İspanyol sinemasi hic yaniltmaz. Keyifle izlenecek guzel bir gizem filmi daha... Bu isi cok iyi basardiklarina suphe yok.
serkan2335, AsliKt bunu beğendi.
Hakettigi ilgiyi gorememis olmali bu film, biraz agir islese de gayet keyifli ilerliyor. Biraz The Road havasi da var gibi bana oyle bir atmosferi hissettirdi... Guzel bir film zombi severler bi baksin derim.
Fragmanı çok büyük bir beklentiye sebep olmuş olmalı ki, filmde aradığımı tam olarak bulamadım. Sinematografisinin güzelliğine rağmen, başlardaki gizemi film boyu koruyamaması ve konu bütünlüğünü sağlayamaması nedeniyle film istenileni vermiyor. Yine de kötü diyemem, fakat büyük beklentiyle izlenmezse keyif alınabilir...
Öncelikle dizi hakkında hissettiğim şey şuydu, "Sindirilmesi zor bir dizi..." Bir şekilde başlayıp, bölümlerin peş peşe gittiği türden. Finali ilk bölümden belli olan bir senaryoya rağmen, bırakamıyorsunuz. Her bölüm Hannah ile beraber boğuldum... Kasvetini paylaşmamak mümkün değil. Yaşantılarımız farklı olsa da, bu ülkede de lisede zorbalığa uğramışlarımız vardır. Bende uğradım, ve belki aramızdan bazıları da... Hatta eminim ki başka sebeplere bağlı olsa da bu dünyadan uzaklaşmayı isteyenleriniz oldu, belki denedi... Hannah'nın yaşadıkları yalnızca senaryo olamaz, değil. Bu yüzden izleyenleri bu denli etkilemeyi başardı... Söyleyecek fazla söz yok,veya var ama bu platformda değil. Eğer hassas bir yapınız varsa başlamayın, çünkü her kaset bir kesik niteliğinde...

KlaketKafa Ne güzel yorumlamışsın =)

Insomniac Cok tesekkur ederim :)) Diziden etkilenince duygularim dagiliverdi
Türüne göre daha iddialı versiyonları olsa da, keyifli bir filmdi. Özellikle el kamerasıyla çekilmiş filmleri sevenler, beğenecektir. Benim için gayet güzeldi.
İnsana zorunluluk gibi dayatılan saçma adetlerden birinin sonucuyla başlıyor film. Bilindik bir senaryosu var ama, yine de kendini izlettiriyor. Klasik romantik dram filmlerinin ötesine geçememiş. Film boyu dikkatimi en çok çeken şey başrol kızımızın durmadan ağlıyor oluşuydu...
Bazı uzak ihtimallerin olmuş olmasını göz ardı edersek, aslında gayet güzel bir film. Özellikle finale doğru, kadınların aslında dünyanın her yerinde benzer durumda olduğunu hatırlatarak güzel bir göndermede bulunmaları doğru bir detay olmuş. Duygusal, romantik, hoş...
Korku filmlerinin klişesi olan "Karanlık olan yere gitme!" olayından uzaklaşılmamış fakat üzerine güzel bir kurgu eklenince gayet hoş olmuş. İlk sahneden itibaren gerilmemek elde değil. Yalnız Billy Burke'ü daha çok görebilseydik iyiydi. Canı gerilim-korku isteyen afiyetle seyredebilir.
O kadar doğal ki her şey... Film seyirciyi de hikayeye dahil ediyor, bir an Rana'nın, bir an Emad'ın gözünden bakıyor ve duygularını paylaşıyorsunuz. İntikam ve merhamet arası bir git gel yaşatıyor film. İran sinemasının bu doğallığını seven ve filmi ayrıca çok beğenen biri olarak başarılı buldum.
Gerilim filmi arıyorsanız, afişin-konunun çekiciliğine aldanmayın. Benzer konulu filmlerden farklı bir yapım, daha çok iki çocuğun annelerinin eve dönmesinin ardından gündelik yaşamlarına odaklanmış gibi. Aksiyonu son bi kaç dakikada yapalım demişler, e o da olmamış... Vakit geçirmek için izlenebilir.
Yine M.Night Shyamalan ve olağanüstübir film! Şu zamana kadar izlediğim en iyi psikolojik gerilim filmleri arasında kesinlikle. Öncelikle belirtmek istediğim hassas bir nokta var. Evet çkb zaman zaman alt benliklerde tehlikeli kişilikler yaratabiliyor... Fakat, tür gerilim olduğundan konuyu elbette seyirciyi nasıl gerebiliriz üzerinden ele almışlar, ki oldukça başarılıydı... İlk dakikalardan itibaren soluksuz izledim. Bilinenin aksine doğru tedavi ile hiçbir zararları yok, hatta arkadaşlarımdan biri bu hastalık ile yaşıyordu ve çevreyle gayet uyumluydu. Yalnız bir gün bana söylediği bir söz cidden içime işledi. "Sence hangimiz kalmalıyız, ben mi yoksa asıl benliğim mi?" hiç beklemediğim bir soruydu. Ve yanlış cevap verip zarar vermekten korktuğumdan "Zaten şu an olması gereken yaşanıyordur değil mi?" deyip mevzuyu kapatmaya çalışmıştım. Her neyse, bu anımı da eklediğime göre son noktayı başarılı performansıyla James McAvoy ve izlediğim her filmini beğendiğim Anya Taylor Joy ile bitiriyorum.
Serinin tüm filmleri çok güzel. Gerilimin dozu hiç eksilmiyor. Film insanoğlunun içinde barınan vahşiliğin, zenginlerin doyumsuzluğu ve paraları ile her şeyi satın alabilmelerinden yola çıkarak, yoksul kesimin sosyal yaşamlarının elinden alındığı gibi, bi nevi arınma gecesinde canlarının da alındığına güzel bir dokunuş yapmış. İlle de derin anlamlara lüzum yok diyorsanız da, gerilimi, maskeli makyajlı ürkütücü tipleri için de izlenebilir. :)
Hiçbir senarist kendinden bağımsız bir senaryo yazmaz, illa ki bireysel düşüncelerini katar... Benim ilk konuşmalardan anladığım hemcinslerini sevmeyen ve maksimum ne kadar iğrençleştiririm fikrinde olduğu. Bana kalırsa korkunç sahneler zaten o konuşmalardı... Artı bu konuşmaları yapanların da polis olması rahatsızlık verdi bana. Gelelim filmin içeriğine, fragmandan diğer korku filmlerimizden farklı olduğunu gördüğüm için sırf merak ettiğimden izledim, (ki kanlı filmleri zaten tercih etmem anlamlandıramam da) evet epey farklı, fakat başarılı mı değil mi emin değilim zira, ne anlattı nereye vardı, kim bunlar ne yaptılar? Hiçbirinin cevabı yok. Sonra da bitti zaten. Kendisi de ne anlattığını bilmeyen bir senaristin filmini maalesef beğenmedim. Sırf farklı bir yapım olduğu için başarılı bulamayacağım.
Sanırım türünün daima en iyilerinde var olacak. O sahneler gözümün önünden gitmiyor, efsane. Felsefik cümlelerin aksiyonla harmanlanması harika bir birliktelik. Özellikle o soundtrackleri bilmeyen yoktur, alarm sesi yapsan yataktan o havada çıkar insan. :) Mutlaka izlenilmesi gereken bir başyapıt. Zamanının kesinlikle ötesinde...