izleme fırsatı yakaladım. Sonra da üzerine filmi izledim. Dusan Kovacevic, tiyatro oyununa göre filmde epey değişiklikler yapsa da anlatımıyla gayet güzel. Ama ben tiyatro oyununu daha çok sevdim. Çünkü Yetkin Dikinciler ve Bülent Emin Yarardan izlemek müthişti. 2010 yılından beri kapalı gişe oynuyorlarmış. Tiyatro oyununu izleme fırsatını bulursanız ne yapın ne edin hiç kaçırmayın. İzleyiniz.

Philosophy İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde 23-24 Şubat ve 29-30-31 Mart'ta sahnede. Biletleri aşağıdaki siteden takip edebilirsiniz.
https://biletinial.com/tiyatro/profesyonel-dt
Romantik komedi film türünde olsa da daha çok fizik doğa bilimiyle desteklenmiş belgesel tadında olmuş. Pek herkesin sevebileceği bir tür değil ama kurgusu güzeldi.
Good Place dizisinden sonra Kristen Bell'i bir dizi de izlemeyi özlemişim. Tabii o tat bu dizi de olmasa da bölümlerin kısa olması, konu itibarıyla ne olacak bakalım diyerek bir solukta keyifle izletiyor.
Başlangıçta sıkıcı gibi gelebilir ama sonuna kadar diyalogları kaçırmadan izleyin.
phoebe liked this.