Yönetmenin bir tiyatro oyunundan beyazperdeye uyarladığı filmde karşımıza birbirlerini gördükleri ilk anda aşık olan bir erkek ve kadın hikayesi ekseninde birçok şeyi anlatan bir yapım Kırık Çember. Öyküsünü müzikal bir zemine oturtan yönetmen, daha en baştan karakterlerindeki çelişki ile klişelerden uzak bir öykü sunacağının sinyallerini veriyor. Dövmeli bir kadını muhafazakar, konservatiflikleri ile bilinen Güneyli kovboylara özenen bir adamı ise dinsiz yaptıktan sonra hikayenin gidişatı ile de bilinenin dışında bir iş yapma isteğini her bir sahne ile seyirciye aktarıyor. Oyuncu performansları, müzikleri, senaryosu, kurgusu kısaca her şeyi ile son dönem Avrupa yapımları içinde evrensel ruhu çok iyi yakalayan nadir yapımlardan biri olan Kırık Çember içinizi acıtsa da aslında sevginin ne kadar büyük iyileştirici olduğu kadar yıkıcı gücü olduğunu da gösteriyor. Öyle ki müzik bile çok önemli bir işleve sahip olsa da ruhları birleştirmek konusunda yetersiz kalabiliyor. Walk the Line ile karşılaştırılabilinecek film ABD kökenli yapımdan fersah fersah üstün.
Makinist'e baktığımızda, iyi bir fikir, hatta iyi olmaktan ziyade sadece ilginç olan bir fikir ve gelişmemiş, sadece uzatılmış bir senaryo görebiliyoruz sadece. Ana karakterimiz Trevor'un neden bu duruma düştüğü konusundaki merakımızı tatmin etmek ve senaryonun kendi kendine kurduğu yap bozu kendi kendine çözüp, bizi yok yere meraklandırmak haricinde filmin başarabildiği yeni bir mesele görünmüyor. Bunları bir araya getirince de izlemeseniz de olur tadında bir film ile karşı karşıya kalıyoruz.
KARAGEYIK Yazık oldu Bale'in verdiği kilolara. "İzlemesenizde olur", biraz haksızlık oldu filme, kanımca.
Doğru bileşimler harika sonuçlar doğurur tezinin karşılığı bir film. Dram dozu yüksek de olsa arada yapılan esprilerle ve muhteşem oyunculukla seyir değeri yüksek bir film çıkıyor karşımıza. Yönetmenliğini Rob Reiner’ın yaparken senaryosunu ise Justin Zackham yazdığı bu yapıt, ara ara filmden kopmanıza neden olsa da sizi çıkardığı gibi tekrar içine almayı biliyor. Tabi bunda oyuncuların katkısının çok büyük olduğunu unutmamak lazım zira senaryo boşluklarını kapatıp seyircinin ilgisini ayakta tutabilmek her oyuncunun harcı değil.
İster inanın ister inanmayın Hellboy gibi ben de iyi adamım. İspatım da profil kapak fotoğrafımdır :)